Çocukluğumda korkuyla seyrettiğim film canavarlarının kahramana dönmesine alıştım. Terminator’dan King Kong’a kadar herkesin içinden bir “iyi adam” çıkarmaya yeltendiler.

Terminator filmleri bu konuda efsanedir ama sonuçta Terminator bir makineydi, onu bir market kasiyeri olarak bile programlayabilirsiniz! Başkalaşmaya gayet müsait, King Kong’un da melankolik bir kafası var ama Godzilla’yı da yıkıcı ve kurtarıcı olarak iki karakterde görmek kafa karıştırıyor. Yine de hiçbiri bu Predator filminin eline su dökemez! Predator gibisini evcilleştirmeye kalkmak bence sinemanın vahşilik hakkına ihanet!

Yeni film Predator: Badlands, bana göre tüm serinin “en Disneyleşmiş” halkası. Artık avcı değil, neredeyse terapiye gitmesi gereken bir Predator izliyoruz. Filmdeki yaratığımız Dek, yoldaş olarak bir Weyland-Yutani sentetiği olan Thia’yla (Elle Fanning) tanışıyor ve yol boyunca Before Sunrise tarzı diyaloglar kuruyorlar. Hani az kalsın Viyana’da tramvaya binip sabaha kadar aşkı tartışacaklar!

blank

 

Filmin temposu yüksek, efektler göz dolduruyor ama duygu dünyası adeta Wall-E’den kalma. Duygusal bir derinlik değil bu; Disney’in klasik “canavar da sevilmek ister” numarası. Tam “bir köpek çıksa da sahneyi kurtarsa” diyorsunuz, hop! bir köpek (uzaylı versiyonu) çıkıyor gerçekten. Sadece sevilmek isteyen tatlı bir yaratık… Bundan sonrası “çayırlarda el ele gezen Yautjalar”a kadar gider, şaşırmam.

Bugün benim doğum günüm. Predator filmlerine düşkün biriyim ve ilk filmi sinemada izlemiş olmakla övünecek kadar da yaşlıyım. Yazdığım gibi; Bu işin buralara geleceğini asla tahmin edemezdim. 2022’deki Prey hepimize umut vermişti. Dan Trachtenberg o filmde Predator’ü ilkel, kabus gibi bir doğa gücü olarak yeniden tanımlamıştı. Bu kezse hikâye, iki Predator kardeşin aralarındaki düello üzerinden yola çıkıyor ama sonra iş “aile sorunları” ve “kendini keşfetme yolculuğu”na dönüyor. Yautja ergenliği diye bir şey çıktı, hayırlı olsun!

Weyland-Yutani’nin işin içinde olması iyi bir gönderme ama stüdyonun PG-13 sınırına takılmamak için insan yerine robotları lime lime etmesi trajikomik. Kan değil, motor yağı akıyor; ölüm sahneleri bile steril. Disney, Predator’ün vahşetini bile hijyenik hale getirmiş.

blank

Tüm bunlara rağmen film sıkmıyor. Devasa bir lunapark gezisi gibi: her köşede başka bir efekt, her sahnede başka bir nostalji kırıntısı ama o eski korku, ormanda kalp atışını duyduğun o sessizlik, artık yok. Onun yerinde bir “genç yetişkin bilimkurgu” duruyor. Predator artık avcı değil, kendini bulmaya çalışan uzaylı bir influencer.

Disney, korku sinemasının damarına çocuk filmi şırıngalıyor. Bunu “daha geniş kitlelere ulaşmak” diye pazarlıyorlar ama sonuçta türün kökünü kurutuyorlar. Yautja’nın ruhu kayıp. Onu ilk kez 1987’de sinemada izlediğimde, tüylerim diken diken olmuştu.

Demem o ki, aklınızı-mantığınızı fuayedeki askıya asıp girerseniz eğlendirici bir film, sinemada izlenmeyi hakeden bir görsellik barındırıyor. Herhangi bir filmdeki CGI efektler artık beni etkilemediği için çok kafasına giremedim ama sinemada izlemek şart! Televizyona sığmaz, eksik kalır. Şimdiye kadar gördüğünüz tüm bilim kurgu korku-aksiyon filmlerindeki klişeleri bir kez daha izlemek isterseniz buyrun. Ben çok sevemedim, Predator’ün bendeki karşılığı bu değil.

MTŞ

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusu ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı, "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanı ve "Agatha'da Cinayet" adlı tiyatro oyununun yazarıdır. Sinema yazılarına Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Chronicle / Doğaüstü (2012)

Josh Trank'ın ilk uzun metrajlı “gerçek kamera görüntülerini bulduk” filmi
blank

Six-String Samurai

Six-String Samurai, bozkırda yeşeren yırtık pırtık ve geveze bir rock’n