Uzun süredir sitemizin eksik kalan noktalarından biri Japon animeleri oldu. Ben de bu eksikliğe bir derman olayım diyerek son günlerde seyrettiğim animelerden birini sizlere tanıtmak istiyorum: Afro Samurai.
Aslında normal şartlarda İngilizce animeleri seyretmesem de Samuel L. Jackson’ın yanı sıra Kelly Hu (X-Men 2) ve Ron Perlman (Hellboy) gibi isimlerin seslendirmeleri yaptığını duyunca Afro Samurai dünyasına balıklama atladım diyebilirim.
Takashi Okazaki’nin aynı adlı mangasından uyarlanan anime klasik bir intikam hikâyesini konu alıyor. Afro daha minik bir veletken, “1 Numara”lı kafa bandının sahibi babasının, Justice (Perlman) adlı “2 Numara” ile girdiği düelloda gözleri önünde ölümünü seyreder. Bandın yeni sahibi Afro’ya eğer isterse ileride intikamını alabileceğini, onu bekleyeceğini söyler.
Günümüze geldiğimizde Afro artık efsane olmuş bir samuraydır. Tek derdi iki numaralı kafa bandını ondan almak olan vatandaşları tek tek öldürürken aynı zamanda “1 Numara”ya doğru da ilerlemektedir. Ancak karşısına çıkan rahip klanı, robot samuraylar ve bilumum alet edevat Afro’yu macerasını bitiremeden yok etmeye ve “2 Numara” olmaya çalışmaktadır.
Efsaneye göre babasının taşıdığı “1 Numara”lı kafa bandı insanlara tanrısal özellikler bahşetmektedir. Ancak, “1 Numara” ile dövüşme hakkı, hiyerarşik olarak, yalnızca “2 Numara”lı kafa bandının sahibine aittir. Oysaki “2 Numara” ile her isteyen dövüşebilir ve düellodan kaçma şansı yoktur.
Clint Eastwood’un isimsiz silahşorundan etkilendiği çok belli olan Afro Samurai az konuşup çok kan dökerken yanında bir de Ninja Ninja adlı zenci bir komedyen taşımaktadır. Birçok Hollywood filminden aşina olduğumuz ve sitemizde Can Evrenol’un en iyi zenci kankalar listesini bulabileceğiniz bu tarza sanırım bu karakteri de eklemek lazım. Suskun ve sert karakterin yanında, sürekli konuşan ve Afro’yu “Bırak bu işleri hacı karı kız var mı onu söyle” tadında diyaloglarla yolundan döndürmeye çalışan bu karakterin de Samuel L. Jackson tarafından seslendirildiğini belirtmekte fayda var.
Hikâye Kill Bill’e de oldukça yakın. Özellikle ikisinin de ana teması intikamken, Afro’nun en büyük farkı sadece tek bir kişiden intikam almaya çalışırken sürekli önüne düelloya girmesi gereken rakiplerin çıkması. İntikam alınacak ana karakter Justice’in de Afro’ya Kiddo diye seslenmesi güzel bir gönderme olmuş.
Futuristik bir Japonya arka planında geçen hikâyede ortaçağın Japon feodal yapısı devam ediyor, samuraylar, ninjalar etrafta kol gezerken aynı zamanda robotlar, değişik araç gereçler birbirine girmiş vaziyette. Yani bir çorba konulmuş ortaya. Ancak uyumun tutturulduğunu düşünüyorum.
Grafiksel açıdan son derece başarılı olan bu mini dizi Fuminori Kizaki’nin önderliğinde Japon Gonzo Stüdyolarında çekilmiş. Özellikle Afro karakteri için oldukça uğraşıldığı belli. Ancak benim favori karakterim oyuncak ayı kafası takan Afro’nun eski dostu oldu. Hikâyenin buradaki geri dönüşü olay örgüsünü de tamamlayarak Afro’nun geçmişini gözler önüne seriyor.
