Dune evreni, bilim kurgu dünyasında yıllardır benzersiz bir yer işgal ediyor. Frank Herbert’ın romanları, 1980’lerde David Lynch’in çektiği kült statüsündeki film, ve Dune 2000 gibi video oyunlarıyla tanışanlar için bu evren, adeta bir başka gerçeklik.

Şimdi bu dünyaya yepyeni bir pencere açılıyor: Dune Prophecy. BluTV’nin bizlere sunduğu bu bilim kurgu dizisi, izleyiciyi zamanda geriye, 10.000 yıl öncesine götürerek Dune’un köklerine iniyor. Ve evet, ilk bölüm itibarıyla üstümüz başımız yine baharat kokusuyla kaplanmış durumda!

Bene Gesserit’in Kökenlerine Yolculuk

Dune Prophecy, Bene Gesserit olarak bilinen gizemli kardeşliğin kökenlerine odaklanıyor. Bu örgütün galaksi üzerindeki manipülatif gücü ve siyasi entrikalar içindeki rolü, romanlardan aşina olduğumuz bir hikâye. Ancak dizide, bu gücün nasıl şekillendiğini, mistik öğelerin kökenlerini ve Bene Gesserit’in misyonlarını nasıl inşa ettiğini izlemek oldukça ilgi çekici.

blank

Görsel estetik açısından dizi, Dennis Villeneuve’ün 2021 yapımı Dune filmiyle akraba hissettirse de farklı bir tona sahip. Villeneuve’ün minimalist ve epik anlatımının aksine, Prophecy’nin daha zengin bir renk paleti ve farklı bir müzikal tema kullanımı var. Bu da diziye kendine has bir doku kazandırıyor.

Sag-Aftra Grevi ve Oyuncu Seçimleri

Dizinin yapım süreci, tam da Sag-Aftra grevi dönemine denk geldiği için oyuncu seçimleri farklı bir stratejiyle yapılmış. Sendikaya üye olmayan oyuncular tercih edilmiş ve bu durum, tanıdık yüzler yerine daha az bilinen isimleri izlememizi sağlamış. Yine de kadro etkileyici; özellikle Emily Watson, başrolde parlayan bir yıldız gibi. Onun performansı, hem duygusal hem de fiziksel anlamda sahnelerin ağırlığını taşıyor.

blank

Travis Fimmel ise, Vikings ve Raised by Wolves dizilerindeki karizmatik ama biraz fazla tanıdık havasıyla karşımıza çıkıyor. Fimmel, yine kendine has göz devirmeleri ve asi tavırlarıyla ekrana hakim olsa da, “10.000 yıl önceki bir gezegende Ragnar Lothbrok ile karşılaşmak istemiyorum” düşüncesi içten içe kendini hissettiriyor.

Uzayda Geçen Bir Game of Thrones mu?

Dizinin atmosferi, pek çok izleyicinin zihninde “uzayda geçen bir Game of Thrones” düşüncesini uyandırabilir. Politik entrikalar, büyük haneler arasındaki güç mücadeleleri ve entrikaların arasında bir arada kalmış bireylerin hikayesi, bu kıyası kaçınılmaz kılıyor. Ancak Dune Prophecy, çıplaklık ve seksin yanı sıra yoğun bir şekilde politikaya odaklanarak bu benzerliği derinleştiriyor.

Dune Evrenine Sadakat ve Farklılık

Dizinin en güzel yanlarından biri, Dune evrenine olan sadakati. Filmlerden ve romanlardan tanıdığımız kavramların ve öğelerin yankıları, Prophecy’de yeni ve farklı tonlarda karşımıza çıkıyor. Ancak bu yankılar, sanki galaksinin münzeviliğe ve çöle daha da çekileceği uzun bir yolculuğun başlangıcını müjdeliyor.

blank

Dizi ayrıca sanat yönetimi ve görsel efekt kalitesiyle de büyülüyor. Kum fırtınaları, devasa mekanlar ve Bene Gesserit’in mistik toplantıları, ekrana yansıyan her sahnede Dune evreninin büyüsünü hissettiriyor. Öyle ki, bu görseller izleyiciyi adeta Arrakis’in kavurucu kumlarına götürüyor.

Eğer Game of Thrones, House of the Dragon veya diğer HBO yapımlarını seviyorsanız, Dune Prophecy tam size göre bir yapım. Aynı karanlık entrikalar, yoğun politik gerilimler ve yer yer baş döndürücü sahnelerle dolu. Ancak, bu dizinin Dune evrenine özgü mistisizmi ve felsefesiyle farklı bir derinlik sunduğunu da söylemek gerek.

Dune Evrenine Bir Katkı mı, Yoksa Bir Ekstradan Fazlası mı?

Şimdiye kadar Dune evrenine yapılan pek çok katkı gibi, Prophecy de bu mitolojiyi genişletmeye kararlı. Ancak, bu genişleme her zaman beklentileri karşılayamayabilir. İlk bölüm itibarıyla, dizi hem görsel hem de anlatısal olarak oldukça güçlü bir başlangıç yapmış olsa da, gelecekte bu kaliteyi sürdürebilecek mi, bu büyük bir soru işareti.

blank

Bir yandan, Dune’un sonsuz detaylarla dolu evrenine yapılan her ekleme, bu destanın büyüklüğüne yeni bir boyut katıyor. Ancak diğer yandan, bu kadar geniş bir evrende her yeni hikaye, kendi ayakları üzerinde durmak zorunda. Dune Prophecy, ilk bölümüyle bu zorluğun üstesinden gelecek gibi görünüyor.

Sonuç olarak, Dune Prophecy, Dune severlerin mutlaka göz atması gereken bir yapım. Arrakis’in kumlarında ve Bene Gesserit’in karanlık köşelerinde yeni bir macera başlıyor. Eğer siz de bu büyülü evrene dalmaya hazırsanız, baharat dolu bir yolculuğa hazır olun!

blank

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Pavyon Dünyasının Kapıları Bir Kez Daha Aralanıyor

Pavyon dünyasının kapıları bir kez daha aralanıyor! BluTV’nin dikkat çeken
blank

Alef’in İkinci Sezon Fragmanı Yayında

BluTV’nin mistik polisiye serisi Alef’in ikinci sezonu ALEF: Mâl-i Hülya’dan