Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2

14 Ekim 2021

Tom Hardy, Marvel’ın en müthiş ve en karmaşık karakterlerinden olan ölümcül koruyucu Venom olarak beyazperdeye geri dönüyor. Andy Serkis’in yönettiği Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2 adlı filmde Hardy’ye Michelle Williams ve Naomie Harris’in yanı sıra, kötü adam Cletus Kasady ve Carnage rolünde Woody Harrelson eşlik ediyor.

Columbia Pictures, Marvel ile birlikte, bir Avi Arad-Matt Tolmach-Pascal Pictures yapımı olan Venom: Zehirli Öfke 2’yi sunar. Başrollerinde Tom Hardy, Michelle Williams, Naomie Harris, Reid Scott, Stephen Graham ve Woody Harrelson’ın yer aldığı filmi Andy Serkis yönetti. Marvel Comics’e dayanan filmin hikayesi Tom Hardy ve Kelly Marcel’in, senaryosu ise Kelly Marcel’in imzasını taşıyor.

ESAS OĞLAN SİMBİYOTLA TANIŞIR…

Her ikisi de Tom Hardy tarafından canlandırılan Eddie Brock ve Venom ile en son tanıştığımızda, bu ikili huzursuz bir ittifak kurmuşlardı. MARVEL Comics hayranlarının favorilerinden olan ve sinema filmi uyarlamasıyla nihayet beyazperdede başrolüne kavuşan Venom hayranlar arasında heyecan yarattı. Hayatta blankkalabilmek için her ikisi de birbirlerine bel bağlayan, dikbaşlı ama benmerkezci muhabir Eddie ile vücudunu ele geçiren uzaylı simbiyot Venom’ın macerası dünya çapında 856 milyon dolardan fazla hasılat elde etti. Eddie, Venom’ın (kelimenin tam anlamıyla) “ye ya da yem ol” ilkesiyle hayatta çok daha başarılı olabiliyorken, Venom’ın da Eddie’nin ince ayarlı ahlaki adalet duygusu tarafından dizginlenmeye ihtiyacı vardı. Birbirlerine muhtaç oldukları konusunda hemfikir oldular… ama bundan hoşlanmaları gerekmiyordu.

Hardy, “Bir ruhun iki farklı parçasını oynamak bir zevk çünkü Venom ve Eddie benim için birler” diyor ve ekliyor: “Onlar sadece birinin canavar, diğerinin Eddie olması gerçeğiyle ayrışıyorlar ama her zaman tek bir bireyin içinde mevcutlar”.

Yapımcı Avi Arad ise şunu söylüyor: “Elbette başlangıçta tehlike ve güvensizlik vardı, fakat birbirleriyle yaşamayı öğrendiler. Girift bir evlilik hâline geldi bu. Birbirlerinden bezmiş olmalarına rağmen, karşılıklı bağımlılıkları onları birlikte kalmaya zorluyor. Bir anlaşmaya varmak zorunda kalacaklar”.

Gerçekten de Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2’de sallantıdaki bu evlilik çatırdamaya başlar. Elbette ilişkinin hâlâ iyi yönleri vardır… Eddie, Venom’a kötü adamların kafasını koparabileceğini söylemiştir ve simbiyot da yüzde 100 bunun için buradadır; ikili kendilerine Ölümcül Koruyucu adın vermişlerdir ve adalet peşinde kötüleri yiyip bitirmektedirler… ve seri katil Cletus Kasady’nin son röportajını kendisiyle yapmayı kabul etmesiyle Eddie’nin kariyeri kesinlikle sağlam bir yükselişe geçmiştir.

Ancak her şeye rağmen birbirlerini delirtirler –ve bitmek bilmeyen didişmeleri, kimin kimi evden ve paylaştıkları bedenden atacağını belirleme çabaları yüzünden şiddetli bir manik savaşa dönüşür. Hem Venom hem Eddie, sahiden birbirlerine ihtiyaçları olup olmadığını anlamaya kararlıdırlar.

Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2’nin yönetmeni Andy Serkis, “Film bir aşk hikayesi ama düşündüğünüz türde bir aşk hikayesi değil” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “Bu aşk daha çok simbiyot ve konak arasındaki olağanüstü ilişkiyle ilgili. Herhangi bir aşk ilişkisinde tuzaklar, zirveler ve dip noktaları vardır; Venom ile Eddie’nin ilişkisi kesinlikle sorunlara ve strese neden oluyor ve birbirleri için nefrete yakın hisler besliyorlar. Fakat bir arada olmak zorundalar; birbirleri olmadan yaşayamazlar. İlişkiler de esasen bu yoldaşlık, bu aşkla bağlantılıdır”.

blank

Yüzüklerin Efendisi’ndeki Gollum, Maymunlar Cehennemi filmlerindeki Caesar ve Yıldız Savaşları’ndaki Yüce Lider Snoke’un da aralarında bulunduğu, son 20 yılın en unutulmaz karakterlerinden bazılarını yaratan performans yakalama sanatçılarıyla oyuncu olarak çalışan Serkis, ilk Venom filmini bir sinemasever olarak izlemenin kendisinde profesyonel anlamda gurur ve hayranlık yarattığını belirtiyor: “Tom’un olağanüstü bir performans gösterdiğini düşündüm. Tam benim kalemimdi; yani BYG kullanarak karakterler yaratmak. Tom hiç beklemediğim bir sırada beni arayıp devam filmini yönetmemin harika olacağını düşündüğünü söyleyerek benden projeye dahil olmamı istediğinde, bunun şu nedenden dolayı olduğunu düşündüm: Kendi performansı görsel efektler âlemine aktarılırken deneyimin getirdiği yetkinlikle performansı koruyabilecek bir yönetmen istiyordu. Aktör olarak yıllardır aynı çevrelerde dönüp duruyorduk. Nihayet Tom’la çalışma şansını elde etmek harikaydı”.

