Yeni film Predator: Badlands, bana göre tüm serinin “en Disneyleşmiş” halkası. Artık avcı değil, neredeyse terapiye gitmesi gereken bir Predator izliyoruz.
KÖPEĞİM SİZİ SEVMEK İSTİYOR! Başrolünde bir köpeğin olduğu ve kahramanın sıcak bir yuvadan başka bir sıcak yuvaya yaptığı yolculukları anlatan filmleri sever misiniz? Bu arada filmin dış ses anlatıcısı da başroldeki köpek olacak. Seksenli yıllarda hafta sonu sabahları henüz fantastik çocuk dizileri
Danger: Diabolik‘i (1968) izlerken, nasıl olmuş da bu film bunca sene bizim gözümüzden uzak kalmış, inanamadım. İtalyan yönetmen Mario Bava‘nın en iyi filmlerinden biri olan Danger: Diabolik, başlı başına bir klasik. Ennio Morricone‘nin harika müzikleri, 1960’ların Batman‘i tadında çok keyifli oyunculuklar, son
Dabbe 2 korkutmuyor ancak bir seyirci olarak sinirlerinizi bozuyor, nefretinizi kazanıyor. Dabbe gibi eğlenceli bir yapısı, bir sebep sonuç ilişkisi yok.
James Cameron’un fantezi dünyasına seyahat… Yılın en çok beklenen filmi Avatar’a sonunda kavuştuk. Hem de ne kavuşma. Daha şimdiden kendi fanlarını yarattı bile. Peki şu görsellik büyüsünden bir an için kurtulup filmi incelemeye kalkarsak? Ortada acaba Cameron’un klasikleşen Alien’ı ya da Terminator’ü
Küçük Denizkızı Ponyo ile hayal gücünün sınırlarına bir yolculuk yapıyoruz. İlerleyen yaşına rağmen Miyazaki'nin anlatacak ve çizecek çok fazla hikayesi olduğu anlaşılıyor.
Mutant Chronicles: Sinemada evrim değil, mutasyon Ron Perlman, ne yaptın sen abi? Gülün Adı’nda (Der Name der Rose) Salvatore’ydin. Güzel ve Çirkin (Beauty and the Beast) dizisinin Vincent’ıydın. Dr. Moreau’nun Adası’nda (The Island of Dr. Moreau) Kanun Adamı olarak karşımıza çıktın. Blade
Natural City çok bilinen birkaç bilim kurgunun karışımından oluşuyor. Blade Runner'ı referans alması ise büyük bir cesaret örneği olarak gösterilebilir.
2001 yapımı, kült mertebesine erişmiş zaman yolculuğu motifli bilim kurgu filmi Donnie Darko‘nun bir devam filminin çekildiğini öğrenince ufak bir titreme yaşadı bünyem. Devam filmleri çekilebilecek filmler vardır, çekilemeyecek filmler vardır. Bence D. Darko da devamı çekilemeyecek nadir hikayelerden biriydi. Ancak yine
Forbidden Planet, Neil Armstrong Ay'a ayak basmadan 13, Yuri Gagarin uzaya çıkmadan 5 yıl önce çekilmiş, bugün neredeyse ''kült'' kelimesiyle özdeşleşmiş öncü bir uzay filmi.
Son derece kendine mahsus, garip ve sürreal bir korku sineması örneği olan Phantasm (1979), ”kült film” deyince akla ilk gelen düşük bütçeli filmlerden biri.