İmkansız Bir İşletme Modeli ve Sinema Salonları

26 Haziran 2020

Sinema ve tiyatro salonlarının yeni normali başlıyor. 1 Temmuz’dan itibaren sinema ve tiyatro salonları Kültür Bakanlığı’nın 3 gün önce yayınladığı yönergeye uygun olarak yeniden açılacak. Yönergedeki kimi maddeler gerekli kimi de saçma ve uygulanamaz!

Bakanlığın salondaki seyirci sayısı dışında oldukça sert önlemler aldığını söylemek mümkün. Sağlığın şakası olmaz elbette ama bu şartlar altında kaç sinema salonu ayakta kalabilir, kaçı bu fiyatlarla bilet satmaya devam edebilir? Bu aslında bir soru bile değil. Bu önlemlerin bir yıldan fazla uygulanması durumunda elimizdeki salonların yarısını kaybedeceğimizi öngörüyorum. Sinemada film izlemek şimdikinden daha pahalı bir deneyim haline gelemez, işletmeci de bu yükü kaldıramaz. Bazı salonların şansı diğerlerinden daha fazla ama bakanlık umarım “batan batsın, kalan sağlar bizimdir” demez ve sinema salonu işletmeciliğine kaynak aktarır. Özellikle müstakil salonların desteklenmesi şart.

Kültür ve sanat tesislerinde kontrollü normalleşme süreci genelgesinde alınması gereken tedbir ve önlemleri yorumlayarak okuyucuya bir fikir vermek isterim.

Fuaye alanları ve büfeler gibi genel kullanım alanları ile geri hizmet ünitelerinin kullanımına ve sıra bekleme olasılığı olan her yere ilişkin ‘sosyal mesafe planı’ hazırlanacak ve plana uygun düzenlemeler yapılacak.

Gişe, büfe ve fuayede tadilat demek. 10 günlük sürede buna uygun bir düzenleme nasıl yapılır, tahmin etmek güç. Üstelik yaşam savaşı veren Müstakil sinemaların tadilat yapmak için kaynağı yok, bakanlığın bu konuda işletmecilere bir fon sağlaması şart yoksa kimse salonunu açamaz.

Seyirciye girişte temassız ateş ölçümü uygulanacak, 38 dereceden yüksek ateş ölçümlerinde, işletmeye alınmayarak bir sağlık kuruluşuna başvurması için uyarılacak.

Bu artık neredeyse her yerde standart bir önlem, uygulanması gayet kolay ve bence de gerekli ama bu demektir ki Covid-19 kapmasanız bile ateşinizi çıkaran herhangi bir hastalığınız varsa sinemayı unutun!

Seyircinin salona maske ile girmeleri ve içeride bulundukları süre boyunca maske takmaları sağlanacak. Bununla ilgili yazılı ve sesli anonslar yapılacak. Maskesi olmayanlara, girişte verilmek üzere maske bulundurulacak.

Kim, 2 saatlik bir film boyunca maskesini çıkarmadan durabilir bilmiyorum. O maskelerin çene altına ineceğinden adım gibi eminim. Karanlık bir sinema salonunda bunun nasıl denetleneceğini de bilmiyorum. Biz daha insanlarımıza film izlerken cep telefonlarıyla uğraşmamalarını öğretememişken hem de…

Bilet işlemleri mümkün olduğunca çevrimiçi yapılacak, ziyaretçilerin bilet çıktısı olmadan giriş yapabilmeleri sağlanacak ve temassız ödeme alınacak. Temaslı pos cihazı kullanılması halinde her kullanımdan sonra cihazın en az yüzde 70 alkol içeren malzemelerle temizlik ve dezenfeksiyonu sağlanacak.

Online bilet alan zaten bu yönergeden önce de öyle yapıyordu ama bazen bir filme gitme kararı son anda, sinemanın önünde veriliyor. Bir gişe olması ve buradan satış yapılması şart. Sonuçta marketlerde ödememizi yaparken kasiyerle temasta olduğumuz süre daha fazla. Zorlayıcı ve uygulanamaz bir madde. Düşünsenize, önünüzdekinin kredi kartıyla işlem yapıldı ve siz gişe görevlisi pos cihazını dezenfekte etsin diye bekliyorsunuz. Marketlerde böyle bir şey yapılmıyorken bunu sinema/tiyatro gişelerinden istemek?