Hardy ise şunu söylüyor: “Andy yıllarını kameranın önünde olduğu kadar arkasında da geçirdi. Performans yakalama ve animasyon yaptı; bu yüzden de, hikayeyi, nüansları ve ses katmanlarını anlıyor. O hem harika bir aktör, hem harika bir yönetmen hem de düzgün bir adam. Filmi yönetmek için mükemmeldi ve de harika bir iş çıkardı”.

Hardy yaptığı her filme kendini yüzde yüz veren biri ama bu filmle bu adanmışlığı başka bir düzeye taşıdı: Senaryoyu da yazan Kelly Marcel ile birlikte filmin hikayesinin ortak yazarlığını üstlenerek kariyerinin ilk uzun metrajlı film yazarlığını gerçekleştirdi. “Tom fikir üretmek için parlak bir zekaya sahip yaratıcı bir güç, bu yüzden onunla Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2’nin hikayesinde işbirliği yaparken, çok sevdiğimiz bu karakterler için her şeyin mümkün olduğunu hissettiğiniz gerçekten eğlenceli ve heyecan verici bir dönem yaşadım” diyen Marcel, şöyle devam ediyor: “Tom bu hikayeyi hem geliştirme aşamasında hem de sette hayata geçirmek için yorulmadan çalıştı. Kamera önünde ne kadar yetenekli olduğunu hepimiz biliyoruz, ancak onun kamera arkasında da ne kadar parlak olduğunu insanların görmesi için sabırsızlanıyorum”.

Hardy ve Marcel’in yazdığı hikaye, durumun psikolojisini yakalıyor. “Eddie ve Venom bir süredir birlikte yaşıyorlar, aynı bedeni paylaşıyorlar. Birbirlerinin, kelimenin tam anlamıyla, içini dışını biliyorlar. Ve herhangi bir ortak yaşam koşulunda olduğu gibi, birbirlerinin huyuna suyuna tahammülleri azalmaya başlıyor” diyor Marcel ve ekliyor: “Koşullar nedeniyle birlikte olmaya zorlandılar ve bu film, ilişkilerini kurtarmak konusunda bir irade mi ortaya koyacakları, yoksa kendi yollarına mı gidecekleri sorusunu soruyor. Bir arada oluşları sadece tesadüfi mi, yoksa gerçekten birbirlerine mi aitler?”

Serkis, Eddie ve Venom’ın cehennemde yapılmış bir eşleşme olabileceğini ama yine de bir eşleşme olduğunu söylüyor: “Burada Jekyll ve Hyde durumu söz konusu” diye açıklıyor ve şöyle devam ediyor: “Eddie oldukça kibirli; hayatın kendisine bir iyilik borçlu olduğunu düşünüyor. Venom ise tam tersi, filtresiz ve aklından ne geçerse söylüyor. Bu ikisi birlikte bir kapana kısılmış durumdalar. İlk filmde tanışmışlardı, şimdiyse yedinci yıl sendromu yaşıyorlar: Birbirlerinden bıktılar ve ayrılmak için sabırsızlanıyorlar”.

blank

Yapımcı Matt Tolmach’a göre, Venom’ın izleyicilerle bağlantı kurmasının ardında bir unsurlar bileşimi yatıyor: Kısmen bir dileğin gerçekleşmesi, kısmen karmaşık bir motivasyon, kısmen de mükemmel bir oyuncu ve karakter uyumu. “Karanlık tarafı zorlayan karakterlerde her zaman eğlenceli ve tehlikeli bir şeyler vardır. Venom’ın yaptığı şeyi tam olarak yapabilmeyi diliyor insan” diyor Tolmach ve ekliyor: “Ama Venom’ın da bir kuralı var. Bazı yönlerden Eddie için vicdan oluyor; Eddie bazen gerçekleri hızlı bir şekilde esnetebiliyor. Fakat Venom’ın neyin doğru olduğuna dair çok gerçek bir mevhumu var. İşte bunu Tom Hardy’yle ve onun Eddie ile bu uzaylı arasında yarattığı inanılmaz dinamikle birleştirdiğinizde, bir adamın kendisiyle savaşmasını izlemek çok eğlenceli”.

Şu bilindik hikaye: Bir insan adam ve bir uzaylı simbiyot, birbirlerini çıldırtmadan aynı apartman dairesinde (ve tabii bir de aynı bedende) yaşayabilir mi? (Cevap: Hayır.)

Serkis, “Dairedeki tartışma yaptığımız ilk çekimlerden biri” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “İki yıldır, bu ikisi Eddie’nin dairesinde üniversiteliler partisi havasında yaşıyorlar ve Eddie evinin darmadağın edilmesinden bıkmış vaziyette. Hiçbir şekilde kendini kontrol edemeyen iri kıyım bir çocukla yaşamak gibi onunkisi”.

Fakat destansı bir şekilde ayrılmalarının ardından, ikisinin de tek başına olamayacağı ortaya çıkar. Simbiyotun bir parçası, idamından birkaç dakika önce Cletus Kasady’ye sıçrayınca, bu seri katil, Carnage’a konak olur. Carnage, Venom’ın daha büyük, daha ölümcül ve çok daha kötü niyetli bir versiyonudur; acımasızlığın ve saf kötülüğün timsalidir.

