Aşırı göz önünde olmamasının bir sonucu olsa gerek, John Carpenter’ın muhteşem remake eseri The Thing’in külliyatı eli yüzü düzgün eserlerden oluşmakta. Gerek 2002 yılında yapılan korku-macera video oyunu, gerekse 2011’de vizyona giren prequel film; Carpenter’ın eserinin kalitesine ulaşamasa da hiçbir fanatiği üzmeyecek nitelikte, güçlü ve sürükleyici çalışmalardı. Prequel filmin vizyona girme döneminde bir de üç sayılık The Thing mini serisi basılmış ancak sesini çok da duyuramamıştı. Ünlü çizgiroman yazarı Steve Niles’ın hikayesini yazdığı ve Dark Horse tarafından basılan The Thing: The Northman Nightmare, kısacık ama çok iyi bir korku hikayesi olarak bize göz kırpan, edinilmesi şart bir seri.
Northman Nightmare, civardaki bazı köyleri teftiş etmek için Grönland’a gelmiş bir grup Viking’in hikayesini anlatıyor. Gemileri buza oturmuş küçük grup, güzergahlarındaki ilk köye ulaştıklarında herkesin vahşi bir katliamda paramparça edildiğini görürler. Cesetlerin büyük çoğunluğu yakılmıştır ve kemikler arasında savaşçıların daha önce hiç görmediği türden yaratıkların kalıntıları bulunmaktadır. Grup köyü gezerken hayatta kalmayı başarmış bir grup kadınla karşılaşır. Kadınlar katliam sırasında “saklandıklarını” iddia etmektedirler ancak verdikleri ifadeler kulağa hiç de güvenilesi gelmemektedir…
Toplamda otuz sayfadan oluşan The Northman Nightmare, The Thing gerginliğini zekice ve mitosa zarar vermeden ortaçağa taşıyabilmesi ile dikkat çekiyor. 30 Days of Night tecrübesi yazar Steve Niles’ın soğuk iklimde küçük kasaba gerilimlerini ne kadar iyi kotardığını zaten gösteriyordu, The Northman Nightmare’de de yazar kaltesinden ödün vermemiş. Ortaçağ ve viking atmosferinin seçilmesinde ise Vertigo’nun 2000’lerin ikinci yarısında ilgi gören serisi Northlanders’ın büyük etkisi olsa gerek.
Buzulların arasında kanın gövdeyi götürdüğü The Thing evreni hoşunuza gidiyorsa bu tadımlık eseri bir yerden edinmeye bakın. Northman Nightmare, bize The Thing odaklı bir çizgi serinin başarılı olabileceğinin sinyallerini veriyor. Dark Horse bu maceraya 1990’ların başında atlamış ama çok da verim alamamıştı. 2011 yapımı film gişede beklediğini bulsa idi belki de güzel bir çizgi serinin daha yolu açılacaktı, kim bilir? Potansiyelin yakın zamanda bir şekilde değerlendirilmesi dileğiyle…
Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz