Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim; *Gore-topu gibi bir zombi filmimiz oldu nihayet… Eğer türle olan zayıf etkileşimi sebebiyle 197O yapımı Ölüler Konuşmaz ki’yi saymazsak Ada-Zombilerin Düğünü, Türk sinemasının ilk zombi filmi… Peki, başarılı mı? Bunu söylemek biraz güç… Filmi proje aşmasından beri takip
Rus Usulü Fantastika “Biz sizin zamanınızda böyle miydik?” derler. “Biz iki yıl askerlik yaptık” derler. “Büyüklerimizin yanında bacak bacak üstüne atamazdık, sigara içemezdik” derler. Sonra da bitirici darbeyi vururlar: “Yok, bu yeni nesil adam olmaz.” Dedeler, ninelerdir onlar. İyi niyetlidirler belki ama
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, büyük depremlerle başlayan felaketler iklimi değiştirmiş, Güneş kalın gri bulutların ardında görünmez olmuş, buna bağlı olarak bitki ve bitkileri yiyerek beslenen hayvanların sonu gelmiştir. İnsanlığın tükenişi ise yavaş ve ızdıraplı bir can çekişme şeklinde olmakta, sona
Kaptan Feza’yı izlemek için gittiğim sinema işletmesinin 8 salonunda gösterilen filmlerin 4’ünün yerli üretim olması, ülke sinemasının sektörleşme çabaları açısından umut verici… Son yıllarda vizyona giren bazı düşük maliyetli yerli üretimlerin umulmadık sayıda izleyiciye ulaşması sinemaya para yatıranları cesaretlendirdi, fakat hızlı üretimden
Belli ki Veda çok iyi niyetli bir çalışma... Filmin, Atatürk'ün yıpratılan itibarını iade etmek, onu kendi kurduğu Cumhuriyetin insanlarına yeniden sevdirmek gibi güçlü bir misyonu var.
Themroc sapına kadar bir Fransız filmi olmasına rağmen klasik bir anti burjuva filmi değil; modern yaşamın köküne en hasından kibrit suyu dökmeyi deniyor.