Mahsum Akyel: ‘İzleyici ödülü almak jüriden ödül almaktan daha değerli’ 1 – 1

Mahsum Akyel: ‘İzleyici ödülü almak jüriden ödül almaktan daha değerli’

12 Aralık 2015

Altın Portakal’da bu sene belgesel yarışması olmadığı gibi kısa film yarışması da seyirci ödülüyle sınırlı kaldı… Akdeniz Üniversitesi öğrencisi Mahsum Akyel, Zilan adlı filmiyle seyirci ödülünü havaya kaldırdı. İlk filmini çeken ve seyirci ödülünü kazanan Akyel’le konuştuk…

Öteki Sinema için söyleşen: Banu Bozdemir

Başka filmlerde çalışmışsın ama ilk sinema filmin değil mi bu? Aynı zamanda öğrencisin de. Bu bitirme projesi olamayacak kadar politik bir hikaye. Biraz bu filmin sürecinden bahseder misin?

Zilan benim ve arkadaşlarımın ilk projesi. Bizler aynı sınıfta olan ve ortak kaygıları paylaşan bir avuç sinema öğrencisiyiz. İkinci sınıfın başlarında Antalya Film Ekibi (AFE) den haberdar olduk. Bizler bu ekiple sinema yapabileceğimizi düşündük ve bu ekibe dahil olma kararı aldık.

afişFilmin çıkış noktası birçok yönetmen gibi kendi hikayemden yola çıkmak oldu. Ben aslen Mardinli olmama rağmen orayı hiç görmedim. Antalya’da doğup büyüdüğüm için maalesef kendi kültürüme biraz uzak yetiştim. Annem bildiği tek dil olan Kürtçe ile büyüttü beni ancak babam sosyal hayatta çok zaman geçirdiği için Türkçe konuşmak zorundaydı ve evde de Türkçe konuşurdu genelde. Bu yüzden ben ne Kürtçe ne de Türkçeyi tam anlamıyla öğrenemedim aslında. Benim hayatım iki kültür arasında sıkışıp kaldı ve her ikisine de tam anlamıyla adapte olmadı diyebilirim. Bu yüzden kendi hayatımdan yola çıkarak bir kısa film çekmek istedim. Senaryo yazım aşamasından kurgunun bitimine kadar bütün aşamaları ekip arkadaşlarımla birlikte yürüttük. Belki de filmimizi anlamlı kılan en büyük neden ekibimizin samimiyeti ve projeyi sahiplenmesiydi.

Filmin Antalya’da seyirci jürisi ödülü kazandı, profesyonel bir jüri tarafından değerlendirilemedi filmleriniz. Bu konuda neler söylersin, sonuç değişik olur muydu?

İzleyici ödülü almak bizim için jüriden ödül almaktan daha değerli çünkü biz film çekerken jüri için değil toplum için film çektik. Antalya halkının filmimizi beğenmesi ve ödülü bize vermesi bizim için çok değerliydi bu yüzden onlara çok teşekkür ederiz. Jürinin beğenisine sunulsa belki de ödülü alamayabilirdik.

Zilan’ın hikayesi aslında birçok çocuğa uyarlanabilir gibi. Kendi topraklarında şiddete uğrayan ve kendi topraklarından sürülen çocuklara. Galiba dünyanın en büyük şiddeti çocuklara…

Kesinlikle sebebi ne olursa olsun, coğrafyası neresi olursa olsun savaşların ve şiddetin en büyük etkisi çocuklar üzerinde kalıyor maalesef. Çocukların dünyayı anlamlandırdıkları dönemde bu şekilde şiddete maruz kalmaları ilerleyen yaşlarında çok daha büyük sorunlara yol açmaktadır.

Çocuk ninesi ona masal anlatırken ağlıyor, etkileyici bir sahne. Spontane mi gelişti yoksa kurgusal mı?

Senaryo gereği masal anlatılırken çocuğun ağlaması gerekiyordu. Ancak ağlaması için özel bir çaba harcamadık. Gerçektende tamamen doğal bir şekilde gelişti süreç. Hatta çekim yaparken ağladığını fark etmedik eve gidip görüntüleri incelediğimiz zaman fark ettik bizde.

içerik2

Filmin kısa, basit ve etkili. Böyle olması için de çaba harcamış gibisin…

Filmimizi özellikle kısa tutmaya çalıştık çünkü süre uzadıkça seyircinin dikkatini çekmek daha da zorlaşıyor. Evin boşaltılma sahnesini biraz daha uzatabilirdik ancak zaman mekan ve maddi sıkıntılardan dolayı o sahneyi de kısa tutmak zorunda kaldık.

