Hollywood’un değeri bilinmeyen nadide çocuk yıldızlarından American History X ve Terminator 2’deki kompozisyonlarıyla bende ayrı bir sevgi, saygı kazanmış Edward Furlong‘un başrolünde oynadığı yine pek bilinmeyen ama seyir zevki yüksek bir film ile karşınızdayız. 1994 yapımı Brainscan belki de gerçeklikten kopma, hayalle
Fright Night , dönemine göre gayet başarılı olan özel efekt ve makyaj kullanımı ve kült hale gelen Billy'nin ölüm sahnesi ile bizlere 80'lerden selam etmeye devam etmektedir.
Clownhouse, korku türünde gözden kaçmayacak yapıda bir örnek sergilediği ve palyaço fobisini hakkıyla dile getirdiği için, türün meraklılarının arşivlerinde yer etmesi gereken bir film.
Taze beyin peşinde koşan Zombiler, Kurtulmaya çalışan bir avuç insan, gizli hükümet deneyleri ve deli doktorlar… İstismar sineması meraklılarının aradığı her şey bu filmde! Kuzey Amerika Sinemasının nesli çoktan tükenmiş arızalı yönetmenlerinden Quentin Tarantino ve Meksika’lı yardakcısı Robert Rodriguez’e ait Grindhouse projesi
Hızlı yaşa, hiç ölme! Vampir olmayı istermiydiniz? Cevabınız hayırsa “THE LOST BOYS”u bir izleyin… Filmin sonunda iyilerin kazanması hiç önemli değil. Motosikletlerle ortada dolaşan, çılgıncasına eğlenen ve asla yaşlanmayan genç vampirleri gördükten sonra kararınız değişebilir. Çünkü tanıtım cümlesinde iddia edildiği gibi; bu
Hazır sitemize bir Stephen King yazısı girmişken, 1992 yapımı bir filmden de bahsetmek istiyorum. Benim gibi bilgisayarla 80’li yıllarda tanışmış insanlar için önemli bir yapıttan: The Lawnmower Man ya da ilk ismiyle Stephen King‘s The Lawnmower Man. Evet filmden Stephen King’in adı
Patrick Süskind‘in ünlü fantastik romanı Das Parfum‘den uyarlanan Perfume’un yapım aşamasında oldukça heyecanlanmıştım. Acaba Süskind’in dünyası filmde nasıl yer bulacaktı kendine? Tom Tykwer‘ın filme aldığı roman çevrimi, ne yazık ki birçok edebiyat çevrimi film gibi aynı başarıyı yakalamaktan uzak ancak kötü bir
Musallat, son dönem sayıları artan korku filmlerimizin samimi bir örneği. Her şeyden önce kendini ciddiye alıyor ve duygusunu seyirciye akıtmak için elinden geleni yapıyor.
The Shining/ Cinnet öyle bir klasik ki sonrasında çekilen tüm tür filmlerine referans olmuştur. Hiçbir zaman ulaşılamayacak uzaktaki bir yıldız gibi parlamaktadır.
H.P. Lovecraft’ın tartışmasız dehası ne yazık ki Hollywood tarafından hem çok geç fark edilmiş, hem de uzun süre doğru düzgün bir yapıtla ödüllendirilememiştir. From Beyond ve In the Mouth of Madness’la beraber Stuart Gordon ve Brian Yuzna’nın Re-Animator’u üstadın işine en yakın