Korku sinemasının efsane serisine yeni bir halka ekleniyor. Infested filminin yönetmeni Sébastien Vaniček’in yönettiği Evil Dead Burn filminin çekimleri resmen tamamlandı.
When Harry Met Sally sadece karakterlerin hikayesi değil, iki güçlü yaratıcı kişiliğin çarpışmasının sonucu olarak ortaya çıktı. Rob Reiner’ın analitik yönetmenliği ile Nora Ephron’un
I Like Me” belgeseli John Candy’nin maskesini nazikçe kaldırıyor. Çocukluğundaki kayıplar, babasının erken ölümü, ailesine bakan “iyi çocuk” rolü… Hepsi onu, Bill Murray'in belgeseldeki
İlk Tron’u çocukken televizyonda izlemiştim; sıradışı, yenilikçi ve gerçek anlamda “dijital evren” fikrini sinemada mümkün kılan bir deneyimdi. 28 yıl sonra Tron: Legacy geldi;
Sayara, bir “kadın vigilante” filmi olmanın ötesinde, feminist bir şiddet manifestosu. Burada adalet, mahkeme salonunda değil, yumrukta, tekmede, ısırıkta. Can Evrenol, intikam temasını Yeşilçam’ın
Türkiye’nin “Cinecittà potansiyeli” her on yılda bir yabancı tarafından test edilip terk ediliyor. Yor’un peri bacaları arasında çekilmiş saçma sapan sahneleri, aslında Türkiye’nin yaratıcı potansiyelinin karikatürüdür. Eğer o potansiyel doğru desteklenseydi, Kapadokya’da kurulan setler bugün “Anatolia Studios” adıyla çalışıyor olurdu.
Çiçek Abbas filmi alternatif bir etik önermez; yer değiştirmeyi ödüllendirir. Abbas başka türlü davranabilir miydi? Evet—ama bunun için filmin evrenine “yer değiştirme” yerine “kurum değiştirme”
Abuzer Kadayıf (2000) da benim nazarımda ilginç bir fikirle başlayan, umut vaat eden ama bu ilginç konuyu yeterince incelikli olarak işleyemeyen, keçiboynuzu gibi bir
Atıf Yılmaz’ın yönettiği 1969 yapımı Menekşe Gözler, yerleşik Yeşilçam melodram kalıplarına bilinçli bir meydan okuma sergiler. Safa Önal’ın ödüllü senaryosuna sahip film, tipik bir
Aşk Dediğin Laf Değildir, güldürmeyen ama düşündüren bir “mutlu son” ile biter: Sınıflar yerli yerinde, hayat kaldığı yerden devam eder. Film, bize sınıf gerçeğinin
Bugün Türkiye’deki büyük festivallere dikkatle bakın: danışman listelerinde hep aynı isimler döner durur. Bir festivalde “danışman” olan ertesi yıl öbüründe “seçici kurul üyesi” olur, bir sonrakinde “jüri koordinatörü.” Bu iş, liyakat değil, network işidir.
Lego’ya karşı bir nefretim yok, hatta saygım var. Ama bu Lego filmlerinden... işte onlardan hiç hazzetmiyorum! Çünkü bu filmler, çocukların hayal gücünü değil, tüketim refleksini büyütüyor. O çocuğun yüzündeki heyecanı görünce seviniyorum; ama aynı anda içimde bir sıkıntı beliriyor. Çünkü o artık
2000’li yıllardan itibaren Türk korku sineması kendi içinden doğan bir alt kültür yaratmak yerine, sürekli aynı karanlık tünelde dönüp duruyor. Evet, artık “korku filmi” denince aklımıza tek bir şey geliyor: gözleri dönmüş bir kadın, fonda dualar, loş bir ev ve “muska.” Bu
Bugün beni hâlâ sinemaya götürebilen tek şey varsa, o da bir IMAX salonunda film izleme ihtimali. Çünkü IMAX, bana çocukluğumun sinema mabedini hatırlatıyor. İşte o zaman yeniden o his geliyor: koltuğa gömülmüş, ağzı açık, gözleri parlayan, zamanı unutan bir çocuk.
Bir zamanlar televizyonun mezarını kazanlar, şimdi onun ruhunu platformlara çağırıyor. Ekran küçüldü, yayın akışı dağıldı, reklam araları bitti ama hikâyenin özü aynı kaldı: uzun,
Modern Kadın, Türkiye gibi modern ve geleneksel arasına sıkışmış bir topluma ait feminist paradoksun dizisi olarak okunabilir. Her hali aynı bedende ve farklı deneyimlerle
Squid Game, 27 Haziran’da yayınlanacak final sezonuyla ekranlara veda ediyor. Peki, finale hazır mıyız? Semra Doll, "dünya starı" diziyle ilgili ilginç bilgilere göz attığı
İstanbul Ansiklopedisi, Reşat Ekrem Koçu’nun hazine değerindeki ansiklopedik yapıtından ilhamla yola çıkıyor. Selman Nacar, İstanbul’un çok katmanlı yapısını ve kuşaklar arası ilişkilerini özgün bir
Bazı filmleri daha başlamadan ekranda görünen logolarıyla hatırlarız. Karşınızda 80’li yıllara damgasını vuran ve logolarıyla da hatırlanan 20 korku filmi.
Fatal Dose sitesi "Her Erkeğin Mutlaka Görmesi Gereken 125 Film" listesi yayınladığında biz de biraz olsun erkek mağduriyetini giderelim istedik ve sizinle paylaştık.