Yeşilçam Seks Komedilerindeki Sınıf Erotizmi!

Yeşilçam’ın seks furyasına baktığımızda, sadece müstehcenliği değil; bir toplumun modernleşme sancılarını, köyden kente göçün travmalarını, sınıfsal öfkenin mizaha ve cinselliğe bürünmüş hâlini görürüz. O filmler, perdeye yansıyan bedenlerden ibaret değildi; bastırılmış bir toplumun kendini görme biçimidir. Her erotik diyalog, aslında politik bir
8 Kasım 2025
blank

Kanto: Yokluğun Bıraktığı Boşluk

“Kanto”, ilk bakışta klasik bir gelin–kayınvalide çatışması gibi açılıyor. Ancak hikâye derinleştikçe, mesele kadınların birbirine miras bıraktığı sessiz suçluluk duygusuna dönüşüyor. Kayınvalide ortadan kaybolduğunda, film bir tür psikolojik çözülmeye evriliyor.
30 Ekim 2025
blank

Dehşet Bey ve Türk Aksiyonunun Kimlik Krizi

Dehşet Bey, biçim olarak modern, ruh olarak anımsız. Murat Menteş’in edebi mizahını ve Kutlukhan Perker’in grafik zekâsını sinemaya çevirmeye çalışan film, “Türk John Wick’i” etiketiyle pazarlansa da aslında ulusal aksiyon sinemasının neden köksüzleştiğini göstermesi bakımından sosyolojik bir vaka niteliğinde.
23 Ekim 2025
blank

Dedemin Evi: Belleğin Kırık Pencereleri

Gülten Taranç’ın Dedemin Evi belgeseli, ilk bakışta kişisel bir aile hikâyesi gibi görünse de, derinlemesine incelendiğinde Türkiye’nin toplumsal belleğine açılan çok katmanlı bir kapıya dönüşüyor. Bir evin duvarları arasında yankılanan sesler yalnızca bireysel geçmişi değil, kolektif hafızanın da kodlarını taşıyor.
1 Ekim 2025
blank

Savaştığı Şeytana Dönüşen Saf Çocuk: Çiçek Abbas!

Çiçek Abbas filmi alternatif bir etik önermez; yer değiştirmeyi ödüllendirir. Abbas başka türlü davranabilir miydi? Evet—ama bunun için filmin evrenine “yer değiştirme” yerine “kurum değiştirme” hamlesi girmeliydi: Kollektif işletme, hat kooperatifi, emek rejimi dönüşümü… Romantik değil, zahmetli. Yeşilçam buna pek hevesli değildir; çünkü
29 Eylül 2025
blank

Algoritmaya Biat Et: Büyüyünce Black Mirror Olacak!

Bu hikâyeden bir tekno-gerilim çıkar mıydı? Evet. Ama Algoritmaya Biat Et bunu beceremiyor. Çünkü meseleye yaklaşımı yüzeysel. Filmin yarısı yapay performanslarla, diğer yarısı da internette rastlayabileceğiniz komplo videolarının yeniden çevrimi gibi akıyor. Bir süre sonra sıkıcı bir YouTube tüneline düşmüşsünüz gibi hissediyorsunuz.
27 Eylül 2025
blank

Ev: Çadırda Yaşayan Bir Ülke!

“Ev” filmi üzerine düşündüğümde, bana ilk çarpan şey şuydu: sinema burada yalnızca bir sanat formu değil, bir tanıklık biçimi. Orhan Eskiköy’ün kamerası Karasu ailesinin çadırına girdiğinde, aslında bir evin ne olduğunu, ne olmadığını ve ne olabileceğini sorgulatıyor.
27 Eylül 2025
1 2 3 17
blank

Öteki'den Haber Al