Suicide Squad çizgi romanı içinde Harley Quinn’in öne çıkıp en sevilen karakter haline gelmesi ona yeni dalga hayranlar getirdi ve kendi adıyla ikinci bir seri başlatılmasını sağladı. Bu serinin başına aslında bir çizer olan Amanda Conner ile kocası Jim Palmiotti getirildi ve ikisinin yaklaşık üç yıl boyunca Harley Quinn karakterine ve imajına büyük zarar verdikleri dönem başladı. Harley’in çocukça ve çılgınca şeyler yapsa bile asla kaybetmediği olgun havası ve zarafeti o dönemden sonra pek az görülür oldu. Bu da onun daha geniş bir kitleye hitap etmesi ve daha çok pazarlanabilmesi için yapılmış hamlelerin sonucuydu.

Harley’in popülerliği kendi adıyla çıkan serisinin büyük kitlelere ulaşmasını sağladı ve Harley Quinn çizgi romanları bu dönemde en çok satan listelerinin gediklisiydi. Tabloya bakınca bunların harika eserler oldukları sanılabilir, oysa yüksek satış rakamı kesinlikle kalitenin sonucu değildi. Suicide Squad popülerliği Harley Quinn çizgi romanı alıp okumayı moda haline getirmişti ve sıradan okuyucu için “kolay” oldukları için seviliyordu.

SKEÇ ve SAYFA DOLDURMA

Harley Quinn’in Yeni 52 dönemi çizgi romanı (2014-2016), hap hikayeler ve bir yere bağlanmayan skeçler hatta bunlar içinde bile bağıntısız bölümlere yer veren bir gelişigüzellikle yazılıyordu. Örneğin bol bol rüya bölümleri vardır ki hiçbir şey anlatmayan, Harley’in süregiden ya da genel korkularını, isteklerini falan yansıtmayan, hikayede hiçbir şeye yararı olmayan saçmalıklardır bunlar.

blank

Ana karakteri sağlam işleyemeyince etrafına tonla yan tip koyup onları da uç karakterler olarak yansıtarak okuyucunun dikkatini bu ilginç tipler ve özellikleriyle ayakta tutmaya çalışmanın örneğini sayılar boyunca görürüz. Kökenleri hiç belirtilmeyen, neden var oldukları bilinmeyen, hikayeye hiçbir katkı vermeyen, sadece egzantrik özellikleriyle tuhaf bir sürü tipin orda burda iki üç lafla görünmesi sağlanarak sayfa doldurma yoluna gidiliyordu.

Bazen tüm sayı boyunca hiçbir şeyin olmadığı örnekler ortaya çıkarmışlardı. Durduk yere ortaya çıkan hayaletler, birden bire nedensiz şekilde nerden geldiği belirsiz dev robotlar falan görülüyor ve bu tip basit numaralar tekrarlanıp duruyordu.

Yazar acizliğini en iyi, DC’nin dergilerinde Yeni 52’den sonra “Rebirth” yapılanmasına gittiği ve sayıların yeniden sıfırlandığı dergide (2016) görebilirsiniz. Harley bir gösteri yerindeki sahneye gelir ve kendinden bahseder. Ardından evcil hayvanlarını, aynı zamanda kiracıları olan arkadaşlarını ve kendi ekibini tanıtır okuyuculara. Tüm bu tanıtım bir hikaye içine yedirilmeyip dümdüz, onları tek tek sahneye çıkararak yapılır.

