Hızlı yaşa, hiç ölme! Vampir olmayı istermiydiniz? Cevabınız hayırsa “THE LOST BOYS”u bir izleyin… Filmin sonunda iyilerin kazanması hiç önemli değil. Motosikletlerle ortada dolaşan, çılgıncasına eğlenen ve asla yaşlanmayan genç vampirleri gördükten sonra kararınız değişebilir. Çünkü tanıtım cümlesinde iddia edildiği gibi; bu filme bakılırsa vampir olmak çok keyifli… ENGİN ERTAN İyi ve kötü arasındaki mücadele üzerine şekillenen filmleri izlerken kalbimiz …
Devamını oku »Doomsday (2008)
30 milyon dolar bütçeli Doomsday insanın elindeki her şeyi kumarda bir anda nasıl kaybedebileceğinin güzel bir örneği.
Devamını oku »The Dark Knight / Kara Şövalye (2008)
Gece iki sularında evin telefonu çalıyordu. Eşim “Kim bu saatte arayan?” derken teli uyku sersemliği ile açtım. “Hi Masis!” “Hi Kristofer, hi da Türkiye’de saat kaç biliyor musun?” “Kusura bakma dostum, eline düştüm. Buradakiler Dark Knight‘ın Türkiye gişesinden mutsuz, hani dedim sizin sitede bi tanıtımını yapsan gişe artar diyorum.” “Ya kriscim gözümsün, canımsın ama biliyorsun bizimki öteki-sinema, gişe canavarı filmleri …
Devamını oku »Perfume The Story Of A Murderer / Koku: Bir Katilin Hikayesi (2006)
Patrick Süskind‘in ünlü fantastik romanı Das Parfum‘den uyarlanan Perfume’un yapım aşamasında oldukça heyecanlanmıştım. Acaba Süskind’in dünyası filmde nasıl yer bulacaktı kendine? Tom Tykwer‘ın filme aldığı roman çevrimi, ne yazık ki birçok edebiyat çevrimi film gibi aynı başarıyı yakalamaktan uzak ancak kötü bir film de değil. Özellikle Run lola Run ve Heaven filmleri ile başarı yakalayan Alman yönetmen Tom Tykwer Perfume …
Devamını oku »Total Recall (1990)
Total Recall bilim kurgu sinemasının ilk gerçeklikten kopma, düş ve gerçeği karıştırma filmlerinden biridir ama sırf uçan tekme atan bir Sharon Stone görmek için bile seyredilir.
Devamını oku »Excalibur (1981)
Blog açıp da seyretmekten zevk aldığım filmler hakkında yazmaya başladığım ilk zamanlardan beri yazmak istediğim ama nedense bir türlü kısmet olmamış bir filmden bahsetmek istiyorum: EXCALIBUR. Geçen hafta Digiturk kanallarının birinde ki geç saat gösteriminde yeniden karşıma çıktığında kafamda beliren ilk cümle şu oldu: “Artık böyle filmler yapmıyorlar…“ Sinemaya, önce bir kadın dergisi sonra da bir radyo istasyonunda eleştirmen olarak …
Devamını oku »Re-Animator (1985)
H.P. Lovecraft’ın tartışmasız dehası ne yazık ki Hollywood tarafından hem çok geç fark edilmiş, hem de uzun süre doğru düzgün bir yapıtla ödüllendirilememiştir. From Beyond ve In the Mouth of Madness’la beraber Stuart Gordon ve Brian Yuzna’nın Re-Animator’u üstadın işine en yakın görsel malzemelerden biridir. İçerdiği şiddetin yanında komedi unsurlarının harmanı olan film zamanla hem bir kült hem de bir …
Devamını oku »Death Note (2006)
Son yıllarda ülkemizde de popüler olan Japon animelerinin en başarılılarından biri iki sezon süren Death Note (Ölüm Defteri) oldu.
Devamını oku »Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street (2007)
Tim Burton’ın Sleepy Hollow’dan sonra en karanlık işlerinden biri olan Sweeney Todd gücünü Tarantino’ya taş çıkartan kanlı sahnelerden ve iyi oyunculuklardan alıyor.