Fuaye alanlarında oturma grupları seyrekleştirilerek ve araları açılarak yerleştirilecek. Sergi, fuaye, fuar alanlarında kapasite her dört metrekareye bir kişi olacak şekilde belirlenecek.

Büyük fuayelerde sorun olmaz ancak bazı salonlarda fuayede 3-4 kişilik yer var demek bu…

Koltuklarda kişiler arası her yönden bir koltuk boşluk bırakılarak, salon kapasitesinin yüzde 60’ını aşmamak kaydıyla sosyal mesafe planına uygun oturum düzeni sağlanacak. Aynı aile üyeleri, oturma düzeninde sosyal mesafe kurallarından muaf olabilecek.

%60 doluluk iyi bir rakam, sanırım sektör temsilcileri bastırdılar. Başka ülkelerde bu kadar yüksek bir doluluk oranına rastlamadım. Bulgaristan ve Çin’de bu sınır %30 İspanya %33 Finlandiya, Norveç ve Polonya ise %50 Eğer aynı ailedenseniz eşinizle, çocuğunuzla yan yana oturabiliyorsunuz ama bunun tespiti nasıl yapılacak? Gişe görevlisi bilet kesmeden önce evlilik cüzdanı mı soracak?

Seyirci salon içerisinde su haricinde içecek ve yiyecek tüketimine izin verilmesi durumunda yeme-içme sırasında maske çıkarılacağından izleyiciler arası sosyal mesafenin her yönden iki koltuk boş bırakılarak artırılması sağlanacak.

Bu tuhaf bir madde… Bilet satışı tek koltuk boş bırakılarak yapıldıktan sonra kişinin canı bir şey yemek içmek istediğinde bir koltuk ötede oturana bi koltuk daha yana git mi diyecek, salonun bütün hizası kayar, nasıl uygulanacak? Büfelerde de sadece paketli gıda satılabilecekmiş. Zincir sinemaların şurup kola ve mısır satışından elde ettiği bilet fiyatını da aşan gelirleri bundan etkilenecektir.

Salonlar etkinlik saatinden en az 30 dakika önce hazır hale getirilecek. Misafirler, kademeli olarak içeri alınacak.

Bu da seans sayılarının düşmesi demek. Her seanstan önce temizlik-dezenfeksiyon yapılacak, filmin başlamasına 30 dk kala bu işler bitmiş olacak yani seans araları en az 1 saat olacak ki bu günde 5-6 seans yapan sinemaları zorlar. Bu şartlar altında günde maksimum 4 seans yapılabilir.

Tesis içindeki bütün klimalar, temiz havayı dışarıdan alacak şekilde programlanacak.

Programlanarak hallolursa tamam ama o kadar kolay değil bence… Bir sürü salonun havalandırma sisteminin tadilat görmesi gerekiyor, özellikle AVM salonlarının. Geçtiğimiz günlerde Kadıköy Sinemasının yöneticisi Funda Kocadağ Salciccia ile telefonda konuştum, bana salonun havalandırma sisteminin, salonun üstünün teras olması sebebiyle sürekli taze hava ile beslendiğini söyledi. Bu güzel bir haber…


Yazının sonunda şunu belirtmek isterim; bu açılış işi Eylül ayına bırakılmalıydı. Yazın sinemaya gitme adetimiz yok, o yüzden Ekim-Kasım gelmeden neyin ne olacağını anlayamayız. İşletmeciler çalışmayan ama açık olan salonlar için her gün ciddi harcama yapmak zorunda. Üstelik önlemlerin uygulanabilmesi için ek iş gücü lazım. Onların yerinde olmak istemezdim. Umarım her şey yoluna girer çünkü sinemada film izlemenin yerini hiçbir şey tutmaz!

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Ölü Kelebek Mart 2016

Öteki Sinema'nın çılgın yazarı Semra Doll'dan gene kendi şahsına münhasır
blank

Hikayeleri Değişmeyen Göçmen Bedenler: Korku Ruhu Kemirir ve Duvara Karşı

Göçmen kimliği öteki olmanın her halini içeren bir varoluşsuzluk haline