KARAKTER YIKIMI

Harley’in, orijinal hikayesinde Arkham’daki yüksek profil manyaklarla çalışmak istemesi biraz da onların şöhretinden yararlanarak yazacağı popüler kitaplarla üne kavuşmaktı. Suicide Squad’da ise Harley çalışmalarını sadece hastalarını tedavi etmek için yaparken Joker ile görüşmelerinde tuttuğu notları Arkham’daki yöneticilerden Dr. Sorrel’in masasında görür. Sorrel onları kullanarak bir kitap yazmaktadır. Harley onu gece gündüz çalıştıran sonra da araştrmasına çöken Sorrel’e saldırır. Bu sırada yetişen güvenlik görevlisinin silahını alıp Joker’i hapsiten çıkarır. Harley aşkı bulduğu ve kendini yeniden keşfettiği için değil de haksızlığa uğradığı için Joker’i kaçırmış olur. Adam Glass böylece Harley’in olumsuz özelliğini ondan almış ve günahsız, haksızlığa uğramış anti-kahraman yapmak için karakterin boyutlarını budamayı seçmişti.

Palmiyettilerin yazdığı seride ise budama işi karakteri dalsız budaksız bırakmaya vardı. Arka arkaya bağlantısız skeçlerle laçka bir kişilik dayatılıyordu. Bir sayıda Harley eve gitmeden önce alt katındaki sahnedeki gösteriyi izlemeye gider. Ama sahne şovundaki kurban olayını gerçek sanıp kurban edilecek kadını kurtarmak için sahneye atlar ve gösteriyi mahveder. Karaktere, her şeye düşünmeden inanan bir aptallık yakıştırılır.

blank

Harley’i Noel Babanın gerçekten de kuzey kutbunda yaşayan bir sihirli varlık olduğuna inanmış, doldurulmuş kunduzuyla konuşan, halüsinasyon görüp duran bir şizofren ve en fenası politik doğruculukla sıvanmış, herkesle cıvıklık derecesinde samimiyet kuran sevimsiz biri haline getirmişlerdi. Bir macerada helikopter pilotu Harley’e zorluk çıkarınca Harley onu aşağı atıp “Helikopter kullanmak ne kadar zor olabilir ki” diyerek aracı kendi kullanmaya kalkar. Bunlar komedi diye sunulmuş, Harley’i zavallılık düzeyine indiren, karakterin cılkının çıktığı anlardı.

Seride, durduk yere araya giren suç ve kabahat cezalandırma bölümleriyle beceriksizce karakter yüceltme ve katarsis oluşturma çabası sayfaları ele geçirmişti. Ona laf atan, kötü davranan erkeklerin hikayeyle hiçbir ilgisi olmadan araya girip Harley’den dayak yemeleri gibi bomboş ve ucuz erkek cezalandırma sahneleriyle Harley’in asla yapmayacağı sıradanlıklar sürüp gidiyordu.

blank

Yıllarca eğitimini aldığı psikolojiyi hiç bilmiyormuş gibi davranan, hemen gaza gelip oraya buraya serseri kurşun gibi saplanıp duran yüzeysel biri vardır karşımızda. Çalıştığı huzurevindeki yaşlıyı ziyaret etmiyorlar diye çocuklarının evini buldozerle yıkar, yetinmeyip hepsini döver. Oysa haftada üç kez annelerini ziyarete gittiklerini ve ilgilendiklerini, kadın bunadığı için bunları anımsamadığını sonradan hastanın dosyasını okuduğunda öğrenir. Harley’in severek yaptığı işini ve terapi uygulama prosedürlerini boşvermiş gösterilmesi, yazarların karakteri hiçbir şekilde ciddiye almadıklarının göstergesiydi. Elbette tüm bunlara başta DC şirketi yol vermişti. Tıpkı Deadpool’a yapıldığı gibi, bu kadar sulandırılarak daha pazarlanabilir hale dönüştürülen başka bir karakter pek az olsa gerek.

