Predator: Badlands – Yautja’nın Gözyaşları!
Yeni film Predator: Badlands, bana göre tüm serinin “en Disneyleşmiş” halkası. Artık avcı değil, neredeyse terapiye gitmesi gereken bir Predator izliyoruz.
alt kültür sinema yayını
Piranha 3D (2010)
Piranha 3D, izleyiciye sunulabilecek başarılı bir istismar filmi olabilecekken "yanlış yönlendirilmiş" bir kan banyosuna dönüşüyor.
Predators (2010)
2010 yapımı Predators, yeni bir hikâye kurgulamak yerine ilk filmin iskeletini aynen alıp, dünya yerine başka bir gezegenin ormanını set olarak kullanmak gibi bir iki önemsiz değiştirme ile yoluna devam ediyor.
Monsters (2010): The Road’la District 9’ın Evliliği
Kısa bir süre öncesine kadar kıyamet sonrası filmleri saymaya kalksak, aklımıza Mad Max haricinde kaç film gelirdi bilmiyorum. Ama son 2 yılda bir o kadar kıyamet sonrası temalı film çekildiğini düşünmeye başladım. Üstelik, söz gelimi 70’lerde “uzay operası” türünü patlatan Star Wars
Where the Wild Things Are (2009)
Where the Wild Things Are ile kurt kostümü giymiş küçük bir çocuğun gözlerinden yargısız, sualsiz sevgiyi görüyoruz, yeniden.
İkisi Bir Arada: Little Shop of Horrors (1960/1986)
The Little Shop of Horrors bir B-film olarak başlayıp günümüzde bile hala fanlarını peşinden sürükleyen minik bir hazine.
Pan’s Labyrinth / Pan’ın Labirenti (2006)
Pan's Labyrinth, bize istediğimiz sonu seçmemizi ve tekrar içimize dönmemizi öğütleyen farklı bir masal. İyiler ve kötüler iç içe geçmiş mücadele etmeye kıran kırana devam ederken biz bazen gözyaşlarımızı tutamadan seyretmeye devam ediyoruz.
The Sorcerer’s Apprentice / Sihirbazın Çırağı (2010)
Sihirbazın Çırağı, Temmuz sıcağında soğuk bir kola ve mısır eşliğinde tüketilip kolayca unutulacak türden bir eğlence sineması örneği.
The Last Airbender / Son Havabükücü (2010)
Nickoledeon kanalında 2. sezonunun ortalarında bir bölümünü tesadüfen izleyip, çok sevip, sonra da 3 sezon: 58 bölümü, 2.5 günde, nefes bile almadan izlediğim çok sıradışı ve keyifli bir seyirlik idi “seçilmiş” Avatar Aang’in maceraları.
Chupacabra Terror (2005)
Chupacabra Terror: Öncelikle değinmek gerekir; Chupacabra nedir? Koca Ayak, Loch Ness Canavarı ya da Yeti gibi hala muallakta kalmış bir yaratıktır.
Kraliçenin İntikamı: Lady Terminator (1989)
Lady Terminator, mitolojideki sirenlerden, Yılan Kadın gibi mitoslara kadar pek çok hikayeyi anlatı hizmetine sunarak meze edebilmiştir.
John Carpenter’s They Live (1988)
They Live; hem yapım tarihi, hem yapısı, hem de konusuyla 90’ların gelişini müjdeleyen ve politik/ekonomik gerçekleri gösteren bir başyapıttır…
Bütçesiz, Bağımsız Ama Müthiş Bir Masal: Ink (2009)
Ink, bütçesiz, bağımsız ama müthiş bir masal... Anlatmak istediklerini ve samimiyetini hissettiğiniz anda sizi kendi dünyasına kaçıran olağanüstü bir öteki sinema örneği...
Silver Bullet / Gümüş Kurşun (1985)
80'ler filmlerinden hoşlanıyorsanız Gümüş Kurşun kendi halinde, naif bir yapım olarak seyredilmeyi hak ediyor.
Acción Mutante (1993)
Acción Mutante (Mutant Hareketi), kült filmlerin yönetmeni, Bask asıllı İspanyalı yönetmen Álex de la Iglesia’nın ilk filmi.
Humanimal (2009)
2009 Şili yapımı düşük bütçeli film Humanimal, anlattığı hikaye ile Şili Sinemasındaki ilk “Korku Fabl” olma iddiasında.
The Bermuda Depths (1978)
The Bermuda Depths, Japon yapımcı ortağından ve yönetmeninden mütevellit hafif "Gamera" etkileşimli bir fantastik canavar filmi.
My Iz Budushchego / Savaşa Dönüş (2008)
Rus Usulü Fantastika “Biz sizin zamanınızda böyle miydik?” derler. “Biz iki yıl askerlik yaptık” derler. “Büyüklerimizin yanında bacak bacak üstüne atamazdık, sigara içemezdik” derler. Sonra da bitirici darbeyi vururlar: “Yok, bu yeni nesil adam olmaz.” Dedeler, ninelerdir onlar. İyi niyetlidirler belki ama
B-olitik Sinema: Alien Nation (1989-1990)
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””] Tematik Film İncelemeleri: Öteki Filmlerin Politik Potansiyeli Geceyarısı filmleri, b-movie’ler, istismar filmleri, ucuz filmler… şüphesiz öteki filmler dediğimiz zaman böyle başlıklar altına giren filmleri algılıyoruz. Öteki sinema altında buluşan filmlere sahip çıkma nedenlerimiz çok farklı. Onları eğlenceli
First Men in the Moon (1964)
Pek bilinmeyen ama bilinse de fazla ses getirmeyecek hafif bilim kurgu macerası First Men in the Moon eskiyi özleyenlere iyi gelecektir.
Killdozer (1974)
Karşınızda uzaylı aklıyla keçileri kaçıran, ona buna çevresine saldıran buldozer, nam-ı diğer KILLDOZER.