Kuyu filminin hikâyesi yamalı bohça gibi. Musallat ve Siccin serisinden oldukça etkilenilmiş ama yapılmışlar arasında en yakın iş hangisi derseniz, Helak: Kayıp Köy derim.
Kara Çarşaflı Gelin, her ne kadar Toprak ve Tarım Reformunu içinde barındırmasıyla ölümsüz bir eser halini alsa da; töre, aşk ve köy hayatı gibi kavramlarla da anlatısını güçlendirmekte...
Cici Can, ismiyle dahi bir karikatür bombası olduğunun ipuçlarını veren, fantastik yapısıyla fark yaratan ve samimi mizahıyla iç ısıtan nevi şahsına münhasır bir film.
Onur Ünlü’nün Cihangir’de bir kafede aklına düşen ve 10 gün gibi çok kısa bir sürede çektiği Güneşin Oğlu, fantastik sinemamızın ilginç örneklerinden biri...
Filmin polisiye türünde Türk sinemasında ilk ve tek olduğunu söyleyebilirim. Güncel politik tartışmalara girmekten ve halkın yanında durduğunu göstermekten çekinmeyen başka bir filmle karşılaşmadım.
Zıpçıktı, esasen bir Hollywood yapımı olan Problem Çocuk’un (1990) uyarlaması. Bir başka deyişle; çılgın bir rip-off. Neden mi çılgın? Gelin buna hep birlikte bir göz atalım.
Nazım Hikmet için birileri ‘’keşke kaçmasaydı’’ der demez Rahmi Eyüboğlu ‘’Sen hiç öldün mü, arkadaş?’’ diye sorar ve “ölüm” karşısında tek bir davranış şekli olmadığını söyler.
Eksiklerine rağmen tuhaf bir çekiciliğe, ciddiyete ve sürükleyiciliğe sahip olan Dört Hergele bir daha ispat ediyor ki Yılmaz Atadeniz-İrfan Atasoy iş birliği, aksiyon sinemamızın en safkan örneklerini ortaya çıkarıyor.
Televizyon tarihimizin en ilginç ve başarılı dizilerinden biri olan Kavanozdaki Adam, modernleşme, kimlik ve yabancılaşma gibi konulara dolaylı yoldan yaptığı vurgu ile her görüşten izleyicinin ilgisini hak ediyor.