28 Years Later... Bir sinefil gözüyle baktığımızda, cilalı prodüksiyonuna rağmen içerik ve ruh olarak ilk iki filmin gerisinde kalan, ticari kaygılarla şekillendirilmiş bir hayal kırıklığı bu film!
Ghost Rider: Spirit of Vengeance'ın ciddiye alınmak gibi bir derdi olmadığından kendi kahramanıyla dalga geçerek tuhaf bir ergen eğlencesi yaratmaktan ve para basmaktan başka gayreti de yok!
Motosikletinin üzerinde elinde makineli tüfeğiyle, kafası bandanalı, genç ve asi bir Amerikalı, arkadan ona sarılmış bir fıstık. Bir nevi "at, avrat, silah"... İşte film budur!
‘’Belki de bu yüzden bozuk makineler beni bu kadar üzüyor. Üstlerine düşen görevi yapamıyorlar. Belki insanlar içinde aynı şey geçerlidir. Gayeni kaybedersen, bozuk bir makineden farkın kalmaz…’’ Bir gün tren istasyonunda yaşayan yalnız bir genç adamla tanıştım. Neden tren istasyonunda yaşadığını sorabilirsiniz.
Mario Bava’nın unutulmaz başyapıtı, giallo türünün yüzaklarından, bilinen ilk slasher Reazione A Catena / Bay of Blood (1971), cinayet sineması’nın tepe noktalarından biridir.
Nihayetinde, tür sineması meraklılarının zaten bildiği numaralardan ibaret olsa da, youtube'dan parça indiren, filmleri bir bütün olarak değerlendirmekten uzak izleyicinin çok seveceği bir film olabilir İçimdeki Şeytan... Seven çok sever, gerisi de nefret eder gibi bir tanım uygun olacaktır bu film için.
Lars von Trier, Antichrist'tan sonra bir modern şaheserle daha karşımızda! Psikolojik bir mahşer filmi diye nitelendirebileceğimiz Melancholia, hakkında hiçbirşey bilmeden izlemesi daha makbul bir film.