1950 ve Sonrası

Dönüşüm I/ Televizyon çağında B-Film: 1950’ler

1948 yılında üst düzey mahkemeler blok rezervasyonun yasa dışı olduğu kararını aldı ve büyük firmaları sahip oldukları salon zincirlerinden mahrum bıraktılar. Kitlelerin televizyon ile tanışması ve stüdyoların azalan film üretimleri 1950’lerde iki film birden geleneğinin ortadan kalkmasına neden oldu. Bu dönemde büyük stüdyolar geleneksel b-filmler yerine eski büyük yapımları ikinci film olarak sunabilme avantajını sonuna kadar kullandılar. Televizyon kanallarının klasik Westernleri ardı ardına yayınlamaya başlamaları, hatta kendi western serilerini çekmeye başlamalarıyla da birlikte b-film yapımcıları için piyasa koşulları dayanılmaz bir hale geldi.

Değişen pazar koşullarının ilk kurbanı son filmlerini 1951 yılında yayınlayan Eagle-Lion oldu. 1953 yılında Monogram daha sonra kendi tarafından kurulmuş olan Allied Artists tarafından devşirilerek ortadan kayboldu. 1952’de Allied Artists Hollywood’’un son B-Western serilerini yayınladı. Seri bağımsız B-Westernler birkaç yıl daha çekilmeye devam edildi. Republic Pictures 50’lerin sonunda sektörden ayrıldı. Yıllarca yönetim zaafiyeti yaşayan RKO 1957 yılında tamamıyla film işinden elini eteğini çekti. Diğer bazı türlere bakıldığında, Allied Artists’in “Bowery Boys” serisini 1958, Universal’in ise “Ma and Pa Kettle” serisini 1957 yılına kadar çekmeye devam ettiği görülmektedir. Bu dönemde Hollywood’un A kalite yapımlarının süresinin uzadığı dikkat çekmektedir. 1940’larda ortalama uzunluk 112.5 iken 1955 yılının en başarılı on filminin ortalaması 123.4’dür. daha makul bir artışla b-filmler de bu değişiklikte etkilendi. Eskiden en fazla bir saat olan ikinci film standardı bu dönemde en azından 70 dakika oldu.

Altın çağ tarzı ikici film tarihe karışırken, b-film kavramı, tanınmamış “B aktörlerin” oynadığı her türlü düşük bütçeli film anlamına geliyordu. Terim basmakalıp hikaye, standart karakter tipi, basit aksiyon ve sofistike olmayan komedi üzerine kurulu filmleri tanımlama anlamını kaybetmedi. Aynı zamanda b-film alanı hızla artan bir şekilde ciddi ve acayip deneysel çalışmalar için verimli bir alan haline geldi.

Aynı zamanda bir aktris olan Ida Lupino bu dönemde Hollywood’un ilk kadın yönetmeni olarak öne çıkar. Lupino kendine ait yapım şirketi The Filmakers için çektiği Outrage (1950) ve The Bigamist (1953) gibi düşük bütçeli yapımlarda tecavüz ve benzeri ahlaki tabular üzerine deneysel çalışmalar gerçekleştirir. 1953 yılında çektiği ve en önemli yönetmenlik başarısı olarak kabul edilen The Hitch-Hiker bir kadın tarafından çekilmiş tek kara film klasiği olma özelliği taşır.

Aynı yıl RKO’nun düşük bütçeli yapımlarından biri öne çıkmayı başardı: Split Second isimli bu filmin sonu nükleer test alanında geçmekteydi. Bu da filmi ilk nükleer drama olarak öne çıkarır. Bu türün en meşhur filmi bağımsız bir yapım olan Kiss Me Deadly (1955)’dir. Bu film aynı zamada A ve B filmler arasındaki belirsiz çizgiyi daha da karanlık bir hale getirdi. Filmin başarısı üzerine dağıtımcısı olan United Artists, 1955 yılında bütçeleri $100,000 ila $400,000 arasında değişen 25 programcı çekme kararı aldı. Filmin uzunluğu 106, yani A film standartlarında olması rağmen, başrolde daha önce sadece bir kez büyük bir filmde oynayan Ralph Meeker bulunuyordu. Uyurlandığı kaynak tam bir ucuz roman olan Mickey Spillane’in Mike HammerRobert Aldrich‘in yönetmenliğini üstlenmiş olmasıydı. Sonuç olarak dönemde oldukça etkin olan bomba paranoyası, filmin başarısının temel nedenlerindendi.

Dönemde Amerika’da oldukça yaygın olan Sovyetler Birliği ile nükleer savaş korkusu, az da olsa nükleer denemeler sonucu ortaya çıkan radyoaktif serpintilerin ve ayrıca nükleer saldırılarının verdiği vicdan azabı bu dönemdeki bir çok filme güç verdi. Bilim kurgu, korku ve ikisinin karışımı olan yapımlar artık film endüstrisinin alt sınırının temel dinamiklerinden biri haline gelmişti. Bu dönemde çekilen birçok tür filmi- örnek olarak Universal adına William Alland (Creature from the Black Lagoon [1954], vd.) ve Columbia adına Sam Katzman (örnek olarak It Came from Beneath the Sea [1955], vd.) – çok küçük farklılıklar dışında birbirinin kopyasıydı. Fantastik doğalarının gizlediği keskin kültürel araştırmaları barındırıran bu türler, genellikle akım oluşturma başarısını sağlayamadılar. Yönetmen Don Siegel‘in Allied Artists için çektiği Invasion of the Body Snatchers (1956) konformist baskıları ve sıradanlığın kötülüğünü allegorik bir biçimde ele alıyordu. Bert I. Gordon’un çektiği The Amazing Colossal Man (1957) radyasyona maruz kalmanın resmedildiği bir canavar filmi olmanın yanısıra bir vahşi bir soğuk savaş fablıdır.