SEKS SATAR

İyi hikaye oluşturamayınca çok satmanın yolu seksten geçtiği için Palmiyettiler de buna sarıldılar, hele ki sonlara doğru her sayıyı cinsel anıştırmalar ve sevişme imalarına boğmuşlardı. Harley’in kadınları taciz ettiği, onlara sarılıp bırakmadığı, elleyip okşadığı bölümler, kendi bedeninin özellikleriyle nasıl cazibe oluşturduğuna dair betimlemeler gırlaydı.

blank

Hikayelerde cinsellikle ilgili anlatımlar olması yanlış değildir elbette, gerekli olduğunda yaramaz ve ateşli bir erotizm kullanmak puzzle parçası gibi cuk oturur ama burada gördüğümüz erotizm değil bütünüyle gereksiz olan kaba ve saldırgan bir lümpen azgınlığıydı. Örneğin Green Lantern ile macerasında onu durduk yere zorla öpüp bir de poposunu sıkar. Big Barda’nın iri bedeni onu tahrik ettiği için ona yılışır durur. Power Girl ile vedalaşırken ona sıkıca sarılıp başını göğsüne yasladığında onları izleyen sözde arkadaşlarının nasıl da tahrik oldukları gösterilir.

Yine Ivy ile birbirlerinin kıçını avuçlamalarıyla başlayan bir sayıda arkadaşları olan bir trans da Harley’in poposunu avuçlar, Harley buna engel olmaz hatta devam et der. Trans, Harley’den başka bir kızın daha kıçını avuçlar ve toplu bir okşama orgisi görürüz. Finalde de ışıkları söndürüp herkesin karanlıkta eline geleni avuçladığı bir oyun oynarlar. Karakterler cinsellikten başka bir şey düşünemeyen tiplere çevrilirler.

HARLEY QUINN NEFRETİ

Harley, baba tarafından Yahudi kökenli olmasına karşın Hristiyan gibi yansıtılmak istenmişti. Bu şekilde daha çok müşterisi olan noel hikayelerinde ve noel özel sayılarında onu bolca kullanmak mümkün oluyordu. Bir sayıda Harley, noelle ilgili her şeyi sevdiğini söyler neşeyle. Ona “Hiç düzgün bir Yahudi gibi davranmıyorsun” denince Harley “Hiç Yahudi gibi davranmıyorum ki zaten” diye cevaplar, din mensupluğu karakter özelliklerine, davranış biçimlerine indirgenir.

Harley’in güya hayvansever olduğunu göstermek için bir dolu yaban hayvanıyla karışık sahipsiz evcil hayvanları toplayıp apartmanındaki bir daireye doldurduğu gösterilir. Onların tamamen uygunsuz bir alanda yaşamak zorunda oldukları bir işkenceyi hayvanseverlik olarak yansıtırlar. Bu hayvanların dışkılarını Harley, kiracılarından birine toplattırır her gün, sonra da şehrin gelişigüzel yerlerine fırlatır.

blank

Harley’in nasıl da sıkıcı, sinir bozucu, katlanılmaz, çenesinden durulmaz biri olduğunu arka arkaya aynı sahneleri yazarak okuyucuya dayatmaya çalıştıkları hikayeler illallah dedirtir. Sanki yazarlar içten içe Harley Quinn karakterinden nefret ediyor, onu derin boyutlu halinden alıp sığlaştırmak için ellerinden geleni yapıyorlardı.

Birkaç yıla yayılan bu karakter yıkımı sürerken ne okuyuculardan gelen eleştirilere ne editörlerinden gelen uyarılara aldırış ettiler. Bir süre sonra da işlerine son verildi. Kendilerini çizip hikayeye kattıkları ve sayfalarca kendilerini övdükleri utanç verici son sayılarında Harley’in onlar sayesinde tüm DC çizgi romanlarına sızdığını ve kostümünün en çok satan haline geldiğini söylüyor, onları eleştirenlere ve editörlerine sitem ediyorlardı. Oysa bunların hemen hiçbirinde payları yoktu. Harley’i asıl dünyaca popüler yapan Batman Arkham oyunlarıyla Suicide Squad çizgi romanlarıydı ve diğer çizgi romanlardaki varlığı da bunun sonucuydu. Harley’in en çok satılan kostümü de çizgi romandaki değil Suicide Squad filmindeki kostümüydü.

