Korku tutkunları bir anda gözlerini Fransız sinemasına çevirdi. İşte Martyrs ile Fransa'dan yeni korku filmleri bekleyenlerin parmaklarına bal sürülüyor.
Bloodstained Butterfly; her bir parçası kendi işlevini başarıyla yerine getiren, öğeleri neredeyse kusursuz bir ahenk yakalamış, tıkır tıkır işleyen bir makine gibidir.
En sevdiğim kötü filmlerden biri olan Zombie Holocaust, kırmızı seven, 'gore' sahnelere aç, Öteki Sinema düşkünü bünyeleri fazlasıyla memnun edecektir.
Gece bir benzine istasyonuna gizemli birileri tarafından izlendiğini söyleyerek sığınan Harry Grimbridge (Al Berry), Dr. Daniel Challis’in (Tom Atkins) gözetimi altında hastaneye yatırılır. Aynı gece bir başka adam hastaneye girerek önce Harry’i öldürür, sonra intihar eder. Daniel soruşturma sırasında Harry’nin kızı Ellie
Korku filmlerinin beslendiği konular o kadar fazladır ki ne kadar "bu tarzı sevmem" diyenler olsa bile herkes için muhakkak izleyecek bir şeyler bulunur. Bakınız: The Nanny.
Ucuz yollu Arjantin usulü bir ‘slasher’ bakınıyorsanız, Habitaciones para Turistas tam size göre. Ya da dramatik bir son cümle olarak: “Bu filme bir şans verin.”
“What Have You Done to Solange?”, karakter derinliği ve zenginliği açısından değerlendirildiğinde, tüm bir giallo havuzu içinde çok çok özel bir yere oturmaktadır.
Satanico Pandemonium nunsploitation düşkünlerinin mutlaka izlemesi gereken bir film. Öteki sinemaseverlere de pişman olmayacakları bir deneyim yaşatma ihtimali yüksek.
Zombi: La creazione şahsına münhasır bir film. Herkese hitap etmediği aşikâr. Bruno Mattei üstadın öyle de bir huyu vardı. Herkese hitap etmeyi sevmezdi sanki.
Razorback her ne kadar kulağa biraz komik gelse de, hatta konusundan anlaşılacağı gibi bunun tersine uğraşmıyor gibi görünse de kana susamış hayvan motifinden daha ilginç bir film.
80'li yılların ilk yarısındaki Video Nasty döneminde bir de Buio Omega vardır... Kült yönetmen Joe D'Amato'nun en ünlü 3 filminden biri, belki de en ünlüsü