Arad, “Hayranların sabırsızlıkla beklediği Carnage nihayet beyaz perdede ilk kez boy gösteriyor” diyor ve ekliyor: “O, Venom’ın en büyük düşmanı, her yönden daha güçlü ve daha vahşi. Carnage’a konaklık yapan kişinin seri katil Cletus Kasady olması da duruma pek yardımcı olmuyor çünkü katilin sapkın dünya görüşü inanılmaz derecede uğursuz bir şeye dönüşüyor. Çizgi romanlarda Carnage, Venom’ın çocuğu –’oğlu’ da diyebiliriz– olduğu için aralarındaki çatışma çok daha büyük”.

Marcel ise şunu ekliyor: “Carnage, Venom Evreninin çok büyük bir parçası ve en sevilen kötü adamı. Cletus ile bağ kurduğunda, ikili birlikte psikozlu, tehlikeli ve çılgın bir ölüm makinesi oluşturuyorlar”.

Carnage’ın güçlerine erişmeden önce bile bir katil olan Kasady, Eddie gibi simbiyotiğini dizginlemeye çalışma ihtiyacı hissetmez. Eddie ve Venom, eğer Carnage’ı durdurmak istiyorlarsa, ilişkilerini yürütmenin bir yolunu bulmak zorundadırlar.

Kasady, ilk başta, Carnage için mükemmel bir konak gibi görünür. Alçakgönüllülük, hatta nezaket –şiir alıntıları yapar, hücresinin duvarlarına resim çizer ve bunun dışında çok aktif bir zihin sergiler– maskesinin ardında o bir katildir ve özüne kadar çürümüştür. Rolü Woody Harrelson üstlendi. Serkis bu konuda şunları paylaşıyor: “Woody blankyaptığı her şeyde olağanüstü. Cletus çarpık, dolambaçlı, manipülatif ve herkes gibi hasarlı. Fakat Woody’nin tasvirinde, kendinizi onu sevmekten alıkoyamıyorsunuz. Sadece espriler ve hazırcevaplar olabilirdi ama Woody onu bir gergin bir ipin üzerine oturtuyor: Bir anda bir çocuk, bir an sonra ise derin, karanlık bir katil ve hepsinin altında gerçek bir savunmasızlık”.

Cletus’un duraklamış gelişimi fikri çok çeşitli şekillerde ifade ediliyor: Harrelson’ın performansından hapishane hücresinin tasarımına, Cletus’un Eddie’ye gönderdiği bir kartpostala kadar. Serkis’e göre, “Hepsi aynı enerjiden çıkıyor. Onun kaotik, çocuksu karalamaları, hapishane duvarlarında gördüğünüz karalamanın aynısı. Bir insanın orta yaşta neden hâlâ böyle çizdiğini anlıyorsunuz. Woody bunun bir parçasıydı; fikirleri gerçekten öne çıktı”.

Harrelson canlandırdığı karakter için şunları aktarıyor: “O psikozlu bir katil. Kötü bir şekilde yetiştirilmiş ve şimdi bulunduğu durumdan sorumlu olduğunu düşündüğü insanlardan intikam almak zorunda hissediyor kendini “.

Bu, Cletus’un çılgınlığının bir çeşit yöntemi olduğu anlamına gelir, onu çok tehlikeli yapan bir itici güç. Harrelson, “Cletus, Eddie ile tanışmadan önce bile, Eddie’nin bir arkadaş, ona inanan bir adam ve bir can simidi olacağına dair bir his taşıyor” diyor. Elbette, bu duygu sadece dengesiz katilin aklındadır ve Cletus onun aradığı arkadaş olmayabileceğini anladığında, hem Eddie hem de Venom, Cletus’un (ve Carnage’ın) çarpışma rotasında kalacaktır.

Tolmach, “Her Venom hikayesi Carnage’a uzanmalıdır” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “Gerçekten korkutucu bir simbiyotun yaşadığı bir dünyada, çok daha kötü, çok daha tehlikeli ve çok daha ölümcül başka bir simbiyot var. Carnage, Venom ve dolayısıyla da Eddie için nihai meydan okuma. Woody doğru kişiydi çünkü yaşayan en büyük aktörlerden biri olmasının yanı sıra, eşsiz şekilde dehşet verici olan keyifli bir kötülüğü var”.

Hardy ise, “Woody, tanıdığım en havalı insanlardan biri. İnsan ve aktör olarak tek kelimeyle müthiş. Onu şoke edecek hiçbir şey sunamazsınız; her şeye bir cevabı, bir çözümü ve anlatacak bir hikayesi var. Harika bir sanatçı olarak, o kadar zeki, yetenekli, oyuncu ve zihnen o kadar yaratıcı ki onunla çalışmak mutlak bir keyif” diyor.

Harrelson daha önce “Maymunlar Cehennemi: Savaş” filmlerinin ikisinde Serkis’le karşılıklı oynamıştı. İşte bu deneyimler üç kez Oscar adayı olan aktörün yönetmen koltuğundaki Serkis’le emin ellerde olacağına güvenmesini sağladı. Harrelson, “Bir aktör olarak Andy aşırı hazırlıklı, titiz, kendini rolüne yüzde yüz adayan biridir. Bunu yönetmenliğine de taşıyacağını biliyordum” diyor ve ekliyor: “Andy’nin yönetimi sizi sürekli olarak olumlama yönünde; son derece verici bir yönetmen. Bir yorum yaptığında bu her zaman doğru yöne gittiğinizi hissettirecek şekilde oluyor”.