Bu fazla uzun açıklama ve yakınma satırları, aslında Birds of Prey (2020) filminin eleştirisinden ibaretti. Çünkü Harley çizgi romanlarının yüksek satış rakamları yapımcıları tamamen yanlış yönlendirdi ve bu filmdeki Harley Quinn, Yeni 52 döneminde mahvedilen karakter üzerine kuruldu, gişede çakılarak da ne büyük bir yanlış yaptıklarını gösterdi.

BIRDS OF PREY VE BİLMEM NE HARLEY QUINN

Çizgi film şeklinde verilmiş bambaşka ve aptalca bir köken hikayesiyle başlayan filmde Harley, ne yaptığını bilmez, paspal, kimsenin sevmediği ve ilkesiz biri olarak yansıtılıyordu. İlginç olsun diye bir ileri bir geri saran dağınık hikaye kurgusu, anlamsız düş sahnesi, gereksiz karakterler ve yanlış oyuncu seçimleriyle sunulan bir yapım ortaya çıkmıştı. Kırk yıllık kadın kahramanlarla birlikte kötü karakter Kara Maske de kendi karikatürlerine dönüştürülmüştü.

blank

Film başta ondan ayrıldığı halde hala Joker’in sevgilisi olarak tanındığı için dokunulmazlığı olan Harley’in bir erkeğin gölgesine ihtiyaç duymadığını kanıtlamaya girişmesiyle başlıyordu. Erkeklere gerek yok mesajı veren senaryoda başkahraman kadınlar ve nerdeyse hepsi aşağılık ve kötü erkekler vardı. Konuyla bütünleşik olarak yapımın da bir “kadın filmi” olması istendiği için aynı zamanda filmin yapımcısı olan Margot Robbie, senarist ve yönetmeni de kadınlardan seçmişti. Ama film tamamlanıp da ön gösterimlerde hiç beğenilmeyince, oyuncu yönetimindeki özellikle aksiyon sahnelerindeki yetersizlik ortada olunca filmin kadın yönetmeni Cathy Yan yerine John Wick filmlerinin yönetmeni Chad Stahelski’ye aksiyon sahneleri çektirildi. Ama bunlar da senarist Christina Hodson’ın Harley’i üzerine kurduğu karakterdeki yavanlık ve işlemeyen güdük senaryosu sayesinde hiçbir şeye yaramadı. Ek çekimler yönetmenin bilgisi ve kabulü dahilinde yapılıp son kurguya da karışılmadığından Suicide Squad örneğindeki gibi stüdyonun suçlanması da söz konusu değildi. Yönetmen, başarısızlığını “sarı ırktan bir kadın” olduğu için üstünde baskı kurulduğunu söyleyerek savunmayı seçmişti. Çektiği, hiçbiri heyecan uyandırmayan dövüş sahnelerini Jackie Chan filmleriyle karşılaştırmaya kalkmasına ise diyecek söz yok.

Erkek egemen kültüre nanik yapmak için pek çok yol izlenebilir ama erkekleri bütünüyle dışlayıp yalnızca kadınlardan oluşan ekip kurmak, işinize katkı verecek yetenekli kimseleri cinsiyetlerine göre elemek öncelikle kendi eserinize ihanet anlamı taşır. Üstelik iyi aksiyonlar çekebilen kadın yönetmenleri bularak onlara fırsat vermeye uğraşmayıp sırf kadın olsun diye bu konuda deneyimsiz birine büyük bir iş vermeye kalkınca iş kadın yönetmenle başlayıp erkek yönetmenle tamamlanmak zorunda kalabilir.

