Periferic (2010) 1 – scene2

Periferic (2010)

5 Haziran 2014

Kaybedilmiş Bir Hayat!

Romen yönetmen Bogdan George Apetri sizleri 87 dakika boyunca bir kadının hayatını nasıl kaybettiğine tanıklık etmeye çağırıyor! Geçmişte yaptığı hatalardan dolayı hayatını hapiste devam ettiren Matildpostera’nın, üç erkek etrafında dönen kurtuluş mücadelesine davetlisiniz.

Öteki Sinema için yazan: Ümit Haz

Karadeniz’e kıyısıyla komşumuz sayılabilecek Romanya, Doğu Avrupa’nın görmezden gelinmiş ülkelerinden bir tanesi. Sinemadaki yeni dalga hareketlerinden etkilenmiş yeni bir ekol ile 80’li yılların sonlarından bu yana farklı bir kimlik arayışı içerisindeler. Apetri’nin 87 dakikalık bu uzun metrajı da bu arayışın son dönem örneklerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Columbia Üniversitesi’nin sinema bölümünden mezun Apetri, şimdilerde burada film yönetmenliği üzerine dersler veriyor. Her ne kadar Columbia denildiği zaman Nicole Holofcener, Kathryn Bigelow gibi isim yapmış kadın yönetmenler akıllara gelse de özellikle son dönemde dünyanın çeşitli yerlerinden gelip burada sinema eğitimi görmüş yönetmenlere de rastlamak mümkün. Bu anlamda George Apetri için arayış sinemasının arayış içindeki yönetmeni diyebiliriz. Sinema eğitimi için doğduğu toprakları terk etmiş bir yönetmenden bahsediyoruz.

BİR DAHA GERİ DÖNEMEM

Matilda, annesinin cenaze törenine katılabilmek için hapishaneden izinli bir şekilde dışarıya çıkar. İlk ziyaret edeceği kişi erkek kardeşi Andrei olacaktır. Andrei’den beklediği desteği göremeyeceğini anladığında soluğu hapishaneye girmesine sebep olan Paul’un yanında alacaktır. Paul aynı zamanda Matilda’nın çocuğunun babasıdır ve kadın ticareti yaparak para kazanmaktadır. Matilda, Paul’dan çocuğu Toma’yı ona vermesini ister. Matilda’nın artık tek bir amacı vardır; hapishanedeyken göremediği Toma ile yeni bir hayata başlamak. Paul’un Toma’yı bir yetimhaneye yerleştirdiğini öğrenir. Toma’yı bulabilmek amacıyla yeni bir yolculuğa çıkar. Bir yandan da hapishaneden kaçıp uzaklara gitme planları yapmaktadır. Hapishaneye geri dönerse içerde yatması gereken üç senesi daha vardır. Bu yüzden tek kurtuluşu Toma ile birlikte kaçmakta görür.

scene3

ÜÇ ERKEK VE BİR DRAM

Periferic her saniyesi ile psikanaliz üzerine inşa edilmiş bir film olarak izlenmeli. Aksi halde son derece sıkıcı bir hale dönüşebilir. Ayrıca filmde geniş açı olabildiğince az tercih edilmiş. Yönetmen tercihi daha çok dar kadrajlardan yana kullanmış. Haliyle bu durum bazı sahneleri bunaltıcı hale getirmiş. Ancak yine de filmin genel anlatım tarzına baktığımızda kadrajların anlatımı destekleyici bir şekilde oluşturulduğunu ifade etmek gerek.

Başkarakterimiz Matilda’nın ailesinden görebildiğimiz tek kişi erkek kardeşi Andrei. Matilda’nın geçmişine yönelik bildiğimiz tek şey ise evini terk edip Paul denilen bir adama kaçtığı. Bu tercihinin bedelini de hapishaneye düşerek ödemiş. Filmde Matilda’nın babasından söz edilmemiş. Bu örnekte olduğu gibi filmin bize bıraktığı bazı boşluklar mevcut. Filmde babadan hiç bahsedilmemesi zaten Matilda’nın hayatında bir babanın var olmadığını ifade ediyor. Erkek kardeşi Andrei’nin ise karısının sert çıkışları karşısında sergilediği pasif tutumlarından anlıyoruz ki rol model olabilecek güçlü bir karakter değil. Bu durumu en iyi olarak Matilda’nın çiftlikten “kovulduğu” sahnede anlıyoruz. Andrei, bir yeğeni olduğunu öğreniyor. Kız kardeşinin “ona sen bak” isteği karşısında ürküyor. Durumu karısına “benden para istedi” diyerek izah ediyor ve deyim yerindeyse karısını kız kardeşinin üzerine salıyor. İki kadın arasında çıkan tartışma sonucu Matilda çiftliği terk etmek zorunda kalırken Andrei ise olan biteni izlemekle meşgul oluyor.

