Grunge vs Star Wars 1 – pearl jam

Grunge vs Star Wars

20 Mayıs 2014

Listeler hazırlamak ve karşılaştırmalar yapmak oldukça eğlencelidir. Bazen ufacık bir detaydan yola çıkıp farklı bir kurgu ve hatta dünya içerisinde bulabilirsiniz kendinizi.

Öteki Sinema için yazan: Utku Uluer

Pearl Jam, Alice in Chains ve Soundgarden yeni albümleri ile diskografilerini daha geliştiren bu gruplar üzerine bir şeyler düşünürken bir bilgisayar oyunu ve hatta bir RPG oyunu tasarlanabileceğini düşünmüştüm. Bu düşünce içerisinde grup üyelerine roller biçerken Star Wars’un Old Republic oyununu baz aldım ve ilginçtir sınıflar yerli yerine çok rahat oturmaya başladı. Amerikalılar benzer eşleştirme yapmışlar mı diye kontrol ettim ama benzer eşleştirmelere rastlamadım. Neyse ben eşleştirmeleri yaparken ve bir evren yaratırken Grunge’ın önemli 4 ismini seçtim: Pearl Jam, Soundgarden, Nirvana ve Alice in Chains.

İlginçtir Alice in Chains ilk dönemlerinde Chewbacca isimli bir şarkı yapmış. Bunun dışında alakasız olsa da Eddie Vedder, Darth Vader isim benzerliği var.

Bu gibi listeler, eşleştirmeler ve karşılaştırmalar hep kişiseldir, bu yazıyı okurken eminim sizlerin de kendine göre eşleştirmeleri olacaktır. Ben bir kapı aralıyorum, o kapıdan içeriye giren herkese de iyi eğlenceler diliyorum.

JEDILER – PEARL JAM

pearl jam

Pearl Jam, Grunge Müzik aleminde sert, yeri geldiğinde bıçkın ama her zaman haddini bilen bir grup olmuştur. Pearl Jam için biraz da romantik olduklarından dolayı grunge’ın temiz çocuklari dememiz yanlış olmaz. Grup olarak her zaman gücün aydınlık tarafında yer almışlar ve doğrucu olma konusunda taviz vermemişlerdir. İlk dönemlerinde belki Eddie Blood gibi şarkılarla karanlık tarafa göz kırpmıştır ama her genç padawan böyle ikilemler yaşayabilir. Aynı Jedi düzeni gibi sabırlı olan grup, hata yapan ve düzeni bozanı kendi içerisinden çıkartırken gözünü kırpmamıştır. Bu nedenle grubun davulcuları hep değişmiştir.

Aynı jedi düzeni gibi cumhuriyete bağlı bir vatansever duruşunu da politik olarak sergilerken, eleştirel tavrından da ödün vermemeye çalışır. Pearl Jam Master kıvamına gelirken, Obi Wan nasıl Windu ve Yoda’nın izinden gittiyse, onlar da Neil Young ve Nusret Fatef Kahn’ın izinden gitmiştir. Zaten spiritüel yolculukları da jedilar gibidir. Grup üyeleri birey olarak kendi albümlerini projelerini yaparken bütün olan Pearl Jam’den kopmayarak onun devamlılığını sağlamıştır, aynı jedilerın serde bireysel olmalarına rağmen jedi düzenini korumaları gibi.

Kişiler:

Eddie Vedder – Obi Van Kenobi: Aynı Kenobi’nin jedi düzenine basilici ve kuralcılığı gibi ne olursa olsun Pearl Jam’in devamlılığını ön planda tutar. Bazen sıkıcı olabilecek kadar doğrucudur. Ruhu hiç bir zaman kaybetmemeye odaklıdır. Eddie Vedder’ın Darth Vader’la isim benzerliği olsa bile o Master Vedder olacaktır.

Mike Mccready – Mace Windu: Aynı windu gibi yapması gerektiği zamanda yapan birisi. Solosunu atar ve kendini yeri geldiğinde geri çekmesini bilir. Öte yandan McCready aynı Mace Windu’da olduğu gibi tavır ve yaklaşım olarak fazla doğrucudur. Hani Pearl Jam’in bazen sıkıcı yüzüdür de benim için ama gönül telimizi titretmiştir defalarca.

Brendan O’brian: Hep arka plandadır, isimsiz bir jedi savaşçısı gibi işini yapar.

Pearl Jam üyesi olmamasına rağmen pek çok açıdan Yoda da Nusret Fateh Ali Han oluyor…

SMUGGLER (KAÇAKÇI) – SOUNDGARDEN

MJS STAGE01 Soundgarden.jpg

Başına buyruk fırlama sınıfı Star Wars’ta İmparatorluğa karşi mücadele eden ve bir şekilde gücün karanlık tarafında yer almamış bir sınıftır. Soundgarden’ı da grunge aleminde biraz bu açıdan gördüm. Ödüller almalarına rağmen Soundgarden bir şekilde hep düzene eleştirel durmayı seçen ve başına buyruk bir çizgideydi. Albümlerini dinlerken bile besteyi yapan elemanın kim olduğunu şarkıdan çıkartabilirdik. Aslında en virtüöz grunge grubu olduklarını düşünememe rağmen bu bireysellikleri bazen grup olmalarının önüne geçti. O yüzden sanırım dağılma kararı veren ilk grup oldu. Hatta Chris Cornell’in Zack della Rocha’sız Rage Against the Machine üyeleri ile Audioslave’i kurmasını Han Solo’nun asilere katılması olarak bile yorumlayabiliriz!!!

Jesus Christ Pose şarkısının sözleri ve yeniden müziğe dönüş kararları ile tam bir smuggler duruşu sergiliyor Soundgarden.

