Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, sinema salonu işletmecileri ve film yapımcıları bir araya gelerek internetten ücretsiz film indirenler hakkında yasal işlem yapacak bir organizasyon oluşturuyor.
Türkiye’de Cinemaximum ve AFM sinema salonlarını bünyesinde bulunduran Mars Entertainment’ın yöneticisi Muzaffer Yıldırım, evde sinema keyfi yapanları yakından ilgilendiren yeni bir yasal düzenlemenin haberini verdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü, sinema salonu işletmecileri ve film yapımcıları bir araya gelerek internetten ücretsiz film indirmeyi engelleyecek bir organizasyon kuruyor. Bünyesinde 5 hukukçunun tam zamanlı çalışacağı bu ofis, nisan-mayıs ayından itibaren faal olacak. Türkiye, 2012 yılını bin 920 sinema salonu, 43.5 milyon sinema seyircisiyle kapattı.
SİNEMA BİLETLERİ FİYATLARINI MÜŞTERİ BELİRLİYOR
2011’de sinema seyirci sayısı 39 milyondu. Ancak, özellikle büyük şehirlerde tüketiciler sinema biletinin pahalı olduğundan yakınırken, salon işletmecileri de kârsızlıktan şikâyet ediyor. Öte yandan son dönemde beyaz yakalılar ve orta üst gelir düzeyi de dahil olmak üzere internetten film indirip sinema keyfini evde yaşayanların sayısı hızla artıyor. Muzaffer Yıldırım’a, “Bilet fiyatları özellikle büyük şehirlerde çok pahalı. Bunu düşürmenin bir yolu yok mu?” diye soruyorum. Üç yıldır enflasyonun altında zam yaptıklarını anlatan Muzaffer Yıldırım, her şehirde ve hatta her semtte bilet fiyatını aslında müşterinin belirlediğini söylüyor. Yıldırım, İstanbul Levent’te 20 liraya izlediğiniz filmi, aynı işletmecinin Eskişehir’deki salonunda 6 liraya izlemeniz de bundan. Bilet fiyatı 7 lirayken filmi sinemada izleyen seyirci, 10 liraya çıktığında sinemaya gitmiyor. Çünkü bu, zorunlu gider değil, keyfi. Ve fiyat duyarlılığı yüksek” diyor.
Habertürk gazetesinden Esen Ervan’ın haberine göre; Büyük bir bütçesi olan mücadele ofisi için sinema sektöründen para kazanan herkes elini cebine atacak. Maliyeti 500 bin doların üzerinde olan bir yazılımla, illegal yoldan film indirmek isteyenin IP bilgileri anında emniyet birimlerine ulaşacak. Sonra da ofisin hukukçuları ile yasal süreç başlatılacak. Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı mücadelenin ayrıntıları yeni yasal düzenlemede yer alacak.
SALONLAR GÜNE EKSİ 10 BİN LİRAYLA BAŞLIYOR
Özellikle alışveriş merkezlerindeki maliyetlerin yüksekliğinden söz eden Muzaffer Yıldırım, “Sektör, sinema salonunun kalitesiyle büyüyor. Ancak legal yollarla çalışıyorsanız örneğin bir AVM’deki salon güne eksi 10 bin lirayla başlıyor. Bu yüzden fiyat optimizasyonu bizim için çok önemli” diyor.
FİLM İNDİRMEYE KARŞI DEĞİLİZ
En çok üniversite öğrencileri ve plaza çalışanlarının sohbet konusudur sinema. Son dönemde hep şöyle giriliyor söze, “Şu filmi gördün mü, DVD’si var mı, indirdiysen bana da getirsene…” Muzaffer Yıldırım’a bu konuyu açınca, “Yasal download’a (internet ağında yer alan bir bilgisayardan veri transferi) hiçbirimiz karşı değiliz. Bedelini ödedikten sonra film indirmeye kimse karşı çıkmıyor” diyor.