HERKESİ TEMSİL ETME SANSÜRÜ

Harley’e yapılan karakter yıkımı ne yazık ki sonraki pek çok çizgi romanlarda ve de yeni Harley Quinn yapımlarında etkisini göstermeye devam etti. 2019 yılında yayına giren Harley Quinn çizgi dizisi bu etkinin yoğun sonuçlarını taşır. Aslında orjinal karakterleri bütünüyle değiştirmiş absürt bir parodi olsa da bazı bölümlerde Harley’in orijinalinden farkı, onun karakter yıkımına uğradığı çizgi romanları da kapsamasıdır.

Dizideki hikayelerin devamlarına ve yan hikayelerine yer veren çizgi romanlar, Harley’in sığlaştırılması ve aşk sevgi gibi kavramların içinin boşaltılıp bir mekanik gösteriden ibaret bırakılmasının örneğidirler. Nerdeyse herkesin eşcinsel, kötülerin de beyaz heteroseksüeller olduğu bir hikayede siyah-engelli-eşcinsel bir karaktere yer verilerek dezavantajlı grupların öne çıkarılması modasında gülünç olma noktasına gelinmişti.

blank

Tüm kesimleri temsil etmeliyiz politik doğruculuğu ile sanat eseri ortaya çıkarmaya kalkmanın sonucu temsil ettiğiniz etmediğiniz herkesten sopa yemektir. Filmlerin ve çizgi romanların sanat eserleri olduğu unutulup sosyal sorumluluk projeleri haline getirilmesinin sonuçlarıdır bunlar. Batman: Caped Crusader (2024) çizgi dizisinde Penguen’in kadına dönüştürülmesi, Harley Quinn’in ise orijinali tamamen silinerek Uzakdoğu kökenli esmer tenli tombulca bir kadın olarak tasvir edilmesiyle yapılan değişiklikler, hikayeyle hiçbir ilgisi olmadığı gibi yalnızca bu duyarcılık döneminin ortaya çıkardığı ucubeliklerdi.

Harley Quinn yıllar önce dalga geçtiği ve ağızlarının payını verdiği temsil pornocularının ağına düşeceğini nerden bilecekti? 2000 yılında yayınlanmış bir Catwoman çizgi romanında Harley bir dizi film projesi hazırlamıştır ve kanal yöneticileriyle görüşmeye gider. Projesi Selina, Ivy ve Harley’den oluşan bir kadın kahraman ekibinin maceralarıdır. Harley projesinin ayrıntılarını heyecanla anlatırken yapımcılar sık sık araya girip değişiklikler önerirler. Farklı kesimleri temsil etmeleri gerektiğini vurgularlar. Harley Quinn karakterini engelli bir Koreli kız yapmaya karar verirler, Ivy’yi ise I.V. Jones adlı bir siyah erkek çocuk haline getirirler. Harley bu kepazeliğe daha fazla katlanamaz ve “Bu dedikleriniz benim hikayem değil ki!” diye bağırır onlara. Temsil dayatması sanatçının yaratma özgürlüğü önünde bir engel ve apaçık bir sansürden ibarettir ve medyadaki eşitsizlikler bu tür sansürlerle düzeltilemez.

HARLEY QUINN’E YAZAR SUİKASTLERİ

Harley Quinn’e yapılanlar Palmiyettilerden ibaret kalmadı. Seriyi onlardan devralan Frank Tieri karakterde en ufak bir düzelmenin olmadığı birkaç sayıya imza attı. Harley’i kafasız bir andavala dönüştürdüğü mini seri Multiversity: Harley Screws Up the DCU da onun eseridir. Harley zaman makinesiyle geçmişe gidip süper kahramanların tarihini değiştirir sonra da eski haline getirmek için yeniden aynı tarihlere gider durur. Zaman yolculuğu ile tarih değişmesi klişesinin en yavan, en sıkıcı, en ölümcül kalitesizlikteki örneğidir.

