Korku sineması artık konfeksiyon atölyesi gibi çalışıyor. Her yıl onlarca film izliyoruz; aynı uğursuz konaklar, aynı musallat cinler, aynı maskeli manyaklar... Ama Weapons başka bir kumaştan!
Malumunuz her filmi ile “yeni teknik denemelere” giriştiğini iddia eden Karacadağ’ın, Dabbe: Cin Çarpması filminde öyle büyük iddialara giriştiği falan yok en azından!
Ceset / El Cuerpo, son dakikasına kadar gözünüzü perdeden ayıramayacağınız, Hitchcock zamanlarındaki başarılı gizem/cinayet öykülerini anımsatan harika bir üslup denemesi.
Video döneminin çöp hazinelerini keşfetmek isteyenler için Musibet harika bir seçim olacaktır ancak başka hiç kimsenin bulaşmak isteyeceği türden bir film olduğunu sanmıyorum.
Amerika ve Avrupa’da 90’lı yıllarda bizim apolitik jenerasyon biraz kıpırdanmaya başladı . Türkiye’de politikadan kopmuş Özal ve Çiller neslinin hareketlenmesi için biraz daha zamana ihtiyaç vardı, ancak Seattle ile başlayan, Rage Against the Machine ile aydınlanan ve globazisyona G8 protestoları ile tepki veren
V/H/S filmlerini izlerken, tıpkı eski video kiralama dükkanlarında olduğu gibi, seçtiğiniz kasetlerin çoğu bildik şeyler çıkacak ancak arada mutlaka hazinelere rastlayacaksınız.
Eric Falardeau’nun “body horror” kabusu Thanatomorphose, bir kadının bedeninin halen hayattayken çürümesi sürecine odaklanıyor ve izleyiciye zorlu bir 100 dakika yaşatıyor.