Megan is Missing (2011)
Megan is Missing toplumun tabusu olan konulardan birini seçiyor ve seyirciyi ciddi biçimde rahatsız etmeyi hedefliyor.
alt kültür sinema yayını
Kan, Gövde ve Vitrin Mankenleri: Maniac (2012)
Korkuseverlerin yolunu beklediği sıfır kilometre Maniac, nihayet Öteki Sinema çatısı altında kendisine ayrılan yere kurulmayı başardı.
Found. (2012)
Slasherlara yeni bir soluk getiren Found., We Need to Talk about Kevin’den on kat daha psikopat bir katil ergen filmi olarak tanımlanabilir.
No One Lives (2012)
Kırmızının sık sık ekranı kapladığı, biraya meze olacak bir korku filmi arıyorsanız No One Lives ihtiyaçlarınıza karşılık verecektir.
April Fool’s Day (1986)
April Fool’s Day, Agatha Christie’nin meşhur 10 Küçük Zenci romanındaki gibi çok sayıda alakasız karakteri aynı mekanda bir araya getiriyor.
The Collection (2012)
The Collection kan revan seven korku izleyicisini eğlendirecektir. The Collector’ı sevdiyseniz bu filmi de kaçırmak istemeyeceksiniz.
The Cottage (2008)
İngiliz yapımı korku-komedi filmi The Cottage, birçok kişinin radarına girememiş olsa da türün takipçilerinin dikkatini çekmeyi başarmıştı.
House on Haunted Hill (1999)
House on Haunted Hill seyirciden seyirciye farklı tepki alacak cinsten bir film. Bazı çabalarını ya takdir ya da nefret edeceksiniz.
Salvage (2009)
Salvage tam gaz temposuyla heyecanı her daim zirvede tutmayı başarıyor ve düşük bütçesinin dezavantajlarını hiçbir sahnede belli etmiyor.
Silent Night (2012)
Serbest bir remake olan Silent Night, slasher klişelerine harfiyen uyan sürprizsiz yapısıyla türün hayranlarını memnun edecektir.
Cold Fish (2010)
Petshop işletmekte olan bir çifte odaklanan Cold Fish, izleyicinin kanını donduran başarılı bir gerilim örneği!
Sint / Korku Efendisi (2010)
Sint, korkuseverleri memnun edecek pek çok yaratıcı sahne barındırıyor. Sint Niklas gibi eşine sık rastlanmayan bir kötü karakter de bonusu.
The Cabin in the Woods / Dehşet Kapanı (2012)
Dehşet Kapanı sinema tarihindeki neredeyse her korku öğesini adeta bir geçit törenindeymişler gibi seyirciye sunarak güzel de bir saygı duruşunda bulunuyor.
Deliverance / Kurtuluş (1972)
1972 yapımı Deliverance ağzı mühürlü filmlerden. Muhteşem bir hikaye, muhteşem oyuncular, dudak uçuklatan bir sinematografi...
Psycho / Sapık (1960)
Sapık demek, Bernard Herrmann'ın harikulade bestesi, Anthony Perkins'in sade ve mükemmel oyunculuğu ve tabi ki Hitchcock'un eşsiz sinematografisi demek...
Don’t Go in the House (1979)
Quentin Tarantino'nun favori 'slasher'ı olarak da bilinen Don’t Go In The House’u, bütün eksik yönlerine rağmen sıkılmadan, severek izledim.
ATM (2012)
Yönetmen David Brooks ilk uzun metrajı ATM filminde “büyük fikirden yola çıkılarak çekilmiş düşük bütçeli film” yapmayı deniyor.
Friday the 13th (2009)
Friday the 13th, özellikle yakaladığı görsel estetik ve serinin köklerine bağlı kalması ile dikkat çekiyor. Ancak orijinali dururken neden bunu seyredelim ki?
Hatchet (2006)
Hatchet, hayatta kalışını DVD raflarına borçlu olması ile tam da buram buram 80’lerin VHS kültürünü hissettiren bir film.
Deadly Blessing (1981)
Deadly Blessing, 70-80'ler korku sineması sevenler için gözlerine layık bir seyirlik. Wes Craven sinemasının iyilerinden... Nightmare on Elm Street'e giden yolda bir basamak taşı demek bile mümkün...
I Spit On Your Grave (2010)
I Spit On Your Grave, istismar sinemasının taze -ve adım adım daha fazla izleyiciye ulaşan popüler- bir örneği olarak, orjinalinin markasına bakıp beklentiye kapılanları pek de hayal kırıklığına uğratmayacak bir kan banyosu...