The Amazing Colossal Man adı bütçelerinden daha büyük olan yeni bir şirket tarafından yayınlandı. American International Pictures (AIP), 1956 yılında James H. Nicholson ve Samuel Z. Arkoff tarafından American Releasing Corporation (ARC)’nin yeni bir formu olarak kuruldu ve kısa sürede Amerika’nın sadece B filmlerine odaklanmış olan en büyük şirketi haline geldi. American International orijinal double bill b-filmler yani düşük bütçeli olmasına rağmen belirli bir fiyattan ziyade A filmler gibi gişe hasılatı üzerinden hesaplanan filmler yapmaya başladılar. I Was a Teenage Werewolf (1957) belki de dönemin bilinen en büyük AIP filmi olarak dikkat çeker. İsminden de anlaşılacağı gibi stüdyo fantastik ve yeni bir tür olarak gençlerin ilgisini çekecek filmler yapıyordu. Eğer Hot Rod Gang (1958) gişe yapıyorsa, neden hızlı arabaların yer aldığı bir korku filmi iş yapmayacaktı? Sonuç, Ghost of Dragstrip Hollow (1959)du. AIP aynı zamanda 1970’lerin sonunda büyük şirketlere kitle pazarı konusunda demografik istismar, hedef pazarlama ve doygun rezervasyon konularında öncü olmayı başardı. Daha açık bir ifade ile büyük şirketler “reşit olmayanlar” için hali hazırda filmler yapıyorlardı. Warner Bros’un Untamed Youth (1957) ve MGM’in High School ConfidentialMamie Van Doren oynar.

1954 yılında genç Roger Corman Allied Artists ile yapımcılığını ve senaristliğini yaptığı ilk filmi olan Highway Dragnet’i çekti. Kısa bir süre sonra Corman ilk bağımsız projesi olan The Monster from the Ocean Floor’u $12,000 bütçe ile altı günde çekmeyi başardı. Apache Woman ve Day the World Ended’den başlayarak, 2007 yılına kadar yaklaşık 350 filmde görev alan Corman’a b-filmlerin kralı da denebilir. Corman “Ben hayatımda hiç b-film çekmedim” derken bir bakıma doğruyu söylemektedir. Gerçekten de Corman sinemaya başladığında geleneksel anlamıyla b-film furyası sona ermiştir. Corman kendi sinema anlayışını “düşük bütçeli exploitation film” olarak tanımlar. Corman bu uzun sinema macerasında AIP ve sonrasında kendi şirketi ile Francis Ford Coppola, Jonathan Demme, Robert Towne ve Robert De Niro ve daha birçok isme yardım etmiştir.

1950’lerin sonunda William Castle b-filmlerin tanıtımında yenilik yapan kişi olarak öne çıkar. $86,000 bütçeli ve Allied Artists tarafından dağıtılan Macabre (1958), izleyicisine korkudan ölmelere karşı sağlık sigortası yaptırmayı öneriyordu. 1959 yılında bir yaratık filmi olan The Tingler, Castle’ın en ünlü hilesi olan perceptoyu barındırır: Filmin önemli sahnelerinde koltukların altına yerleştirilmiş olan bir çeşit titreşim cihazı seyircilerin çığlık veya kahkahalarını arttırmak için kullanılıyordu. Castle’ın bu filmlerde öncülüğünü yaptığı yenilikler daha sonraları Columbia ve Universal’in Sam Katzman ve William Alland’lı yapımlarında kullanılarak mükemmelleştirildiler.

Şavaş sonrası arabalı sinemalarda da bir patlama oldu ve bu ençok bağımsız b-film endüstrisinin işine yaradı. Ocak 1945’de ABD’de toplam 96 arabalı sinema bulunmaktayken, on yıl sonra bu rakam 3700’ün üstüne çıktı. Gösterişli olmayan, basit, genellikle birbirine benzer konulara sahip; ama inandırıcı şok efektleri bulunan filmler arabalı sinemalar için çok uygundu. 1950’lerde arabalı sinema olgusu Amerikan popüler kültürünün en önemli sembollerinden biri haline geldi. Aynı zamanda birçok yerel televizyon kanalı gece yarısı sinema kuşağında b tür filmleri göstermekteydiler.

Amerikan b-filmlerine artan bir oranla düşük bütçeli ve dublajlı yabancı filmler de eşlik etmeye başladı. 1956 yılında dağıtımcı Joseph E. Levine japon bilim-kurgu korku filmi Godzilla’nın Amerikan oyuncu Raymond Burr ile yeniden çekimini finanse etti. İngiliz Hammer Film Productions geleceğin korku film stilini derinden etkileyecek olan The Curse of Frankenstein (1957) and Dracula (1958) adlı filmlere imza attı. 1959 yılında Levine’in Embassy Pictures adlı şirketi, başrolünde Amerikalı bir vücut geliştirici olan Steve Reeves’in oynadığı İtalyan filmi Hercules’ün tüm dünya dağıtım haklarını aldı. Maliyeti $125,000 olan bu filmin tanıtım ve reklamı için Levine $1.5 milyon dolar harcadı. Levine elindeki tüm gücü kullanarak filmin açılışını 600 salonda birden yaptı. Film inanılmaz bir başarı elde ederek yurtiçi kira gelirlerinden $4.7 milyon dolar getiri sağladı. Bundan daha fazlası diğer ülkelerde de sağlandı. Kısa bir süre sonra artık Hollywood bariz bir şekilde Levine tarzı filmlerin ve onun yapımcılık anlayışının tahakkumu altına girmişti.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al