Antalya geçen yıl sansür uyguladı bir filme, bu sene de ödül gecesinde sansür vardı. Bu kadar sansür uygulayan ve kontrolcü davranan festivale film gönderirken neler hissettin?

Ben Antalya’da yaşadığım için Altın Portakalla büyüdüm diyebilirim aslında. Bu yüzden benim için çok daha özel bir festival. Ancak bu yıl getirilen yenilikler ve geçen sene ki sansürlerden dolayı benim içinde pek bir değeri kalmadı diyebilirim. Filmi göndermemeyi hiçbir zaman düşünmedim çünkü bizler filmimizi o festivale değil o şehrin insanlarına gönderiyoruz. Bu yüzden izleyici ödülü almak bizim için her şeyden daha anlamlı.

Kısa filmde biçim mi yoksa içerik mi önemlidir senin için?

Benim için kısa filmde içerik daha önemlidir. Kısa bir süre içerisinde insanlara bir şeyler anlatmak ve göstermek çok önemli. Elbette estetik kaygılarımız oluyor ancak bu kaygılar bizim anlatmak istediğimiz şeylerin önüne geçmemeli.

Uzun metraj çekecek olsan konusu ne olurdu?

Uzun metraj çekecek olursam herhalde yine toplumsal konulara değinmeyi tercih ederim.

Kısa metraj çekmeye devam edecek misin, kısa filmden istenen eser işletme belgesi hakkında düşüncelerin?

Üzerinde çalıştığımız birkaç kısa metraj film daha var. Onların Zilan filminden daha iyi olması gerektiğini düşünüyoruz ve bunun için çok çaba gösteriyoruz. Eser işletme belgesi istenmesi çok saçma geliyor bana. Zaten öğrenci olarak çekiyoruz filmlerimizi birde İstanbul’a gelip belge çıkarmamız isteniyor bizlerden. Zilan filmini biz sıfır bütçe ile çıkardık. Eser işletme belgesi için bizden 415 lira istendi neyse ki bu bedeli Antalya Film Festivali karşılayacağını söyledi yoksa bizim o belgeyi çıkarmak için hem İstanbul’a gidip hem de o parayı vermek gibi bir lüksümüz yok.

Ödülünü Tahir Elçi’ye ve Hacı Lokman’a adadın. Sürekli katliam ve baskıların olduğu bu coğrafyada sanatın gücü ne denli etkili oluyor, olacak?

içerik
Biz ödülümüzü Tahir Elçi ve Hacı Lokman Birlik e adadık. Tahir Elçi’ye adamamızın sebebi kendisinin bu topraklara barışı kardeşliği ve eşitliği getirmek için verdiği onurlu mücadeleydi. Hacı Lokman Birliğe adamamızın sebebi kendisinin de kısa film oyunculuğu yapmış ve sanata olan desteğiydi. Barışın gelmesinde sanatın ve sanatçıların yerinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü topluma yön vermesi gereken kişilerin sanatçılar olduğunu düşüyorum.

Bundan sonra başka projeler, festivaller var mı?

Önümüzde yapmayı düşündüğümüz birkaç projemiz var onlar üzerinde çok yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Umarım en kısa süre içerisinde onları da tamamlar ve halkımızın beğenisine sunarız. Dediğimiz gibi bizim için festivallerin tek amacı oranın halkıyla filmlerimizi buluşturmak.

Benim sormadığım senin söylemek istediklerin?

Bu güzel söyleşi için teşekkür ederim iyi çalışmalar…

blank

Banu Bozdemir

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu... Sinema yazarlığına Klaket dergisiyle adım attı, Milliyet Sanat muhabirliği yaptı. Skytürk TV’de sinema, sanat ve "Sevgilim İstanbul" programlarında yapımcı, sunucu ve yönetmenlik yaptı. TRT için Bakış isimli bir kısa film çekti. Yayınlanmış yirminin üzerinde çocuk kitabı var. Halen cinedergi.com’un editörü, beyazperde.com ve Öteki Sinema yazarı.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Ali Kemal Çınar: ‘Beden üzerine düşündüğüm çok oluyor’ 2 – 5461417c 4468 438e b9e1 41f80910b6d6

Ali Kemal Çınar: ‘Beden üzerine düşündüğüm çok oluyor’

Kurte Film (Kısa Film) ile dikkatimizi çeken Ali Kemal Çınar,
Gökçe Pehlivanoğlu: "Eskiden daha az ama daha nitelikli filmler çıkıyordu" 3 – Gokce Pehlivanoglu 9

Gökçe Pehlivanoğlu: “Eskiden daha az ama daha nitelikli filmler çıkıyordu”

Gökçe Pehlivanoğlu ile kısa film, fotoğraf, gezmek görmek ve çekmek