Artık sinemaya gitmiyoruz. Bunun bir sürü sebebi var. “Pandemide insanlar sinemada film izleme alışkanlığını kaybetti” diyenler var mesela, katılmıyorum ama katıldığım şeyler de var.
Bana göre en önemli iki sebep; seyredecek film yok ve olsa bile bilet ücretleri pahalı. Bir de yan sebep, bilet ücretleri bu kadar pahalıyken salon standartları düşük. Projeksiyon kalitesi yerlerde sürünüyor.
Türkiye sinema salonları ABD ile aynı fiyata bilet satıyor. Sinemaya giden sayısı azaldıkça bilet ücretleri artıyor. Mantık şu: “Her şeye rağmen yine de bilet alıp geleni yolalım.” Bu saçmalığın önüne geçmesi gerekenler, yani devlet ve sektör temsilcileri, yıllarca üç maymunu oynadı. Sonunda bakanlık olaya el attı.
27-28 Eylül’de ülke genelinde tüm seanslarda bilet 80 TL idi. Bomboş vizyona rağmen kampanya işe yaradı, Eylül’ün son haftasında rekor kırıldı. Salonlar ders çıkarır dedik, çıkarmadılar. Hemen ardından bir IMAX biletine 505 TL bayıldım.
Şimdi, sinema izleyicileri için sevindirici haber daha geldi. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un açıklamasına göre, 31 Aralık 2025’e kadar her Çarşamba günü tüm Türkiye’de katılımcı sinemalarda biletler en fazla 120 TL olacak. Sinema Genel Müdürü Birol Güven de X’te detayları paylaştı.
Eskiden, salonlar “halk günü” yapar, o gün yarı fiyatına bilet satardı. Bu da ona benziyor ama bu kampanyanın bağlayıcılığı yok, katılım oranı da belirsiz.
Şimdi, tam da burada sormak istiyorum. Biliyorsunuz, SİSAY diye bir dernek var. Saloncuların çıkarlarını temsil ediyor yani seyirciyle salon arasındaki köprü, asıl lobi gücü onlarda. Aslında onların duyurduğu bir mevcut kampanya vardı. “Aile yılı” kapsamında, 2025 yılı boyunca SİSAY’a bağlı sinema salonlarında ailelere özel olarak sinema biletlerinde %40’a varan indirim uygulanıyormuş. Kağıt üstünde öyle de, işin pratiğini sinemaya gidenler bilir. “Ailelere” derken neyi kastettikleri çok açık değil, sevgilisiyle gidene yok galiba. Orada da soru şu; ailecek sinemaya giden mi kaldı? Salonlara tüm ailenin izleyebileceği kaç film sokuyorsunuz? Kadıköy Boğası’na mı gidecekler!
Neyse… Bakanlık çıkıp “80 TL kampanyası” düzenleyebiliyor, “her Çarşamba 120 TL” diyebiliyor ama SİSAY kendi üyelerinden böyle bir inisiyatifi çıkaramıyor. Bu %40 falan mevcut bilet fiyatlarında, bir de “aile olma” şartı ile çok anlam ifade etmiyor.
SİSAY’a kızıyorum, yıllardır bilet fiyatı ve salon standartları konusunda bir pozisyon almadı. Bir “etik standart” kuralım demedi, “projeksiyon ışığı minimum bu lümen olacak” diye şart koymadı, “bilet fiyatı şu çıtanın üstüne çıkamaz” diye yön göstermedi. Güçleri mi yetmiyor, işlerine mi gelmiyor bilmiyorum ama bilet fiyatları ucuzlamaz, salonlara kalite gelmez ise elde kalan seyirci de bu yıl gidecek.
Bu işi hala çözebilir miyiz bilmiyorum ama Türkiye’de makul bilet ücreti 100 TL civarıdır, nokta. Bunun üstü sömürü. Biz ABD’de yaşamıyoruz, 12 dolara bilet satılmaz! Kadıköy’de gence “sinemaya git” dediğinde, “abi boşver, o paraya 4-5 bira içer muhabbet ederim” diyor. Dedirtme!
Bir de, kara para aklayıcı yapımcıların çöp filmlerini izlettirmeyi bırakmaları gerekiyor işte o zaman seyirci döner. “Pandemi yüzünden alışkanlık kayboldu, platformlar yüzünden salonlar boşaldı” masalı hikâye. Seyircinin sinemaya ihtiyacı her zaman olacak.
Mesele basit: Bilet fiyatını düşür, perdeyi adam et, projeksiyonun ışığını aç, ses sistemini düzgün ayarla ve dandik filmler gösterip seyirciyle dalga geçmeyi bırak. O zaman salon dolacak. Bakanlığın el atmadan saloncuların bu işi kendi aralarında çözmesi gerekiyordu. Zurnanın zırt dediği yerde kampanya üstüne kampanya!
Tutar mı? Ya tutarsa!