blank

Sam Humphries (2018-2020) ve Stephanie Philips’in (2021-2023) üst düzey yazımlarından sonra gelen Tini Howard da ana seriye darbe vuran diğer bir yazardı. Harley Quinn Z kuşağı genç kızlarına pazarlanmak istenen bir idol yapılmak istendi ve bir süre hepsi de birbirinden çöp, karmaşık ve sevimsiz çoklu evren öyküleri içinde yer aldı. Bu ısrar bir önceki yazar Stephanie Philips’e de yapılmış ve Harley için yazdığı güzel sayılardan sonra son hikayesi “Harley Quinn’i Kim Öldürdü?” adlı bir çoklu evren kurgusu olmuştu. Philips hikaye içinde isyanını yansıtarak Harley’in ağzından, bu tür hikayelerin saçmalığını ve kabak tadı verdiğini belirtiyordu ve ne yazık ki yerini devretmek zorunda kaldı.

Birtakım şuursuz DC editörlerinin yol vermesiyle Harley Quinn’i bir çocuk katliamcısı yapmaya kalkan Matt Kindt (2013), Yeni 52 döneminin bir başka Harley suikastçisi John Layman (2014), Harley’i osuruk fetişistlerine peşkeş çeken Joanne Starer (2025) ve Gotham City Sirens adına leke süren aynı adlı mini serilerin yazarı Leah Williams’ın (2024) eserleri de Harley Quinn beddua zincirinin hedefindeki diğer başlıklardır.

EN İYİ HARLEY QUINN SANATÇILARI

Harley Quinn tarihinin bazı kötü yazımlarını bu kadar reklam ettikten sonra yazıyı iyi Harley sanatçılarını anarak tamamlamak en güzeli olacak. İyi sanatçıların verdiği eserler, milyonlarca üretilen sanat işleri içinde o kadar azdırlar ki kötü ve vasatla sınanmış olan kişiler iyi sanatçıların değerini, yalnızca seçmece eserleri izleyip okuyanlara göre daha iyi görebilirler. Bu yüzden de bu sanatçıları kutsamak ve değerlerini belirtip haklarını vermek daha önemli hale gelir.

Çizgi film ve dizilerde Paul Dini ve Alan Burnett’ın ortaya koyduğu kaliteyi aşabilenler olduysa da bunlar birer bölümden öteye pek geçemedi. Sinemada ise Harley’i en iyi yansıtan yazar-yönetmen James Gunn‘dır. The Suicide Squad filminde orjinal karakterin bütünlüğüne en çok yaklaşan o oldu.

Bazı yazarları da Yeni 52 döneminin ardından enkaz devralanlar ve buradan karakteri toparlayıp belli bir yere getirerek iyi hikayeler yazmayı dert edinenler olarak anmak gerekir. Harley’i Suicide Squad’daki psikopat karakterinden kurtarıp bir nebze aslına yaklaştıran ve daha kaliteli hikayeler oluşturmaya çalışarak bu takımın kalıcı ve sağlam bir üyesi olmasını sağlayan Rob Williams’ın hakkını vermeli.

Daha ağır bir sorumluluğu ise Pamiyettilerin bıraktığı berbat bir yerden Harley Quinn’e itibarını geri veren Sam Humphries üstlenmiştir. Serinin başına geçtiği ilk birkaç sayıda onu bunalım çukurlarına soktuğu patinajlardan sonra içi dolu gerçek edebi anlatımlar içeren hikayeler oluşturdu. İçinde bulunduğu durumlar ve dünyadaki yerini oturtma, varlığını kendi içinde onaylama sürecini, fantastik anlatımlar içinde, geçmek zorunda olduğu sınavlar üzerinden anlattığı sayılar, annesinin kanser tedavisine cevap vermeyip öldüğü dönemleri anlatan olgun yazımlar bir can suyu gibiydi.