Serkis ise şunu söylüyor: “Arkama yaslanıp, onun seçimlerine hayran kalıyordum. Onu yönlendirdiğimde, bunu alıp eviriyor, çeviriyor ve onunla oynuyordu. Müthiş eğlendik”.

Harrelson’ın karşısında Shriek rolünde Naomie Harris yer aldı. Marcel iki oyuncunun mükemmel bir şekilde eşleştiğini şu sözlerle belirtiyor: “Woody ve Naomie hem eğlenceyi hem de korkuyu kucaklayarak ve bu çizgide büyük bir beceriyle yürüyerek karakterlerine eşsiz nitelikler kattılar. Woody, Cletus olarak, öylesine ani bir blankdeğişim yaşayabileceği hissi yaratıyor ki sizi öpecek mi yoksa öldürecek mi tam olarak bilmiyorsunuz. Carnage ile birleştiğindeyse gerçekten ürkütücü oluyor ve hem Venom hem Eddie için gerçek bir tehdit oluşturuyor. Naomie’nin karakteri Shriek’in kendi süper gücü var. O da Cletus kadar psikopat ve tam bir dinamo”.

Daha önce “Sex & Drugs & Rock & Roll” filminde Harris’le birlikte oynayan ve “Mowgli: Legend of the Jungle” filminde Harris’i yöneten Serkis, “Naomie ile birkaç kez çalıştım ve şimdiye kadar birlikte çalıştığım en iyi aktrislerden biri” dedikten sonra, şöyle devam ediyor: “Sesinin ne olacağı hakkında çok konuştuk: 25 yıldır ses geçirmez bir kutuda tutulduğu için sözlü iletişim kuramamış. Bunca zaman sonra ilk kez konuşuyor oluşunu nasıl inandırıcı hâle getirebilirdik?”

O ânı ve genel olarak karakteri inandırıcı bir şekilde tasvir etmek için Harris o sese –karakterin imza çığlığına– ulaşmak durumundaydı. “Shriek’in kilidini açmanın en önemli anahtarı onun sesi” diyor aktris ve ekliyor: “Bu onun silahı ve en belirleyici özelliği. Andy şuna işaret etti: Shriek on yıllar sonra Cletus’la ilk kez karşılaştığında, sesini ilk kez kullandığı için sesi biraz çatlak çıkmalı”.

Harris, “Bunu bulmanın yollarını araştırdım –her karakter gibi, er ya da geç bu bilgi size geliyor” diyor ve ekliyor: “Karakterin sesini, o boğuk ve hasarlı sesini bulduğumda, onun kim olduğunu anladım. Sesini bir pelerin olarak kullandım; ona bu şekilde ulaştım”. Harris, karakteri bir çocuk ve bir yetişkin olarak inandırıcı bir şekilde canlandırmak için, Shriek’in (Frances’ı) çocukluğunu canlandıran meslektaşı Olumide Olorunfemi ile birlikte çalıştı. Bir provada buluştuktan sonra, Harris ve Olorunfemi, ortak karakterlerinin sesi konusunda birbirleriyle uyum içinde olabilmek için ses kayıtları alışverişine başladılar.

Tesadüfen Venom: Let There Be Carnage / Venom: Zehirli Öfke 2, Shriek ve Cletus’u canlandıran oyuncuları da yeniden bir araya getirdi. Harris ve Harrelson ilk olarak Harris’in ilk Hollywood filmi olan “After the Sunset” adlı gerilimde birlikte rol almışlardı.

Frances ve Cletus’un tehlikeli suçlular olsalar da gerçekten aşık olduklarını söyleyen Serkis, “Frances Barrison ve Cletus Kasady birbirini tamamlıyor. Bu, filmdeki aşk hikayelerinden bir diğeri. İkili travma üstüne travma yaşamışlar, birbirlerinden koparılmışlar. Onların tekrar bir araya gelmelerini istiyorsunuz. Bunun gerçekleşmesi de romantik, destansı ve operavari bir şekilde oluyor” diyor.

Frances ve Cletus’un bu sevgisinin karşısında ise Eddie’nin (bir kez daha dört kez Oscar adayı Michelle Williams tarafından canlandırılan) Anne Weying için hâlâ canlı tuttuğu bitmeyen sevgisi yer alıyor. Marcel, “Eddie ve Anne birbirlerine derin bir sevgi besliyorlar, ancak görünüşe göre bu aşkı sürdürülebilir bir şeye dönüştürmenin bir blankyolunu bulamıyorlar” diyor ve ekliyor: “Anne ayakları yere basan, güvenli bir şey istiyor. Eddie de bunu ona verebilmeyi umutsuzca arzu ediyor ama içinde sekiz metrelik bir uzaylıyla yaşıyor. Bu yüzden şu anda hayatında kesinlikle güvenli veya temelli bir şey yok. Aralarında her zaman bir etkileşim olacak, fakat denklemde Venom olduğu sürece üçüncü kişiye yer yok”.

Arad ise şunları söylüyor: “Eddie onu ne kadar sevse de bunu nasıl yapacağını bilmiyor, bu da onları ayrılığa götürüyor. Öte yandan, Venom çok daha romantik. Anne’nin hayatlarında olması için her şeyi yapacak çünkü ona göre Eddie ve Venom birler. Venom, Anne’e tamamen âşık ve onun küçük ailelerinin bir parçası olmasını istiyor. O çok koruyucu. Bir insan ve bir uzaylının ilginç bir yan yana gelişi: Uzaylı, sevgilisinin neye ihtiyacı olduğunu daha iyi anladığını gösteriyor ki bu oldukça benzersiz bir şey”.

