Korku sineması artık konfeksiyon atölyesi gibi çalışıyor. Her yıl onlarca film izliyoruz; aynı uğursuz konaklar, aynı musallat cinler, aynı maskeli manyaklar... Ama Weapons başka bir kumaştan!
En az, örneğin bir Carnival Of Souls kadar “özel” bir üne sahip olması gereken Death Bed, iki arada kalmışları keşfetmekten korkmayanlar için iyi bir seçenek.
Wesley Craven… Bir zamanlar Amerikan korku-gerilim sinemasının usta yönetmeni. Kariyeri boyunca kameranın önünde arkasında her yerinde çalışmış, korku sineması klasiklerinden “Elm Sokağı Kabusu” ve yeni dönem teen slasher başlangıcı olarak kabul edilen “Scream” serisinin ve birçok klasiğin yaratıcı yönetmeni. Korku-gerilim türüne ilgi
İlkiyle beraber izlenince, korku filmi hayranları için son derece keyifli bir seyirlik olan Children of The Corn III'ü herkse tavsiye etmek mümkün değil.
Maléfique tamamı daracık bir hücrenin içinde geçen bir film. Tek mekan, birbirinden garip karakterler, kapalı kaldıkları mekandan kurtulmak için kullandıkları sıra dışı yollar...
Grotesque; sadizm, tecavüz, işkence, adam öldürme gibi öğeleri ardı ardına veriyor. Bir olay örgüsü kurmadan seyirciyi vahşetin doruklarında gezdiriyor.
Hollandalı yönetmen Tom Six, The Human Centipede / İnsan Kırkayak'ta ''vücut'', ''ameliyat'' ve ''beden ile benlik arasındaki ilişki'' gibi temaları son derece acımasız bir şekilde masaya yatırıyor.
Borderland, Meksika’nın başkenti, Amerika Kıtasının en büyük metropolü ve dünyanın en kozmopolit kentlerinden olan Mexico City’nin varoşlarında bir polis baskınıyla başlıyor...
Adı gibi delice bir seyirlik olan Killer Kowns From Outer Space, Chiodo biraderlerin 1988 yapımı, beraberce yaptıkları ilk ve tek uzun metrajlı filmleri.
Bütün klişeliğine rağmen, uzun süredir sinemada izlerken en keyif aldığım film Drag Me To Hell! Bu tarz bir korku-komedi uzun süredir sinemalara gelmemişti...