Devamını oku »Donnie Darko (2001)
Son yıllarda Fight Club, Eternal Sunshine gibi başyapıtların yanında bir de küçük bütçesine rağmen heybetli bir film vardır: Donnie Darko.
Devamını oku »Cloverfield (2007)
Cloverfield’i gördünüz mü? Cevabın Evet olduğunu kabul ediyorum. Peki Sevdiniz mi? İşte burada filmi görenlerin yarısının heyecanlı bir Evet diğer yarısının da dudak bükmeli bir Hayır cevabı verdiğini düşünüyorum. Çünkü Cloverfield’i eğer hala görmediyseniz ve gitmeyi düşünüyorsanız, salondan filmi çok sevmiş yada gerçekten nefret etmiş olarak çıkacaksınız. Cloverfield her şeyden önce son 10 yılın en riskli büyük bütce projesi olma …
Devamını oku »Shocker (1989)
Bazı günler sizlere hangi filmi tanıtsam diye uzun uzun düşünüyorum. Aklıma yazacak hiçbir film gelmiyor, ama blogun güncel kalması için haftada bir iki eleştri yazısı da yazmak şart. Tabii ki kaliteli, seyre değer filmlerle karşınıza çıkmak gerek. İşte bu düşünceler içindeyken artık örümcek ağı tutmaya başlamış beynimin ücra köşelerinden birden Shocker ile çıka geldim. Wes Craven ustamızın pek el üstünde …
Devamını oku »The Crow / Karga (1994)
Doksanlar denilince ilk akla gelen kült filmlerden biri de Alex Proyas üstadımızın yönettiği The Crow’dur. Doksanlı yılların ex-generation gençliğini oldukca etkilemiş olan film gerek karanlık yapısı gerekse talihsiz bir kaza sonucu Brandon Lee’nin ilk düzgün filminde vefat etmesi sonucu kısa zamanda kült mertebesine ulaşmıştır. Özellikle Proyas’ın Dark City ile birlikte en başarılı şehir dizaynlamasına ulaştığı The Crow, ana karakteri Eric …
Devamını oku »A Wind Named Amnesia (1993)
Dünyanın sonu temalı senaryoları bugüne dek en az binlerce kez gördüğünüze eminiz. Fakat A Wind Named Amnesia bunlardan çok farklı.
Devamını oku »Beowulf (2008) ve 3D Sinemanın Geleceği
Anglo-Saxon kültürünün ilk destanı Beowulf çeşitli şairler tarafından yazılarak son halini almış bir kahramanlık hikayesidir.
Devamını oku »Dnevnoy dozor / Gündüz Nöbeti (2006)
Day Watch, ara filmlerin genelde düştüğü başı sonu belli olmama durumundan biraz nasibini alıyor ama yine de muadillerine nazaran finali daha iyi kotarıyor.
Devamını oku »Nochnoy dozor / Gece Nöbeti (2004)
Sergey Lukyanenko'nun dört kitabından uyarlanan serinin ilk filmi Gece Nöbeti, yönetmen Timur Bekmambetov tarafından sinemaya aktarıldı.
Devamını oku »Zardoz / Taş Tanrı Zardoz (1974)
Zardoz, belirsiz bir yerde, belirsiz bir zamanda, hükmedilenlerin içinden çıkıp düzeni yıkan bir adamın uyanış öyküsüdür.
Devamını oku »Frankenştayn Godzillaya Karşı (1965)
Bilim kurgu türünü sadece Kuzey Amerika sineması bazında değerlendirirsek, genel şablonlar oluştuğunu ve tüm örneklerin öyle yada böyle bir sınıfa dahil olduğunu görürüz. Eğer daha serbest ve sarhoş! örnekler görmek isteyen iflah olmaz bir kötü film izleyicisi iseniz biraz daha uzaklara Asya sinemasına bir göz atmakta fayda var. Yazımızın konusu, ismiyle dahi akıllara zarar bir çalışma olduğunu belli eden “Frankenstein …
Devamını oku »Amazon Women on the Moon (1987)
Bilmeniz gereken tek şey Amazon Women on the Moon filmini ne yapıp edip izlemek olsun! İzleyemeden giderseniz gözünüz açık gider!
Devamını oku »