Korku sineması artık konfeksiyon atölyesi gibi çalışıyor. Her yıl onlarca film izliyoruz; aynı uğursuz konaklar, aynı musallat cinler, aynı maskeli manyaklar... Ama Weapons başka bir kumaştan!
The Divide, devamlı farklı gruplara bölünen, bölündükçe diğer grubu yok etmeye şartlanan ve nihayetinde kontrolden çıkan insanlığın umutsuz geleceğine yakılmış bir ağıt.
Bazı filmler kaliteleri ne olursa olsun sırf işledikleri konudan ötürü karanlıkta kalmaya mahkum doğuyorlar. Deadgirl, talihsiz bir şekilde geri plana atılmış bir film.
Hikaye ‘azılı’ Alien hayranlarını bütünüyle tatmin etmeyecektir belki ama Prometheus uyandırdığı ‘tam olmamışlık’ hissine rağmen harikulade bir deneyim.
Kör bir adamın yaşlı annesinin evinde kocasını başka bir adamla aldatan bir kadın ve o esnada küvette erkek kardeşini boğmakta olan kadının evde yalnız bıraktığı küçük kızı… İşte efsane Mario Bava’nın oğlu Lamberto Bava’nın ilk yönetmenlik tecrübesi! Fulci, Argento ve Bava severlerin
Deadly Blessing, 70-80'ler korku sineması sevenler için gözlerine layık bir seyirlik. Wes Craven sinemasının iyilerinden... Nightmare on Elm Street'e giden yolda bir basamak taşı demek bile mümkün...
I Spit On Your Grave, istismar sinemasının taze -ve adım adım daha fazla izleyiciye ulaşan popüler- bir örneği olarak, orjinalinin markasına bakıp beklentiye kapılanları pek de hayal kırıklığına uğratmayacak bir kan banyosu...
La casa dell’orco, Lamberto Bava hayranlarını bile hayal kırıklığına uğratan bir film. Özel efektler ve makyaj zayıf kalınca hiçbir anında tedirgin etmeyi bile başaramıyor.