scene2

Aslında yönetmen beden dilinin kodlamalarını kullanarak iki kadın arasındaki mücadeleyi bize ilk olarak arabaya biniş sahnesinde gösteriyor. Bu sahnede iki kadın birbirlerine karşı konumlanmış bir şekilde elleri bellerinde, Andrei’nin torbalarla arabaya gelmesini bekliyorlar. Erkek kardeşinden beklediği desteği göremeyen Matilda, hapishaneye düşmesine sebep olan Paul’un yanında alıyor soluğu. Paul aynı zamanda Matilda’nın çocuğunun da babası. Paul’u ilk gördüğümüz sahnede bir kadın ile otel odasında birlikte oluyor. Bu sahne ile tanıdığımız Paul’un karakterini çok iyi anlayabiliyoruz. Matilda, anlaştıkları gibi onun yerine hapis yattığını ve payına düşen parayı istediğini söylüyor. Paul’un ise paranın tamamını vermekten yana olmadığını görüyoruz. Tam bu sırada beklenmedik bir sahne ile karşılaşıyoruz. Matilda ve Paul birlikte oluyorlar. Bu sahnede açıkça yazarak ifade edemeyeceğim kaba bir anlam mevcut. Önceden öğrendiklerimiz kadarıyla Paul Matilda’nın başına gelenlerin tek sorumlusu ve onun hayatını “mahveden” birisi olarak sonrasında onunla tekrar cinsel ilişkiye giriyor. Yönetmen bu sahnede Paul’un aslında Matilda’ya ne yaptığını tekrar gözler önüne seriyor. Daha geniş bir pencereden bakarsak, Matilda’nın genç yaşta evden kaçıp sert görünümlü ve kadın pazarlayan bir adamın cazibesine kapılmasının arkasında bir baba figürünün olmayışı yer alıyor. Aslında Matilda’nın bir gençlik hatası yaparak tercih ettiği Paul, Matilda’nın hayatındaki rolünü bilemediğimiz babasına denk geliyor. Böyle bakarsak, Matilda’nın başına gelen her şeyin sorumlusu babası gözüküyor. Ancak filmin hiçbir yerinde böyle bir ifade ile karşılaşmıyoruz. Film bize bazı boşluklar bırakırken bir yandan da hayatın döngü şeklinde devam ettiğini söylüyor. Bir başka sahnede Paul, Matilda ve bir fahişenin zengin bir adamdan para almaya gittiklerini görüyoruz. Paul para karşılığı “sevgilisi” olan kadını zengin adama veriyor. Kadın defalarca istemediğini ifade etse de Paul bir şekilde ikna etmeyi başarıyor çünkü kadının Paul’a aşık olduğunu biliyoruz. Bir ara iki kadın arabada yalnız kaldıklarında Matilda genç kızı uyarıyor ancak genç kız aldırış etmiyor. Matilda, kıza baktığında aslında kendisini görüyor. İstemediği bir adama yollandığı ve kendisini savunmak için adamın yüzünü bıçakladığından dolayı hapishaneye düştüğünü ve hayatının nasıl mahvolduğunu anımsıyor. Geri dönüş sırasında Paul Matilda’ya daha önceden anlaştıkları miktarın tamamını vermiyor. Bunun üzerine arabada çıkan bir kavga sonrası kaza yapıyorlar. Matilda sağ kurtulurken Paul’un hareketsiz olduğunu görüyoruz. Matilda arabadaki bütün paraları alarak uzaklaşıyor. Bu sahnede de film bize bir boşluk bırakıyor. İzleyici olarak Paul’un ölmesini istiyoruz ancak film bize Paul’un sadece bayılmış olabileceğine dair işaretler sunuyor.

Matilda ise hayatının en son erkeğine yani Toma’ya doğru bir yolculuğa başlıyor. Film bu noktada da bazı boşluklar barındırıyor. Toma’nın kaldığı yetimhanede cinsel istismara uğradığı yönünde bazı fikirlere kapılıyor ve tedirgin oluyoruz. Matilda’nın Toma’yı bulduğu sahnede sorduğu sorular ve alamadığı cevaplar tedirginliğimizi daha da arttırıyor. Film, her sahnede olduğu gibi bu sahnede de bize “kesin” bir cevap vermiyor. İkili daha sonra bir tren yolculuğuna başlıyorlar. Matilda, annesinin cenazesine katılmak için izinli ayrıldığı hapishaneye bir daha geri dönmemek için kaçma planları yapıyor. Trende Toma’ya çantasındaki paraları gösteriyor. Bu paralar ile önlerinde güzel günler olduğuna, beraber yeni bir hayata başlayacaklarına inanmak istiyor.

MCDOUTB EC018

Uyuya kaldığı bir anda Toma’nın çantadaki paraları aldığına şahitlik ediyoruz. Matilda tekrar bir erkek tarafından ihanete uğruyor. Üstelik bu sefer uğradığı ihanet, geçmişindeki iki erkeğin aksine yeni bir hayata birlikte başlamak istediği Toma’dan geliyor. Yani hiç beklemediği bir ihanet ile karşılaşıyor Matilda ve trenden yalnız iniyor. Hayatını üç erkeğin etrafında dönen kesitler ile izlediğimiz Matilda’yı tek başına kalmış ve umutsuzca denizi izlerken görüyoruz. Yönetmen filmin bütününde olduğu gibi son sahnede de izleyiciyi büyük bir boşluk ile karşı karşıya bırakıyor. Denizi izleyen Matilda’yı izlerken buluyoruz kendimizi.

Fragman izlemek için tıkla!

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Razorback (1984) 2 – razorback

Razorback (1984)

Razorback her ne kadar kulağa biraz komik gelse de, hatta
The Martian / Marslı (2015) 3 – The Martian 2015

The Martian / Marslı (2015)

The Martian, tıpkı Disney menşeli Zor Saatler (The Finest Hours)