Dünyanın İlk Korku Filmi: Le Manoir du Diable (1896)

29 Haziran 2019

Fransız illüzyonist ve film yönetmeni olan George Méliès, sinemanın bilinen en eski teknik ve anlatı gelişmelerinin öncüsü olarak kabul ediliyor. Özel efektler kullanmasıyla tanınan Méliès aynı zamanda sinema tarihinin ilk korku filminin de yaratıcısı. Le Manoir du diable yani İngilizce ismiyle The House of the Devil isimli sessiz kısa filmi sinema tarihinin ilk korku filmi olarak kabul ediliyor. 1896 yapımı film ile birlikte günümüze dek ulaşan korku sineması kültürü başlamış oldu.

Üç dakika süren film, kısa süresi sebebiyle çok zorlanmış olarak kabul edildi ve daha uzun formatlı filmlere öncülük etti. İlginç bir şekilde, film bir insanın bir yarasaya dönüşmesini de içerdiğinden, birçok tarihçi kısa filmi tarihin ilk vampir filmi olarak görüyor. Méliès’nin Seine-Saint-Denis, Montreuil’deki mülkünün bahçesinde çekilmiş olan filmin Yeni Zelanda Film Arşivi’nde bir kopyasının bulunduğu 1988 yılına kadar kaybolmuş olduğu sanılıyordu. Le Manoir du diable, sihirli bir kazan yardımı ile Mephistopheles’in çeşitli doğaüstü karakterleri bir araya getirmesini konu ediniyor.

Amerika’da The Haunted Castle ismiyle yayınlanan, İngiltere’de ise The Devil’s Castle olarak seyircilerle buluşan kısa film, bir yıl sonra yeniden çekiminin çıkması ile birlikte sıklıkla yeniden çekimi ile karıştırıldı. Méliès’in kendi stüdyosu tarafından yayınlanan filmin 1896 yılının sonunda mı yoksa 1897’nin başında mı yayınlandığı bilinmiyor ancak ilk korku filmi statüsünün sahibi olduğu kesin.

blank

Kaynak: Beyazperde

blank

Öteki Sinema

Öteki Sinema editörleri Prometheus'un David'i gibi... Siz uyurken bile, hoşunuza gidecek yazıları buluyor, itinayla hazırlıyor ve yayına sunuyor. Öteki Sinema çalışıyor!

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Ne Güzel Abimizsin Sen: Osman Cavcı

Osman Cavcı Türk sinemasının starlarından biri değil ama içindeki sinema
blank

Yeşilçam’dan Üç Kötü Adam

Erol Taş, Önder Somer ve Turgut Özatay... Kıyıda köşede kalmış