Mini dizinin en büyük artılarından biri de (zaten bir eksisini de bulamadım) müzikler olmuş. Kılıç dövüşlerinin güzelliğini, Hip hop camiasının önemli isimlerinden Wu Tang Clan’den RZA’nın yaptığı müzikler tamamlıyor.
Anime sırası ile “Revenge”, “The Dream Reader”, “The Empty Seven Clan”, “Duel”, “Justice” adlı yirmi beşer dakikalık beş bölümden oluşuyor. Bu kadar güzel bir anime niye bu kadar kısa sürüyor diye üzülmeyin, çünkü 2009 yapımı bir de devam filmi “Afro Samurai Ressurection” çekildi ancak izninizle o ayrı bir yazı konusu olsun. Ayrıca bu beş bölümün tek bir kurguda harmanlandığı director’s cut dvd versiyonu da mevcut. Ayrıca doğruluğu şu anda tartışmalı da olsa animenin bir de live action sürümünün çekileceğine dair çeşitli rivayetler var.
Samuray kılıç dövüşünün (chambara) yanında 60’lar sonundan 70’lerin ortalarına kadar büyük bir ivme yakalayan zenci filmlerine yani blaxploitation kültürüne de sırtını dayayan Afro Samurai 2007’nin en iyi dövüş aksiyon animelerinden biri. Zaten böyle iki farklı kültürü bir arada sunması bile büyük bir başarı bana göre. Benim gibi 80-100 bölümlük bitmek bilmeyen animeler yerine film tadında kısa ve öz animeleri seviyorsanız ya da hayatınızda seyrettiğiniz tek anime Kill Bill vol.1’daki ise Afro Samurai bu dünyaya girmeniz için çok güzel bir fırsat.
Tam “Bandın yeni sahibi Afro’ya eğer isterse ileride intikamını alabileceğini, onu bekleyeceğini söyler.” cümlesi üzerine aynen Kill Bill vol.I başında, the Bride’ın Vernita Green’in kızına gözü önünde annesini öldürdükten hemen sonra söylediği diyecektim ki zaten benzerlikler bununla sınırlı değilmiş.
muhtesem, harika, super bir seri. sadece 5 bolum olmasi da ayri bir keyif.
“Ninja Scroll” ve “Vampire Hunter D: Bloodlust”dan sonra en iyi kilicli ninjali buyulu anime budur herhalde!
B güzel noktayı yakalamışsın valla o sırada aklıma gelmemişti ama dediğin gibi iyi bir gönderme olmuş o da.
Can kesinlikle katılıyorum seyrettiğim en leziz kılıç aksiyonları bu animedeydi.
süper yazı. iyi düşünülmüş yerinde yani ötekisinema da yazılmış bir yazı. teşekkürler masis. animeler sinema kültürünün vaz geçilmez mihenk taşıdır
Samurai ve kılıç dendiğinde tartışmasız en iyisi Rurouni Kenshin’dir. 28 Manga, 95 TV Anime bölümü, 1 uzun metrajlı film, 6 OVA ve müzikleri ile bence epik bir yapımdır. Olayların geçtiği dönem, Kenshin’in geçmişten bugüne yaşadıkları, anlattığı hikayeler ile kesinlikle izlenmesi gerekir.
Bence Kenshin’in ardından diğerleri gelmekte.
Son olarak “Samurai Deeper Kyo” serisini de tavsiye ederim.
Ama Kenshin’i izledikten sonra diğerleri size çok yavan gelecektir.
Genel olarak hoş ve boş bir yapım olarak kabul görür gibi… Ama onca atraksiyonun içinde bana intikam olgusunun ne derece boş bir duygu olduğu fikrini verdi.
Yani Afro, babası öldükten sonra ki yeni hayat umudunu geri tepip intikam ile yaşadı…
Sonuç: ondan intikam almak isteyen insanlar ve akli olarak “deliliği”… İntikam temalı yapımlar arasında bence dikkate değer bir yapım…