Serkis bu konuda şunu açıklıyor: “Venom, Eddie’ye bir ayna tutuyor ve ona gerçekte kim olduğunu gösteriyor: Bencil, kibirli, egoist, kendinden başka kimseyi sevmeyen”. Anne onu değiştirememiştir ama Venom değiştirecektir. “Eddie ve Venom birlikte yapamasalar da ayrılıkla da başa çıkamıyorlar. Eddie’nin Venom’a bağlı kalması gerekiyor çünkü başka seçeneği yok”.

Serkis şöyle devam ediyor: “İçten içe Eddie de Anne de gerçekten birbirlerine değer veriyorlar ama birbirlerine uygun değiller çünkü Eddie sadece kendini düşünüyor”.

Başrollerin sonuncusu olan, San Francisco Polis Teşkilatı’nda görevli Dedektif Mulligan’ı Stephen Graham canlandırdı. Bu dedektif, Eddie’ye hiç ama hiç güvenmemektedir. Karakter için, “Birçok nedenden dolayı aksi biri” diyen Graham, şöyle devam ediyor: “Birincisi, Mulligan’ın bulunduğu yere gelmesi yıllarını aldı. İkincisi, genç bir çaylakken, bir genç kızı vurduğu büyük bir durum yaşanmış. Bu onu hem zihinsel olarak yaralamış, hem de sol kulağında işitme kaybına yol açmış. Bu hasar polislik kariyeri için bir engel haline gelmiş ve onun önemsiz vakalara atanmasına neden olmuş. Polis sisteminin hiyerarşisi tarafından sürekli göz ardı edildiği için öfkeli, sert bir adam”.

Mulligan’a vurulan son darbe, yarasına tuz basar. Aktör bunu şöyle açıklıyor: “Cletus Kasady ile son röportajı yapma hakkı Eddie’ye veriliyor. Bu, Mulligan’ın kendisinin hak ettiğini düşündüğü bir şey, küstah bir muhabirin değil”.

SİMBİYOTLARI YARATMAK

Andy Serkis, oyuncu performansıyla BYG’yi harmanlayan film karakterlerinde dünyanın en önde gelen isimlerinden biri. “Yüzüklerin Efendisi”, “Maymunlar Cehennemi” ve “Yıldız Savaşları”ndaki çalışmalarının yanı sıra, kendisine ait performans yakalama stüdyosu Imaginarium’da, birçok gözlemcinin Oscar’lık gördüğü performanslar sergileyerek mümkün olanın sınırlarını zorladı.

Serkis’in BYG karakterleriyle olan deneyimi film setinde kendini gösterdi. Serkis, “Hayatımın önemli bir kısmını, kişiliğinin iki tarafı olan bir karakteri oynayarak geçirdim” diyor ve ekliyor: “Bu filmde esas konunun Venom’ın varlığını hayal etmesi için Tom’u nasıl serbest bırakacağımız olacağını biliyordum. Kostümlü bir adamın karşısında oynamanın onun için yararlı olmayacağını biliyorduk, çünkü Venom onun içinden çıkan bir simbiyot”.

blank

Bu nedenle, Serkis, performans yakalamada uzun yıllar oyunculuk yapmasına rağmen Venom ve Carnage’ı daha geleneksel bir BYG animasyon yaklaşımıyla canlandırmayı seçti. “Tom’a sürecinde istediği performansı sergileme özgürlüğünü vermek istedik” diyor yönetmen. Öte yandan, kendisinin ve ekibinin performans yakalamadan öğrendiklerini bu filme uygulamanın yollarını da bulduklarını sözlerine ekliyor: “Performans yakalama tekniğini karakterlerin fizikselliğini bulmak için bir araç olarak kullandık”.

Örneğin, animasyonu yöneten Spencer Cook, Hardy’nin Venom olarak performans sergilediği görüntülerin ekibinin çalışmasına ilham verdiğini söylüyor. Cook, “Bu performans bize Venom’a eklemek için Tom’un performansından ne almak istediğimize dair bazı ipuçları ve göstergeler verdi” diye açıklıyor ve ekliyor: “Bu fikirleri alıp Venom versiyonuna uyguladık; buna, Tom’un yaptığı şeyin sanatsal bir yorumu diyebiliriz”.

Sürekli olarak Hardy’ye geri dönmelerinin basit bir nedeni var: Filmin görsel efekt süpervizörü Sheena Duggal, “Venom, Tom. Nihayetinde yaptığımız her şey onun müthiş performansı üzerine kurulu” diyor.

Venom karakteri ilk film için iyice tasarlanmıştı, ancak Carnage’ın sıfırdan çizilmesi gerekecekti. Serkis, “Venom, bir oyun kurucu veya rugby oyuncusu gibi: Çok ağır, ayakları yere sağlam basıyor, Neandertal fiziğine sahip, ağır sıklet, geniş omuzlu ve çok ama çok güçlü. Carnage’ın bunun tam tersi olmasını istedik. Cletus Kasady’nin kişiliğini yansıtan, asimetrik ve şekil değiştirici. Uzuvları daha ince ve zarif; ayrıca farklı şekillerde silahlanabiliyorlar. Moleküler yapısını herhangi bir şeye, herhangi bir şekle, hatta sise dönüşecek şekilde değiştirebiliyor” diyor.

