Prometheus Hangi Sırları Aralayacak?

Evrenin en Acayip Uzaylısı: Space Jockey

Cuma günü vizyona girecek olan Ridley Scott’un son filmi “Prometheus” Space Jockey hakkında tüm merak ettiklerimize cevap verecek, birçok sırrı aralayacak gibi duruyor. Peki şimdiye kadar gördüklerimizin ışığında bir cevap ararsak, kim ya da ne bu Space Jockey?

Herşey Ridley Scott’un Dan O’Bannon’un ‘ucuz’ senaryosunu devşirerek bir başyapıta çevirmesi ile başladı. Senaryo “Starbeast” önadından da anlaşılacağı üzere daha basit bir filmi planlıyordu fakat Ridley Scott’un harika dokunuşu,  daha sonra ise James Cameron ve David Fincher’in de desteğiyle (Hiç bakmayın! Ben Alien 3’e bayılırım) yaratılan Alien mitosu üzücüdür ki, 20TH Century Fox’un parasever yöneticileri tarafından Alien vs. Predator tuhaflığında ince ince doğranarak harcandı. Halbuki her iki seri ayrı ayrı daha çok yakıta sahipti. ÇR evreninde sık sık karşılaşılan bu tür birliktelikler (mesela bir keresinde Conan’ın Örümcek Adam’a karşı savaştığı bir macera okumuştum) sinemada çok da anlamlı durmuyor ne yazık ki…

Serinin ilk filmi olan  A L I E N,  daha o zamanlarda bile çoktan tüketilmiş olan Uzaylı ve Gemi ekibi macerasını çok üst bir sanatsal ve tekniksel düzeye taşımış, oyunculuklar tavana vururken yönetmen tüm detaylara hakimiyetiyle “2001 Space Oddysey” ayarında bilimsel ve kurgusal bir gayret göstermişti.

Alien serisi, üzerine kitap yazılabilecek kadar derin bir maden ama ben bu defa ilk filmin ilk dakikalarında rastladığımız ve benim için gelmiş geçmiş en acayip ve ilginç uzaylı yaşam formu olan The Pilot’tan yani Mala’kak* ırkından olup  Space Jockey ismi ile tanınan, talihsiz dev uzaylı yaşam formundan bahsetmek istiyorum.

Açgözlü Dünya madencilik şirketi Weyland Yutani’ye ait Nostromo gemisi personeli uyutulmuş halde zorlu ve uzun bir ‘iş’ yolculuğundan dönmektedir. Tam da LV-426 gezegeninin yakınından geçerken ana bilgisayar tarafından uyandırılırlar ve  gelen sinyali incelemek üzerek gezegene inecek  Dallas, Kane, Lambert’ten oluşan bir ekip hazırlanır, ekip yola çıkar ve 4 film boyunca görüleceği üzere, orada “ebe”den ve bizim “yaratık” diye bellediğimiz Xenomorph kozalarından başka bir şey yoktur!

Mürettabatın gezegene inip gelen sinyalin kaynağını bulduklarında, sinema salonunda olup da onlardan bile çok şaşıran tek kişi bendim.  Çünkü aslında “YAKLAŞMAYIN!” manasına gelen bu sinyali gönderen yaşam formu dev bir uzaylı idi ve aslanım Scott bu acayip detayı kafasını dev uzay gemileri vs. şeylerle bozmuş olan yeteneksiz Roland Emmerich daha çelik çomak oynarken yapmaktaydı.

Ben film boyunca ve hatta serinin kalanında bu kocaman sorunun cevabını bekledim. The Pilot kimdir? Neredendir? Neden oradadır? ama belki de 5. filmde cevaplandırılacak bu soru Alien vs. Predator hezimeti ile hepten sorulamaz kaldı.

Bir görüşe göre The Pilot, Xenomorph‘ları tasarlayan ırkın bir üyesidir ve gemisi Derelict Ship (aslında geminin adı bu değil ama “meçhul” anlamına gelen bu ingilizce kelime geminin adı ile eşdeğer kullanılıyor.)  ile başka bir gezegeni istila etmek ya da oradaki savaşın seyrini değiştirmek üzere yola çıkmıştır.  Ya da bu savaşcı yaratıkları satmak için başka bir gezegene götürmektedir ama gemisi bir kaza sonucu gezegene düşmüştür. Bu görüşü destekleyen en önemli şey “Derelict Ship”‘in, sanki içinde bulunan binlerce Xenomorph kozasını taşımak istercesine formlandırılmış olmasıdır. Ama sıkı takipcilerin büyük bir kısmı bütün bunların Giger adlı deli deha tasarımcının elinden çıktığı için benzeştiğini iddia ederler.

Aksi görüş ise The Pilot’un da göğüş kafesinin parçalanmış olmasından gelmektedir. Bu görüşe göre The Pilot bir gezegen seyyahıdır ve ziyaret ettiği başka bir gezegende xenomorph tarafından kozalanmış, durumu farkettiğinde gemisini bu gezegene indirmiş ve ölmeden önce son bir tehlike sinyali yollamıştır. The Pilot’un içinde yetişen xenomorph diğer kozaları oluşturmuş ve koloni belki de yüzyıllarca sessizce yeni kurbanlarını beklemiştir.

Son olarak The Pilot, Steve Perry kitabı Earth Hive’da Uzayda xenomorph kozalarını toplayan bir koleksiyoncu olarak betimlenmiş…

Not: Mala’kak adı aslında yeni telaffuz edilen bir kelime… Son yayınlanan Alien kitabı olan ve Michael Firiedman’ın yazdığı Aliens: Original Sin adlı kitapta The Pilot bu şekilde refere edilmiş…