Korku sineması artık konfeksiyon atölyesi gibi çalışıyor. Her yıl onlarca film izliyoruz; aynı uğursuz konaklar, aynı musallat cinler, aynı maskeli manyaklar... Ama Weapons başka bir kumaştan!
Ruggero Deodato’ya karşı özel bir ilginiz ya da seksenlerin ultra garip filmlerine bağışıklığınız yoksa Dial: Help’ten uzak durmanız, sağlığınız açısından akıllıca bir tercih olacaktır.
Found footage alttüründe istenildiğinde çok iyi filmler yapılabiliyor. Peki, Taking of Deborah Logan “çok iyi” filmlerden mi? Bu sorunun cevabı kolay değil.
Alper Mestçi, Musallat’larda denediği stili Siccin'de iyice ustalaştırmış, sadece çarpılma sekanslarıyla değil, her anıyla ürküten bir film çıkarmış ortaya.
Jinn “o kadar kötü ki” çeşitlemeleri arasında bir yere konumlandırılamayacak kadar sığ bir örnek olmanın yanı sıra kendine has bir çekiciliğe de sahip.
Azazil bir korku sineması başyapıtı değil ama hastane sahnesine bayıldım! Klasik cin sahnelerinden artık sıkıldım ama bu sekansın Carpentervari atmosferi beni etkiledi.
Anormal Aktivite 2, edepsiz bir film, espriyle ya da göstererek, hiçbir aşırılık yapma fırsatını kaçırmıyor. Cinsellik mefhumunu ise kasıtlı olarak sömürüyor.
Mr. Jones, ait olduğu türün genel özelliklerini taşısa da özgün yanlar da barındıran enteresan bir film bana göre. Ancak yakaladığı bu orijinal yan, filmin ortalarından itibaren kaybolmaya başlıyor...