Kız çocuklarına yönelik hazırlanan DC Super Hero Girls çizgi filmleri ve çizgi romanlarının ilk yazarı Shea Fontana da Harley’in kötü değil kahramanlardan biri olduğu buna karşın dümdüz bir iyi olmayıp yaramazlıkları, çıkarcı davranışları ve kuralları delebilme cesaret ve yeteneğiyle sıkıcı kahraman arkadaşları içinde parlayan karakterini orijinaline yakın şekilde yansıttığı için takdiri hak eder. (Bununla birlikte baklavayı bir Yunan tatlısı olarak göstermesini affedecek değiliz. Ayrıca Summer Olympus çizgi kitabında, Suriye’den kaçan bir anne ve kızının Yunanistan’a ulaştıklarını ve oradaki çadır kampında son derece mutlu yaşadıklarını yazmıştı. Oysa Yunanlar o kampı yakmışlardır ve sınırlarına yaklaşan her göçmeni soyup dövdükten sonra geri iterek ya da botlarını batırarak yüzlercesini öldürdükleri kanıtlı gerçeklerdir.)

Bugüne kadar en iyi Harley hikayeleri yazmış olanlar başta karakterin yaratıcısı Paul Dini olmak üzere, her yazdığı Harley hikayesi altın değerinde olan Ty Templeton, Batman Adventures yazarlarından Kelley Puckett ve Scott Peterson, Harley’i doğru anlayabilmiş ve sıra dışı hikayelerle ilk serisine can veren Karl Kessel, Bronwyn Carlton, Harley’in bir ekip hikayesindeki gücünü ilk ortaya çıkaran Gail Simone, Paul Dini ile birlikte Gotham City Sirens efsanesini yaratanlardan Peter Calloway, etkileyici Harleen kitaplarının yazar ve çizeri Stjepan Sejic ile Derek Fridolfs, Tim Seeley, Mathew Rosenberg ve James Tynion anılmaya değer isimlerden bazılarıdır. Tek veya birkaç kez yazmış olsalar da harika Harley hikayeleri ortaya koymuş olan Grace Randolph, Russell Lissau, James Patrick, Jim Zub, Mark Russel ve Robert Venditti’yi de bu listeye eklemeliyiz.

blank

Çizgi romanlarda Harley’i görselleştirmiş 300’den fazla sanatçı içinde onu en iyi çizenlerden Guillem March, Terry Dodson, Adam Hughes, Mirka Andolfo, Jorge Jimenez, Nicola Scott, Minkyu Jung, Gregg Smallwood, Riley Rossmo ve Clay Mann’ı mutlaka anmak gerekir.

Tüm bu yazar ve çizerler Harley Quinn’in yaratılışındaki kalitenin hakkını vermek için çabalamış ve adını sömürenlerden olmayıp onu daha da geliştiren sanatçılar olarak övgüyü hak ederler. Harley Quinn karakteri 30 yıldır popülerliğini koruyor ve ne olursa olsun etkisini bir türlü yitirmiyorsa bu onun sağlam temelleri ile kökenlerini iyi anlayıp değerlendirmiş ve layıkıyla işlemiş olan bir avuç sanatçı sayesindedir.

ÖNCEKİ BÖLÜMLER: 1) Commedia dell’arte’den Sinemaya: Harley Quinn
2) Harley Quinn Çılgın Aşkın Dehlizlerinde
3) Harley Quinn ile Toksik İlişki Dersleri
4) Kahraman Projesi Olarak Harley Quinn

SONRAKİ BÖLÜM: 6) Bir Harley Quinn Aşkı: Harlivy

blank

Murat Kirisci

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sinema-TV bölümünden mezun. 2013’ten beri Öteki Sinema’da yazar.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Annie Hall’a Bakmak: Woody Allen, Ernest Becker ve Sinemasal Trükler

Annie Hall, Woody Allen’ın doğrudan kameraya konuştuğu bir sahne ile
blank

Metin Demirhan Öldü Sananlara…

21 Şubat 2009… Kanal D stüdyoları… Saat geceyarısını çoktan geçmiş…