Duggal ise şunları söylüyor: “Başlangıç noktamız elbette çizgi romanlardı. Oradan anatomisini araştırdık, malzemeleri araştırdık, karakterin neyden yapıldığını, ışığı nasıl yansıttığını, hangi renk olduğunu, nasıl hareket ettiğini ve performansını, tam karakterin neye benzediğini ve her bir uzvun neye benzediğini; sonra da tüm bunları nasıl bir araya getireceğimizi, tutarlı bir şekilde bu dünyaya nasıl yerleştireceğimizi değerlendirdik”.

blank

“Venom’dan farklı olarak, Carnage illa iki ayaklı olmak zorunda değildi; uzuvlarını farklı şekillerde hareket ettirebiliyor” diyen Serkis, şöyle devam ediyor: “O karakteri hareket ettirmenin ilginç yollarını bulmak için Imaginarium stüdyosunda birçok dansçıyla çalıştım. Bir temel oluşturmak için performans yakalama vasıtasıyla çalışma fırsatına sahip olmak, Carnage’ın nasıl olacağına dair fiziksel bir terminoloji bulmak harikaydı”.

Duggal ise, “Carnage’ın kolları ve bacakları diğer uzuvlarıyla aynı önceliğe sahip. O, Vitruvius Adamı gibi” diyor ve ekliyor: “Nihayetinde bu, dikenli telden ve dikenli çalılardan oluşan bir yaratıkla savaşmak gibi; o öylesine gaddar, silahlı, güçlü ve tehlikeli ki seni bir uzvuyla tokatlasa bile, her tarafı jiletle ve dikenlerle kaplı olduğu için uzva takılı kalıp paramparça oluverirsin”.

Duggal şöyle devam ediyor: “Carnage için sahip olduğumuz fikirlerden biri, film boyunca gelişeceği ve kendi silahlarını üreteceğiydi. Güçlendikçe, gittikçe daha fazla silah üretiyor, daha dikenli ve tehlikeli oluyor ve insan formu gitgide daha az görünür hâle geliyor. Omurgasından bir mızrak çıkarıp onu cirit gibi fırlattıktan sonra yeniden bir mızrak çıkarabiliyor. Başka silahlar da üretebiliyor ve onları da mermi gibi fırlatabiliyor”.

Hardy en iyi performansının, ilk filmde olduğu gibi, harekete geçmesi için ses ekibinin kulağına vereceği Venom repliklerinin ön kaydı sayesinde ortaya çıktığını gördü. Serkis, “Tom’un süreci çoğunlukla ses tarafından yönlendiriliyor. Her sahneden önce tam bir radyo tiyatrosu yapıyor” diyor ve bunu şöyle açıklıyor: “Bir sahneyi prova ettikten sonra, Tom bir ses kaydediciyle bir köşeye gidip ses teknisyenlerinin hızla kurguladığı bir Venom kaydı oluşturuyordu. Sonra Tom’a ‘kulakiçi’ bir kulaklık takıyorduk ve ses teknisyenleri Venom’ın kaydını onun kulaklığına iletiyorlardı. Bu şekilde Tom zamanlamasını ayarlayabiliyor, Venom’la karşılıklı oynayabiliyor ve göz hizasını nereye odaklamayı seçerse, orada karakter için fiziksel bir varlık yaratıyordu”.

Hardy’nin Venom’la karşılıklı rol aldığı sahneler için “partnerim” dediği playback ses teknisyeni –ve aynı zamanda özel olarak Venom’ın playback’inden sorumlu ses mühendisi– Patrick Anderson, “180 metreye kadar mesafeden sesi içeri ve dışarı çalabilen bir radyo vericim vardı; dolayısıyla, Tom’a Venom repliğini iletebiliyordum ve Tom da bana ‘Bu satırı aktarmadan önce fazladan bir vuruş yap’ veya ‘Beni bu replikle yarıda kes, benimle uğraş’ gibi geri bildirimler veriyordu çünkü Eddie içinde yaşayan uzaylıyı kontrol edemiyor. İpuçlarını tek tek, satır satır ayarlayarak, Venom’ı serbest akışlı, kaotik ve Tom için biraz daha kinetik hâle getirebildik” diyor.

Venom’ın sesi, çok fazla olmamakla birlikte, sinema sihriyle güçlendirildi. Anderson’a göre, Hardy’nin performansı karakteri zaten büyük ölçüde olması gereken noktaya getiriyordu: “Tom’un bana karakterin mizacını ne kadar verebildiğini görmek oldukça olağanüstüydü. Sadece geriye kalan yüzde 10’luk kısmı birkaç efektle cilalıyordum”.

Karakterleri beyaz perdeye aktarmak filmin efsanevi görüntü yönetmeni, üç Oscar ödüllü Robert Richardson ile yakın bir işbirliğini gerektirdi. Duggal bu konuda şunları söylüyor: “Venom’ın belirli bir şekilde ışıklandırılması gerekiyor, yoksa anatomisinin ayrıntılarını göremezsiniz. Onun biçimini ifade etmenin en iyi yolunun, yapışkan yüzeyinden yansıyan muhteşem vurgular kullanmak olduğunu bulduk. Sette, yedek oyuncunun başına ve omuzlarına takabileceğimiz bağımsız bir büst ve bir topun üzerinde uzuv yerine tutabileceğimiz bir miktar Venom malzemesi vardı. Bob bunlarla sahnenin ışıklandırmasını yaparken, Venom’un nihai görsel efekt çekiminde nasıl görüneceğine dair fiziksel bir referansa sahip olabiliyordu”.