Kişiler:

Kim Thayil – Chewbacca: Evet ilk başta zaten fiziki olarak da benzediklerini söyleyebiliriz, öyle değil mi? Oldukça değerli ve güçlü bir müzisyen Kim Thayil ve aynı Chewbacca gibi zaferin gizli paramani. Sempatik ama suratsız bu kıl torbaları yanınızda olduğu zaman güçlü bir destekçiniz oluyor.

Han Solo – Chris Cornell: Grunge’ın en sempatik serserisi Chris Cornell yakışıklılığı ile gönülleri fetheden ve kendi kafasına göre takılmayı seven ama yanında dostları ve hatta ileri gideceğim Chewbaccası (Kim Thayil) olmadan pek de bir iş beceremeyen bir kişilik. Hüsranla biten solo projeler ve Audioslave’den sonra ne oldu? Yeni soundgarden albümü… Han Solo da Leai’nın dizinin dibinde yerini aldı.

SITHLER – ALICE IN CHAINS

alice in chains

Şimdi gözümüzü kapatalım ve Star Wars’ta şu sahneyi düşünelim. Başlangıç yazısı ekrandan akar, John Williams’ın tema müziği biter ve uzayın derinliklerine doğru kamera kayarken fonda Imperial March yerine Dirt çalmaya başlar. Dirt şarkısının giriş rifleri ile uzay gemisinin geldiği ve ardından Darth Vader’ın mekana giriş yaptığını düşünsenize? Oldukça güçlü bir giriş olacaktır. Bazı sahnelerde Sith teması olarak Would’un yer aldığını düşünelim…

Alice in Chains’in grunge grupları içerisinde en karanlık grup olduğunun da altını çizmek gerekli. Jerry Cantrel ve Layne Staley ilişkisi de hep sithler arasındaki ilişki gibi ilerliyor, birlikteler ama çatışma var. Cantrell asıl adamın yerini almak istiyor bir şekilde. Alice in Chains’in müziği karanlıklaştıkça güzelleşen ve insanı etkileyen bir müzik. İç çekişmelerinin müziklerine pozitif yansıdığını düşündüğüm ender gruplardan birisidir. Ayrıca görsel anlamda en cool grup Alice In Chains olmuştur.

Kişiler:

Layne Staley – Anakin Skywalker: Veya Darth Vader diyelim. Grunge’ın parlak çocugu Staley gücünü karanlık tarafa gittikçe arttırdı. Sevdiğimiz vokalistin seçimleri de, aramızdan ayrılması da Anakin gibi oldu. İsim benzerliği olmamasına rağmen Darth Vader ile kişilik olarak en uygun eşleştirme bu olacaktır. Staley’nin sözleri de Sithlerin tavrını çağrıştırır biraz.

Jerry Cantrell – Palpatine: Grubu aslında hep geri planda yöneten yönlendiren isimdir. Kontrol onun eline geçtikten sonra da kimsenin gözünün yaşına bakmadı. Aslında işin özündeki Cantrell ve Staley çekismesi de sith tarzına yakındır. Müzikal olarak pek karanlık değildir ama Palpatine de yüzümüze devamlı gülen ama iş çeviren biri değil miydi?

BOUNTY HUNTERS – NIRVANA

Nirvana

Sizi bilmem ama bounty hunters yani ödül avcılarında hep bir punk durum olduğunu düşünmüşümdür. Nirvana da grunge içerisinde punk tavra en yakın gruptu. Bireysel olarak yaptıkları fırlamalıklar olay olan Nirvana, gücün kötü tarafında yer almamasına rağmen hayli haşarı ve skandala açık tavırları nedeniyle grunge içinde bounty hunters’a en uygun grup olarak geldi bana. Nirvana’nın yanına Mudhoney ve Stone Temple Pilots’ı da koyabiliriz.

Kişiler:

Kurt Cobain – Boba Fett: Aslında Nirvana’nın bounty hunter olma sebebinin başında benim için Cobain Boba Fett eşleşmesi geliyor. Star Wars filmlerinin en karizmatik ve en fazla bilinen figürü çoğu kişiye göre Boba Fett. Çok uzun süre filmde yer almamasına rağmen bıraktığı iz oldukça büyük. Kurt Cobain nasıl grunge’ın süper yıldızı ise Boba Fett de Star Wars’un süper yıldızı.

Jabba the Hutt- Dave Grohl: Ah o sempatik gülüşleri yok mu ve fiziksel olarak hiç alakası yok tabi ki ama Dave Grohl’un çete toplama kabiliyeti ve kendine has bir oluşuma gitme becerisi aynı Hutt teşkilatlanmasına benziyor. Dave Grohl Bounty Hunters içerisinde Smuggler sınıfına geçiş yapabilme potansiyeli de taşıyor bu arada.

blank

Utku Uluer

1974'te Moda'da doğdu. İtalyada yaşıyor. Italyanca ve Ingilizce dillerinde profesyonel turist rehberliği yapıyor. 1994 yılında Doğuş FM de Katiller de Ağlar müzik programı ile başlayan DJ'lik tutkusu DJ Legoman ismiyle farklı bir noktaya taşındı. 2007 yılında Sinematik yeşilçam sitesini kurdu, O zamandan beri Sinematik Yeşilçam ve Öteki Sinema'da kafasına göre yazmaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Türk Sinemasının Eleştirisine Katkı (3)

Ertan Tunç, Türk Sinemasının Eleştirisine Katkı yazı dizisinin üçüncü bölümünde
Sosyal Medya Bir Filmi İhya Edebilir mi? 2 – Sosyal Medya Yaşamak Güzel Şey

Sosyal Medya Bir Filmi İhya Edebilir mi?

Siz siz olun, sosyal medya gücünü asla hafife almayın. Neme