Korsan film ve internetten illegal film indirilmesiyle ilgili bütün dünyada büyük mücadele verildiğini söyleyen Muzaffer Yıldırım, Türkiye’de de Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü’nün, işin içine teknolojiyi de dahil ederek yeni kısıt ve cezalar getirmeye hazırlandığını belirtti. Yıldırım, “Türkiye’deki bir eksik de şu, kesilen her biletin kaydının tutulmaması. Oysa dünyada her bilet kesildiğinde bakanlığa da bunun verisi ulaşıyor” diye konuştu.
KAMPANYALARDAN 18 MİLYON GENÇ YARARLANDI
Bir filmi dört kişi sinemada 80 liraya izlemek yerine, sıfır maliyetle izlemek giderek daha çok tercih ediliyor. İşte bu eğilimde sinemacıları kampanyaya zorluyor. Turkcell ile yaptıkları işbirliğiyle gençler için pazartesi ve perşembe günleri ‘1 bilete ikincisi bedava’ kampanyası düzenlediklerini anlatan Yıldırım, “Bu kampanyadan 18 milyon genç yararlandı. O iki günde salonlarımız yüzde yüz doluyor. Turkcell bir yıl içinde 20 milyon dolarlık katkıda bulundu” dedi.
Kaynak: http://www.paralimani.com/internetten-film-izleyenler-dikkat-haberi-23309
Peki Türkiye’de bulmamız, erişmemiz imkansız olan filmleri nasıl izleyecekmişiz? Onları da gösterime mi sokacaklarmış? Yeri gelince en saçma, en ucuz filmleri sinema salonlarına koyan, gelmesini beklediğimiz kaliteli filmleri es geçen dağıtımcılar için neredeyse gözlerim dolacaktı. Kan ağlıyorlarmış meğer vah vah…
Laz Vampir Tirakula’ya para vererek AVM’de izle neyine yetmiyor abi.
Haneke’nin son filmi Amour, sadece İstanbul’da 2 salonda, John Hillcoat ve Nick Cave’in son ortaklığı, kadrosunda Tom Hardy ve Jessica Chastain gibi son dönemin yükselen oyuncularının yanında Gary Oldman gibi ustaların da yer aldığı Lawless, sadece İstanbul ve Ankara’da gösterime giriyorken, biraz havada kalan, gerçeklerden kopuk bir yaklaşım olmuş. Karaoğlan 400 salonda gösterimdeyken, bu filmleri sinemada izleyememek, başka izleyicileri de eminim üzüyordur. Böyle mainstream filmler dışında da zaten arada kaynayan, sadece internetten erişebildiğimiz onlarca film var.
Ya ben okumayı bilmiyorum ya da beyfendi söylediklerini işitmiyor. Bilet fiyatlarını izleyici belirliyor deyip, avmllerde salon -10 binle siftah yapıyor fiyat optimizasyonu cogh önemli demek, seyirci yalnızca seyircidir bir hükmü yoktur demenin aramicesi mi oluyor?
Kim git avmye pattes kızartması eşliğinde sinema koy film oynat dedi? Türkiye de gini endeksi rezaletken kim sana git nüfusun %40ına hitap eden fiyat politikalarının hakim olduğu şartlarda işletme aç dedi?
Korsana karşıyım, cek sıparrovu sevmeme rağmen. Fakat salon kendini konumlandıramıyor diye sosyal risk gruplarını da kültürün dışına itelemeyi kabul edemem. Salonlar da normal piyasa koşullarına göre oynayacak, müşterisini bilecek. A+ yerde açmayacak, masrafını kısacak. Biraz rasyonalist olacak, eğer demokrasi ve piyasa ekonomisine inanıyor ise. Aksi piyasa ekonomisi olmaz. Korktukları komünist ekonomi olur. Merkez’den planlı.
Pattes kızarması esanslı sinemalara gitmeyin, sokakta olana gidin. Ya da legal olarak byte ına para verin. Korsan çok kötü bişi. Korsana hayır. (Hayır derken hasenat anlamında değil, karşı çıkma bağlamında)
Tabi canım.. Herşeyin en doğrusunu olduğu gibi sinema konusunda da hepimizden iyisini büyüklerimiz bilir! Korsan Partisi diye bir şey vardı değil mi İsveç’te.. niye bilmem sempati duyuyorum adamlara hayırdır inşallah