Filmin yapımcılarının Venom veya Carnage’ın bir sahnede nasıl görünebileceğinin bir resmini elde edebilmelerinin bir başka yolu da AG (Arttırılmış Gerçeklik) teknolojisiydi. Duggal, “Venom veya Carnage’ı set ortamında herhangi bir yüzeye koymamıza ve ardından etrafında dolaşıp nasıl göründüğüne bakmamıza izin veren bir uygulamamız vardı” diyor.

Shriek için de bir görsel efekt desteği gerekti. “Hedeflenen efekti elde etmek için iki bileşene bel bağladık: Simatik örüntüler –Simatik ses ve titreşimin görünürlüğünü inceler– kullanarak elde ettiğimiz, çığlığın görsel temsili ve onun çevre ile etkileşimi. “Çevreyle nasıl etkileşime girdiğinin görsel temsili, canlı aksiyon aksesuarlarını bir hücre odası etrafında uçurmak üzere dijitalleriyle değiştirmekten, Shriek’i tamamen dijitaliyle değiştirmeye kadar uzanıyordu ki saçının, kıyafetlerinin ve yanaklarının tepki vermesini sağlayabilelim”.

APARTMAN DAİRESİNDE BUSTER KEATON DÖVÜŞÜ YAPMAK

Dublör koordinatörü Jim Churchman ve dövüş koordinatörü George Kirby, Venom ve Eddie’nin dairelerindeki yüzleşmesi de dahil olmak üzere, filmin dövüş sahnelerinin koreografisini yapmakla görevliydiler. Churchman, “Bu tam bir aşıklar kavgası” diyor ve ekliyor: “Tom’un söylediği ilk şey, ‘Bütün evi yok etmek istiyorum’ oluyor. Kafa atmayla başlıyoruz ve oradan tırmanıyor, sonunda kitaplık üzerine devriliyor. Eddie, Venom’a gerçekten zarar veremez, ama verdiğinde de, bunu deneme cüreti gösterdiği için cezalandırılıyor”.

Kirby ise şunları ekliyor: “Kavganın dozu komik ama acı verici olmalıydı. Sürekli geri döndüğümüz referans noktası Buster Keaton’dı –eski usül, siyah beyaz sahneler. Eddie’nin düşüncesi, Venom’a gerçekten nasıl bir karşılık verirse onun canını yakacağı. Venom en çok neye önem veriyor? Ve bunun yanıtı Sonny ve Cher oluyor: Venom’ın evde beslediği iki evcil tavuk. Venom’ın canını yakmanın bir yolu varsa, bu onun değerli evcil hayvanlarından geçiyor”.

Hardy, çok korkutucu karakterler ile daha komik sahneler arasındaki etkileşimin serinin ayırt edici özelliği olduğunu ifade ediyor: “Sanırım bu bizim imzamız. Filmlerimiz –bu yapımdaki sahiden korkutucu süper kötü adamla olduğu gibi– hem karanlık, hem de komik ve eğlenceli olabiliyor. Burada yaşanacak çok fazla eğlence var”.

Komik dövüşler, (Roadhouse gibi filmlerin “kirli, cesur” dövüşleriyle büyüdüğünü söyleyen) Churchman ya da (dövüş sanatları geçmişi Jackie Chan ve Jet Li’den etkilenmiş olan) Kirby ve hatta yetkin bir jujitsu dövüşçüsü olan Hardy için bile pek de geliştirici etkiler taşımıyordu. Churchman ve Kirby, Hardy’nin neler yapabileceğini göstermenin cazibesine karşı koymak zorunda kaldılar. Churchman, “Tom jujitsuyu çok seviyor ama Eddie sevmiyor” diyor ve ekliyor: “Eddie için doğru olmazdı. Bu bir kedi kavgası”.

Daha tehlikeli sahneler için Hardy, dublörü Jacob Tomuri’le yakın bir çalışma içine girdi. Churchman bu konuda şunları söylüyor: “Jake’le çok etkileyici sahneler çektik ve ardından Tom o sahneleri birinci sınıf oyunculukla tamamladı. Jake, Tom’u çok iyi tanıyor ve onun zevkine dair iyi bir içgörüye sahip, bu yüzden de müthiş bir katkı. Jake, belirli bir gösterinin Tom’un isteyeceği bir şey olduğunu söylemişse, doğru yönde gittiğimizi biliyorduk”.

TASARIM HAKKINDA

Yapım tasarımcısı Oliver Scholl ve kostüm tasarımcısı Joanna Eatwell, Venom ve Carnage’ın çılgın maskaralıkları için stilize ama gerçekçi bir görünüm yaratmakla görevlendirildi; bu görünüm filmin finalinde destansı bir tasarıma doğru ilerleyecekti.

Scholl, “Çılgın bir karakteriniz varsa, anafikir o karakteri gerçekçi bir ortamda gerçekçi bir şekilde oluşturmaktır” diyor ve ekliyor: “Çevre ne kadar inanılırsa, karaktere o kadar inanırsınız. Bahisleri yükseltebilir ve çıldırabilirsiniz”.

Scholl; Venom ve Carnage’a destansı hesaplaşmaları için gerçekten de ayrıntılı bir arkaplan sağladı: İskelelerle kaplı, yenilenmekte olan gotik bir katedral. Scholl bu konuda şunu söylüyor: “Gotik bir katedral, içine bir şeyler koyabileceğiniz en karmaşık mimari ortamlardan biridir. Mimari olarak ayrıntılı, sofistike ve çok büyüktür. Bu eğlenceli bir meydan okumaydı”.

