The Burning Moon (1992) 1 – snapshot20081107193535bz0

The Burning Moon (1992)

14 Nisan 2009

Karşımızda hayatınızda görüp görebileceğiniz en adi, en pislik, en ucuz ve en vahşi gore filmlerinden biri var: The Burning Moon (1992)…

burningmoonFilmin konusunu falan anlatmadan önce belirtmek istiyorum ki, eğer bu filmi izlemeye başlarsanız filmin rezilliğine şaşıracağınızı bilin. Ona göre… En trash film izleyenler bile bu filmi baştan sona izlerken zorlanacaklardır. Flash TV’deki o eski Gerçek Kesit’leri düşünün… Öyle bir teknik çizgisi var filmin. Homoti (1987) falan gibi. Hatta görüntü kalitesi o eski Flash TV yapımlarından daha kötü. Fakat bütün bu rezillikle beraber film korkunç bir vahşeti de beraberinde getiriyor. Bu vahşet sahneleri öyle iddalı, öyle ucuz bir bütçeyle yapılmış ve öyle sadistçe düşünülmüş ki, insan izlerken gülsün mü ağlasın mı şaşırıyor.

Hem aile hayatı, hem okulunda problemler içinde boğulan, arkadaşlarıyla sokak kavgalarına giren, işsiz, güçsüz, eroinman bir genç, yine anne ve babasıyla kavga ettiği bir gece, eroini basar ve kızkardeşine uyumadan önce iki hikaye anlatır. Filmin konusu aynen böyle. Tahmin edebileceğiniz gibi eroinman gencin anlattığı hikayeler, birbirinden saçma ve ucuz cinayet hikayelerinden başka birşey değiller. Yalnız özellikle ikinci hikayenin sonunda adamın cehenneme gidip geldiği sekansa dikkat! Filmi sıkıntıdan izleyemeyip kapatacak duruma gelseniz bile lütfen ileri sarıp bu cehennem sekansını izleyin.

Tahmin ediyorum ki, Almanya’da bu ev video kamerasıyla en ucuz şekilde vahşet filmi çekme furyası Nekromantik‘in (1987) bir etkisi. Kesinlikle bir trash kült klasik olan Nekromantik, hakikaten benzeri pek olmayan dehşetlikte bir film. Nekromantik’in yarattığı etki sonrası en ucuz el kameralarıyla çekilen Alman vahşet filmleri furyasında Violent Shit (1987) ve German Chainsaw Massacre (1980) gibi filmler mevcut. Hatta sonra Violent Shit’in 3 tane de devam filmi falan var. Açıkçası bunların hepsi izlemesi birbirinden zor, sıkıcı ve mega-ucuz filmler. O kadar ucuzlar ki yani şu an yazarken içim sıkıldı bir anda. (Özellikle German Chainsaw Massacre’ı sakın izlemeyin. Vahşet sahneleri bile hiç enteresan değil, herşey çok kötü, herşey çok sıkıcı)

page1

The Burning Moon, kesinlikle bir Nekromantik değil. Ancak Nekromantik’ten daha trash, ve bugüne kadar izlediğim trash filmler arasında (ki gerçekten son senelerde çok trash film izledim… çok…) en eğlenceli ve en vahşet dolu film, The Burning Moon diyebilirim. Bu filmi izlediğim günden beri evime gelen her arkadaşıma “dur bak sana bir sahne izleticem” deyip o cehennem sekansını açıyorum… ve çok eğleniyorum. Hatta geçen hafta tersninja.com tarafından benden bir “En iyi 10 Gore filmi” listesi yapmam rica edildi. Ben de listeye bu filmi de eklemeden edemedim. Listeye eklerken de bu filmi Öteki Sinema’ya kesin yazmalıyım dedim. Trash ve gore sizi eğlendiriyorsa bu filme bir göz atmalısınız. Anormalliğin ötesinde bir film…  Sevgiler, saygılar…

blank

Can Evrenol

University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Cinayet İşleme Hakkı: Alfred Hitchcock'tan Rope (1948) 2 – 4707

Cinayet İşleme Hakkı: Alfred Hitchcock’tan Rope (1948)

Brandon ve Philip isimli iki arkadaş, kendi hayat görüşlerine uymadığını
Hwanghae / The Yellow Sea / Ölüm Denizi (2010) 3 – hwanghae orta

Hwanghae / The Yellow Sea / Ölüm Denizi (2010)

Hwanghae, Güney Kore’nin sinemaseverlere şimdilik son hediyesi. Nefes nefese izlenen,