Aldığımız Nefes: Küçük Dünyalar Yanarken

Aldığımız Nefes | sadibey.comAntalya Altın Portakal’ın sessiz ama sarsıcı filmlerinden biri: Şeyhmus Altun’un ilk uzun metrajı Aldığımız Nefes. Türkiye-Danimarka ortak yapımı olan film, bir kimya fabrikasındaki patlamayla açılıyor. Duman, alev, panik… Sonra sessizlik. On yaşındaki Esma’nın dünyası, o yangınla birlikte yıkılıyor. Felaketin ardından büyümek zorunda kalan, hem babasını hem çocukluğunu aynı anda kaybeden bir kız çocuğu var karşımızda. O artık yalnızca bir kurban değil, bir tanık, insanın insana ettiği kötülüğün tanığı.

Altun’un kamerası, Esma’nın göz hizasında geziyor. Olan biteni ne didaktik bir anlatıyla açıklıyor ne de duygusal sömürünün tuzağına düşüyor. Fakat bu soğukkanlılık bir noktadan sonra duygusal mesafeye dönüşüyor. Yönetmen sanki “fazla hissetmek”ten korkmuş gibi… Oysa o yanık kokusunu, o toprağa sinmiş sessiz çığlığı biraz daha duymak istiyoruz.

Aldığımız Nefes (2025) - Box Office Türkiye

Defne Zeynep Enci, çocuk oyunculukta nadir rastlanan bir dinginlikle taşıyor Esma’yı. Gözleri çok şey söylüyor ama hiçbir şeyi fazla söylemiyor. Hakan Karsak ve Sacide Taşaner’in varlığı hikâyeyi sağlam bir zemine oturtuyor. Kamera çoğu zaman sade, ama dikkatli. Görüntü yönetmeni Cevahir Şahin, gri tonlarıyla hikâyeye uygun bir kasvet kurmuş. Pazar sahneleri, kırsal Türkiye’nin o “ne tam köy ne tam şehir” arası mekânlarını hatırlatıyor. O ara coğrafya, tıpkı karakterlerin ruh hali gibi belirsiz.

Yalnız bir mesele var: Filmin geçtiği yer tam olarak neresi? Bizde hâlâ film mekanlarının açıklanmaması garip bir gizem gibi sunuluyor. Oysa coğrafya, sinemamızın en önemli karakterlerinden biridir. Bu eksiklik, hikâyenin yerellikten evrensele geçişini biraz bulanıklaştırıyor.

blank

Altun’un tercih ettiği şiirsel, dingin anlatım, bir noktadan sonra aynı ritme sıkışıyor. Felaketin ritmi yoktur, evet, ama sinemanın vardır. Her kare aynı duygusal tonda ilerleyince seyirci, bir süre sonra Esma’nın iç dünyasına temas edemiyor. Filmde ajitasyon yok, bu bir artı; ama umut da yok. Seyirci, bir yerlerde o yangının içinden çıkmak istiyor, yönetmen ise orada kalmayı seçiyor.

Filmin arka planında ciddi bir çevre felaketi var. Bu yönüyle Derviş Zaim’in Balık filmini hatırlatıyor: doğanın sessiz çığlığı, insanların alışkanlıklarıyla bastırılıyor. Türkiye sinemasında çevre temalı hikâyeler hâlâ nadir ve bu film o eksik zincire önemli bir halka ekliyor. Ancak Zaim’in filmindeki metafizik boyut burada yok; Aldığımız Nefes daha realist, daha kuru, neredeyse belgesel tadında.

blank

Şeyhmus Altun her şeyi doğru yapıyor: sade diyaloglar, yerinde müzik, dikkatli oyuncu yönetimi… Ama bu doğruluk hali filmin risk alma potansiyelini törpülüyor. Aldığımız Nefes, izleyicisini ağlatmak istemeyen, ama duygusal mesafesiyle de nefes aldırmayan bir film. Esma direnirken biz de dışarıda kalıyoruz, sadece izliyoruz.

Filmin sonunda Esma’nın yüzüne baktığınızda, o yangının hiç sönmediğini anlıyorsunuz. Altun’un kurduğu dünya, umut kadar umutsuzluğun da içinde — belki de bu yüzden “aldığımız nefes” yangın dumanı kadar ağır.

Not: Filmdeki pazar sahneleri bana Karamürsel Ereğli’inin sokaklarını hatırlattı. Filmin çekildiği yerleri bulmaya çalıştım ama başarılı olamadım. Bizde böyle bilgilere ulaşmak nedense çok zor. Neyse, yukarı tarafta bir sürü köy var, oralarda bir yerde geçebilir, aynı zamanda sanayileşmiş bir yerdir. Yani kimyasal yangın için doğru mekan.

MTŞ

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusu ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı, "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanı ve "Agatha'da Cinayet" adlı tiyatro oyununun yazarıdır. Sinema yazılarına Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

AMER ve Giallo: Öteki’nin Tutkusu

AMER inanılmaz bir Giallo, mükemmel bir cinsel sapkınlık öyküsü, ana
blank

Repulsion / Tiksinti (1965)

Psikanaliz üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri olan Repulsion, insanın