Bu yıl 15. yılını kutlayan !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali, 18 Şubat tarihinde seyircisiyle buluşuyor. Toronto’dan Venedik’e, Cannes’dan Sundance’e kadar dünyanın önemli festivallerinde büyük ilgi görmüş eserleri seçkisinde barındıran etkinliğin, görmeniz gereken 15 filmini sıraladım…
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Anomalisa (2015): !f İstanbul’un açılış filmi Anomalisa, yılın en merak edilen filmleri arasında yer alıyor. Pek çok modern klasiğin yazarı Charlie Kaufman ile sıra dışı animasyon serisi Mary Shelley’s Frankenhole’un yaratıcısı Duke Johnson’ın birlikte çektiği film, aynı zamanda En İyi Animasyon dalında Oscar’a da aday oldu.
Demolition: (Yeniden Başla, 2016): Çılgın (2005), Genç Victoria (2009), Ruh Eşim (2011) ve Sınırsızlar Kulübü (2013) filmlerinin yönetmeni Jean-Marc Vallée’nin Demolition’ı, Jake Gyllenhaal’ın performansıyla çok konuşuluyor. Demolition, festivalin de kapanış filmi…
Green Room (Dehşet Odası, 2015): Jeremy Saulnier yönettiği ve Neo-Nazi’lerin peşine düştüğü bir rock grubunun korku dolu gecesini anlattığı Green Room, korku severlerin heyecanla beklediği filmlerden…
Krisha (2015): Cannes’da Eleştirmenlerin Haftası’nın en beğenilen filmlerinden biri olan Krisha, başrolündeki Krisha Fairchild’ın akılda kalıcı performansıyla öne çıkıyor.
Entertainment (Şov Dünyası, 2015): Kaliforniya çöllerinde gösteriler yapan yaşlanmış bir komedyenin karanlık, sinir bozucu ve tuhaf yolculuğunu konu alan filmin yönetmeni ise Rick Alverson.
Innocence of Memories (Masumiyet Müzesi, 2015): Orhan Pamuk’un Masumiyet Müzesi isimli kitabından sinemaya uyarlandı! Merakla beklediğimiz filmin yönetmen koltuğunda ise Grant Gee oturuyor.
The Wolfpack (2015): Yönetmen Crystal Moselle’in ilk uzun metraj filmi, Sundance’ten En İyi Belgesel dalında Büyük Jüri Ödülü aldı.
Der Bunker (Sığınak, 2015): Der Bunker, yönetmen Nikias Chryssos’un tuhaflıkları aklın sınırlarını zorlayan bir ailenin hikâyesini anlattığı, geçen yıl fantastik film festivallerinin gözdesi olan, absürt ve bol gerilimli kara komedi…
Ceset (2015): Pınar Sinan, ilk uzun metraj filmi Ceset ile festivalde… Film, fragmanıyla bile ilgi çekici olmayı başarıyor.
Sonita (2015): Sundance’ten En İyi Belgesel ödüllü Sonita, Afganistan’dan Tahran’a mülteci olarak giden ve zorlu hayatına rap müziğiyle göğüs germeye çalışan genç bir kadının hayatını anlatıyor.
Turbo Kid (Turbo Çocuk, 2015): 1997 yılının kıyametten sonrasını bize gösteren, retro ve nostaljik bir gelecek tasarımıyla 80’ler aksiyon filmlerinin bıraktığı yere götüren Turbo Kid, pek çok fantastik film festivalinden de ödüllerle döndü.
The Assassin (Suikastçı, 2015): Cannes Film Festivali’nden En İyi Yönetmen Ödüllü Hou Hsiao-Hsien’in son filmi, 9. yüzyıl Çin Hanedanlığı’nda sürgündeki bir kadın suikastçının, aşkı ile sevdiğini öldürmek arasında bir seçim yapmak zorunda kalmasını anlatıyor.
Queen of Earth (Yeryüzünün Kraliçesi, 2015): Alex Ross Perry’nin, Catherine adlı bir kadının depresyondan kurtulmak için sığındığı bir göl evinde kâbuslarıyla karşılaşmasını konu alan filmi, Elizabeth Moss’un muhteşem bir performansıyla dikkat çekiyor.
Crumbs (Kırıntılar, 2015): Miguel Llansó’nun kıyamet sonrası dünyanın alıştığımız karanlık hayaline pop kültür ikonlarıyla yepyeni bir renk getirdiği filmi, Etiyopya’nın ilk bilimkurgusu…
Men & Chicken (Tavuklar ve İnsanlar, 2015): Yönetmen Anders Thomas Jensen’ın, on yıl aradan sonra gelen yeni filmi, yine fazlasıyla tuhaf! Film, ölen babalarının bıraktığı bir videokaseti izleyen kardeşlerin, gerçek babalarının başka birisi olduğunu öğrenmeleri ve bunun üzerine yaptıkları yolculukta giderek tuhaflaşan hayatlarını konu alıyor.[/box]
Başak Bıçak – basakbicak@gmail.com
Bu yazı ilk kez, 07.02.2016 tarihli Akşam gazetesinin Pazar ekinde yayınlanmıştır.