“The Dutch Angle”, aslen fotoğrafçılıkta kullanılan ve Dutch Tilt, Canted Angle, Oblique Angle, German “Deutsch” Angle olarak da bilinen, kameranın bir tarafa eğik olarak yaptığı çekim tekniğine verilen isim. Ortaya çıkışı 1930’lu yıllarda Alman sinemasına dayanıyor. Hollanda “Dutch”ı ile karıştırmamak lazım. Alman sineması kaynaklı olduğu için başlarda kullanılan “Deutsch Angle” terimi yıllar içinde değişe değişe “Dutch Angle” halini almış.

Öteki Sinema için yazan: İlker Güler

Tekniği Almanlar keşfetmiş dedik ama uzun zamandır İngiliz yönetmenlerin egemenliğinde desek yanlış olmaz. Christopher Nolan, Terry Gilliam, Danny Boyle ve Guy Ritchie’nin istisnasız her filminde bu tekniği görebilirsiniz.

“Kameranın çekim şekli (Geniş Açı, Yakın Plan vb) kimi ve neyi gördüğümüzü etkilerken kamera açısı bu çekimi nasıl algıladığımızı belirleyen en önemli unsurdur.”

Bu tekniğin aslen fotoğrafçılıkta kullanılıyor olması sizi yanıltmasın. Kullanımı görsel sanatların büyük abisi sinema içinde büyük yer tutuyor. Biz tabi ki fotoğraftan ziyade daha çok sinemadaki kullanımı ve yaygınlığı üzerinde duracağız.

The Dutch Angle 01

Peki yönetmenler neden bu tekniği kullanıyorlar? Aynen fotoğrafçılıkta olduğu gibi sahneye daha artistlik bir hava verilmesi için mi yoksa aynı karede bulunan kişilerin boy farklarını kapatmak için mi? Cevap tabi ki hayır. Esas amaç dramatik sahnelerde duyguların seyirciye daha iyi iletilmesi, filmdeki karakterlerin yaşadıkları psikolojik dengesizliklerin seyirciye daha iyi aktarılması, filmin o anki tansiyonunun daha iyi iletimi ve sahneler arası geçiş. Saydığım amaçlara göre en çok kullanıldığı film türü normal olarak korku ve gerilim filmleri. Sonuç seyirciyi rahatsız etmek, yerinde hop hop oturtup kaldırmak. Fazla kullanımında rezil sonuçlar almak işin doğasında var. Aynen John Travolta’nın “Battlefield Earth”ünde olduğu gibi.

Filmlerinde kimi zaman normal açıyla başlayıp açıyı değiştirenler olduğu gibi eğik başlayıp normal açıya dönenleri de mevcut. Özellikle İngiliz yönetmenler sık sık filmlerinde bu tekniği kullanıyorlar. Daha da uzun yıllar çok kullanacaklar gibi.

Bu arada film demişken kullanıma birkaç örnek verelim;

“Citizen Kane” (1941), “Inception” (2010), “Thor” (2011) Yönetmen Terry Gilliam’ın neredeyse bütün film külliyatı “The Zero Theorem” (2013) “Fear & Loathing in Las Vegas” (1998), “12 Monkeys” (1995), “Batman Begins” (2005), “Slum Dog Millionaire” (2008), “Doubt” (2008), “Star Trek: Final Stand” (2010).

Televizyonda ise 1960’lardaki Batman serisi, Star Trek: The Original Series, House’un birçok bölümünde ve en yaygın olarak yayınlanan reklamlarda karşımıza çıkıyor. Video klipler de bilhassa kullanımı yaygın.

Arkadaşın birisi bu filmlerden çok güzel bir kolaj yapmış. Üşenmeyip kamera açılarını da bizim için kenara yazmış. Yazımın sonunda sizleri bu kolajla baş başa bırakıyorum. Hepinize iyi seyirler.

https://vimeo.com/138044491

blank

İlker Güler

1977 İstanbul doğumlu, 3 film bir arada sever, Betamax dostu bir sinemaseverim :)

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Marilyn Monroe – Bölüm 1

Sinema dünyaya bir efsane verdi. Seksi, alımlı, özgür, savruk ama
blank

80’ler Filmleri ve Eğlence Sinemasında Devrim!

80'ler sineması birçok yeniden çevrime (remake) ev sahipliği yapar ancak