Festival Yapmak Çocuk Oyuncağı mı? 1 – bored audience

Festival Yapmak Çocuk Oyuncağı mı?

26 Kasım 2016

Group of people watching boring movie in cinema

Bir ya da birçok festivale iyi niyet ve destek duygularıyla başlayıp nasıl kandırıldığımızın hikayesini anlatmak istiyorum. Aslında bu aşağı yukarı her küçük çaplı festivalde yaşadığımız şeylerden biri daha sadece…

Öteki Sinema için yazan: Banu Bozdemir

Birisi ortaya çıkıyor tamamen sinema sevgisiyle yaşadığı, doğup büyüdüğü şehrinde bir film festivali yapmak istediğini söylüyor. Siz de içinizdeki lanet olasıca sinema sevgisinden dolayı heyecanla dalıyorsunuz işin içine. Gözünüzde ne para pul, ne kariyer, ne ego var ama işin rengi değiştikçe karşınızdakilerin ne kadar yalancı, paragöz, egosantrik ve hatta sinemadan bihaber olduğunu anlıyorsunuz. Bugüne kadar kendi aramızdaki muhabbetlerle göz yumduğumuz bu durum artık haddini aştı ve ahlaksız bir hal almaya başladı. Ortada nasılsa çekilen filmler ve bu filmlerle yarışmaya hevesli yönetmenlerinin olması bu organizatörlerin ağzının suyunu akıtıyor anladığım kadarıyla. Kendilerini ezik, parasız, biçare göstermeleri ve sen lafını etmesen bile sürekli parasızlıktan dem vurmaları arkasında aslında ne büyük dolaplar döndüğünün göstergesi. Madem bu festivaller parasız olmuyor, para bulamıyorsan yapma kardeşim ya da!

Geçen yıl birincisi yapılan ama ikincisini bir türlü hayata geçiremeyen Edirne Film Festivali çalışanların, ödül alanların, festivale kitap hazırlayanların ödemelerini hala ve hala yapmayarak nasıl bir festival kafasıyla hareket ettiklerini göstermişti. Edirne’nin bu anlamda ben de mağduruyum, emeklerimin karşılığını alamadım, ilki yapılan tüm organizasyon bozukluklarını hallederken helak olmamıza rağmen bize yapılan muamele budur… O yüzden ikincisinin yapılması asla istemedim, çünkü aynı durum devam edecekti zannımca.

1Ama şimdi aldığım telefonlar, yaptığım görüşmelerden anladığım kadarıyla daha beter bir durumla karşı karşıyayız. Bu sene dördüncüsü yapılan Antakya Uluslararası Film Festivali benim için hem Antakya’yı görmek hem de desteklenmesi gereken bir durum izlenimi uyandırdığı için içinde yer aldım. Ama son ana kadar sabrımı, saygımı ve inancımı kaybetmemeye çalıştım, çünkü karşımda festival için sürekli para bulmaya çalıştığını söyleyen bir adamcağız duruyordu. Öncelikle benim adıma değil herkes için vaat edilen, verilen, son ana kadar sanki yapılacakmış gibi devam ettirilen sözler yerine getirilmedi.  Basın bülteni servis ettirmek için sürekli aranan ben festivale davet edildiğim ve hala alınmayan biletimin akıbetini öğrenmek için ‘organizatör beyi’ aradığım halde kendisine ulaşamadım. Telefonlarım açılmadı vs. Biletim de gelmedi, yani festivalin basın danışmanı festival dışı kaldı! Hadi kendimi geçtim başkanlıktan istifa ettiğini açıklayan ulusal jüri başkanının biletinin bile son anda alındığını ve Mehmet Eryılmaz’ın kendisinin arayıp “bilet gelecek mi” dediğini öğreniyoruz.

Bu bir iyi niyet sömürüsü, sektöre katkı altında cep doldurma safsatalarını artık gördüğümüz yerde ifşa etmeliyiz. Ben içinde de yer aldığım için ilk taşı atıyorum. Dün birçok telefon aldım filmleri yarışan yönetmenlerden. Halkın gram ilgisinin hatta bilgisinin olmadığı için filmlerin beş kişilik film ekipleri tarafından izlendiği ve neden bu festivalin yapıldığına dair akıl sır erdiremediklerini de eklediler. Ben yine bu sektör adına yönetmenler ve yapımcılar adına, artık bu ülkede her türlü eşiği de aştığım için sözcülük yapıyorum. Ve diyorum ki ‘Size festival yaptırmayacağız’. Çünkü sizler festival adı altında üçkağıtçılıkla cebinizi dolduruyorsunuz! Ve iyi niyetli insanları da bu safsataya alet ediyorsunuz. Ve ortada bırakıyorsunuz!

Bu arada festivalin jürisi bir türlü açıklanmadı, çünkü ortada bir jüri yok. Mehmet Eryılmaz istifa ettiği için jüri başkanı olduğunu, Murat Evgin açılış gecesinde şarkı söylediği için diğer bir jüri üyesi olduğunu da öyle öğrendik. Ne kısa film, ne belgesel, ne de uzun metraj jürisi belli değil, çünkü kalan sağlar bizimdir durumuyla jüri oluşturulmuş durumda. Yani gelirse bizimdir, gelmezse senindir durumu!

Buradan Kültür Bakanlığı, yerel belediye gibi kurumlara seslenmek istiyorum. Siz destek verdiğiniz festivalleri denetliyor musunuz; halkın bilmediği, salonların bomboş olduğu ve sizlerden para aldığı halde almamış rolü yapanların festival yaptığından haberiniz var mı? Yerel yönetimlerin festivallerden elini çekmesi yönünde yaptığımız yorumlar burada ete kemiğe bürünüyor. Bu festivallerden gerçekten elinizi eteğinizi çekin, destek falan vermeyin ve orada festival yapılıyor izlenimi yapan bu insanlara prim yaptırmayın!

Ülkede festivaller ertelenmesin ne olursa olsun yapılsın noktasından bizi bu noktaya yani bu festivaller yapılmasın noktasına taşıyanlar; utanın!

blank

Banu Bozdemir

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu... Sinema yazarlığına Klaket dergisiyle adım attı, Milliyet Sanat muhabirliği yaptı. Skytürk TV’de sinema, sanat ve "Sevgilim İstanbul" programlarında yapımcı, sunucu ve yönetmenlik yaptı. TRT için Bakış isimli bir kısa film çekti. Yayınlanmış yirminin üzerinde çocuk kitabı var. Halen cinedergi.com’un editörü, beyazperde.com ve Öteki Sinema yazarı.

1 Comment

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Aydemir Akbaş Nasıl Seks Sembolü Oldu? 2 – iuuq NV 00vdvodvbebn SL gjmft SL xpseqsftt SL dpn031220210gvucpmjzf SL kqh

Aydemir Akbaş Nasıl Seks Sembolü Oldu?

Aydemir Akbaş, görüntü itibariyle seksi olmaktan çok uzaktır. Komik bir
Top 10: Sinemanın En Seksi Çorapları 3 – Sucker Punch En Seksi Çoraplar

Top 10: Sinemanın En Seksi Çorapları

Semra Doll'dan gene ismine yakışır, çılgın mı çılgın bir liste