Böylesine geniş bir içmekanın en iyi nasıl kullanılacağına karar vermek, sanat departmanı, dublör ve görsel efektler ekibi arasında yakın bir iş birliği gerektiriyordu. Scholl’a göre, karakterler için alan ve fırsatlar en üst düzeye çıkarılmalıydı ve işte yapı iskelesi de bu noktada devreye giriyordu. “Size etkileşim kurabileceğiniz başka bir katman veriyordu. Çatıya ve platformlara erişmenizi sağlayıp sekansı görsel olarak daha ilginç hâle getiriyordu. Bir inşaat asansörü ve iskele ile karakterleri başka türlü olamayacakları alanlara getirebilirsiniz” diyor tasarımcı.

Shriek’in Ravencroft Enstitüsü’ndeki hücresi için, Scholl arka hikayesi olan bir oda yarattığını belirtiyor: “Bunun özel yapım bir oda olmadığı fikriyle başladık. Enstitüde amaca göre uyarlanmış bir bodrum odası; dönüştürülmüş eski bir yeraltı alanı. Dolayısıyla, tasarımda tarihi görebiliyorsunuz. Shriek 17 yaşındayken, onu ses geçirmez cam bir kutuya koymuşlar. Bu bizim başlangıç noktamızdı ve oradan o odanın nasıl gelişeceğini ve evrileceğini, hücreyi ve teknolojiyi güncelleyerek, duvarları ses geçirmez hâle getirerek, mikrofonlar ve kameralar koyarak tasarladık”.

Kostüm tasarımcısı Joanna Eatwell, ana karakterlere, karakterlerinin inceliklerini yansıtacak kostümler giydirdi. “Shriek’i ilk gördüğümüzde üzerinde bir üniforma var” diye açıklayan Eatwell, şöyle devam ediyor: “25 yıldır kilit altında tutuluyor. Cletus’la birlikteyken, dünya onların oyun bahçesi gibiymiş. Sevdikleri ilk dükkânı soymuşlar; şimdiyse en çılgın kıyafetlere sahipler. Stilize olmak onlar için özgürlüğün bir ifadesi”.

Ayrıca, Eatwell’in kostüm seçimleri oyuncuların anlayışına saygılıydı. “Woody uzun zamandır vegan, bu yüzden hayvansal olmayan ürün kullanmamızın mümkün olduğu her seferde bunu yaptık. Tüm kıyafetleri vegandı ve hayvan zulmünden uzaktı. Kostümlerinde deri yoktu; kullanılan yılan derileri ve kürkler sahteydi. Botları hayvansal olmayan kumaştan İtalya’da yapıldı”.

Eatwell’in yaratıcılığını esnetmesi için bir başka fırsat da, Venom’ın Eddie’nin dairesinden kaçtıktan hemen sonra kalabalığa kolayca karışmasını sağlayan kostümlü karnaval sahnesiydi. “Bu tam bir çılgınlık patlamasıydı. Kostümlerin hepsinin aşırı olması gerekiyordu” diyen tasarımcı, şöyle devam ediyor: “Venom’ın rahatlama ânı yaşayabileceği tek yer toplumun uç noktaları. Belirli bir kültüre veya kutlamaya özel bir şey istemedik; karnaval tamamen özgün olmalıydı. Ve bunu yapmak hem bizim için, hem de 700-800 arka plan sanatçısı için müthiş bir şenlik oldu. Her şeyi saat gibi çalıştıran harika bir figüran departmanımız vardı; yüzlerce insanın ölçüsünü alıp, giysilerini diktiler ve günü geldiğinde kostümlerin hazır olmasını sağladılar”.

Filmin çoğunda yumuşak tonlardan oluşan bir renk paleti vardı. Fakat Scholl ve Eatwell bu sekansta siyahların, beyazların ve kırmızıların ortaya çıkmasına izin verdiler. Scholl bunu şöyle açıklıyor: “Bu sekans yumuşak renkli gerçek dünyaya bir istisnaydı. Bir insan az önce bir uzaylı tarafından ele geçirilmiş olduğu için çıldırıyor, biz de buna saykodelik bir yolculuk gibi yaklaştık. Gerçekten aşırıya kaçmayı başardık! Her şeyi bir araya getirmek için ışık projektörleri kullandık.”

Eatwell ise şunu ekliyor: “Karnaval çok eğlenceliydi, bir kostüm şöleniydi. Renkleri siyah, beyaz ve kırmızı ile sınırlamaya çok erken karar verdik: Kalabalığın büyüklüğü ile birlikte, güneşin altında her renk olsaydı, renklerin etkisi kaybolurdu ve sadece karışıklık olurdu. Ama çok özenli bir tema seçimi yaptığımız için bireysel unsurlar göze çarpıyordu. İşe yaradı. Bir çılgınlık patlamasıydı”.

blank

Öteki Sinema

Öteki Sinema editörleri Prometheus'un David'i gibi... Siz uyurken bile, hoşunuza gidecek yazıları buluyor, itinayla hazırlıyor ve yayına sunuyor. Öteki Sinema çalışıyor!

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Hansel and Gretel: Witch Hunters Yapım Notları

Karanlık bir yöne sapıp, eğlenceli, hızlı ve tempolu bir aksiyona
blank

Çocuklarınızı İstiyor: Lanetli Gözyaşları

New Line Cinema ve yapımcı James Wan’dan Lanetli Gözyaşları, sembolleşmiş