Narco Cultura (2013) 1 – Narco cultura 01

Narco Cultura (2013)

9 Nisan 2014

Uyuşturucunun Pop Kültürü:

Narco cultura posterUyuşturucu kültürünün iki boyutu var; kullananlar arasında kendini bir alt-kültür olarak var eden sistem alternatifi agresif kültür ve bir de üretenlerin dünyası… İsrailli savaş fotoğrafçısı, görüntü yönetmeni ve yönetmen Shaul Schwarz’ın 2013 yapımı belgeseli Narco Cultura (uyuşturucu kültürü), kamerasını uyuşturucu üreticilerinin kültür dünyasına ve onların hikayelerini destansı bir dille anlatan “Narcocorrido” şarkıcılarına çeviriyor.

Öteki Sinema için yazan: Ezgi Aksoy

Uyuşturucu üreticilerinin dünyası doğrudan suç ve ölümle ilişkili, son derece sert ve tehlikeli bir dünya. Ve mesela şu anda dünyanın en önemli uyuşturucu üreticilerinden olan Kuzey Meksika‘da en sert tezahürü ile yaşanmakta. Ama buna karşılık, özellikle 2000’lerin başından beri bu tehlikeli dünya, kendi müritlerini oluşturan büyülü ve çekici bir dünyaya dönüşmekte. Eski tarz Amerikan rüyasına karşılık, yeni bir tür “Meksika rüyası”. Bu bağlamda sert ve maço abilerin altın yaldızlı tabancalarıyla ve güzel kadınlarla çevrili kafası güzel Meksikalı gangsterler, çoktan zenci gangster imgesinin yerini aldı.

Afro-Amerikalı hip-hopçılar; lüks otomobillerine binip şarkılarında güzel kızlarla partilemenin ne kadar süper olduğunu anlatmaya başladıklarından beri; Meksikalı uyuşturucu ve suç dünyasını anlatan bir tür suç güzellemesi olan Narcocorrido şarkıları, alt-kültürün yeni hip-hop’ı olarak güneyinden başlayarak ABD’yi fethediyor. Yıllardır Meksika’da dinlenmekte olan Narcocorridos (bazıları içerdiği şiddet öğeleri bakımından Meksika’da yasaklanmıştır), artık ABD için yabancı bir müzik türü değil. Belgeselde yer alan Narcocorrido şarkıları yayıncısı Twins Enterprises şirketinden Joel Vasquez; “Narcocorrido bir tür Hentai. Kanun dışı işler yapan birinden bir kahraman yaratmak bir anlamda. Bence bu türde limit yok. Bence biz yeni büyük hip-hop kültürü olabiliriz.” diyor.

Narco cultura 01

Bu arada son on yıl içinde Meksika’nın ABD destekli “war on drugs” (uyuşturucu ile mücadele) politikası şiddetlendiğinden beri, ABD Meksika’dan daha fazla uyuşturucu satın almaya başladı. ABD – Meksika uyuşturucu ticareti son on yılda yaklaşık olarak yüzde 30 arttı. Bu da Meksika’daki karteller arası savaşı şiddetlendirdi. 2006’dan beri 60 binden fazla insan, karteller arası savaşta ve devlet yetkilileri ile mücadelede hayatını kaybetti. Daha çok insan ölmeye ve daha çok insan kartellerde çalışmaya başladı yani. Uyuşturucu kartellerinin kültürel hayattaki etki alanı da genişledi. Bu tuhaf domino dizisinin son taşı ise, bu yeni hip-hop kültürü. Latin Amerika’daki uyuşturucu meselesine yabancı olmayanların az çok bildiği bu tuhaf denge, Shaul Schwarz’ın da üzerinde durduğu, daha doğrusu bağlantılarını ortaya koymaya çalıştığı bir sistem olarak karşımıza çıkıyor.

Eski savaş fotoğrafçısı Shaul Schwarz, Narco Cultura için Ciudad Juarez‘in tehlikeli sokaklarında çete üyeleri ve de polis ile çekimler yapmış. Asında bir anlamda caseret isteyen bir işe imza atmış. Doğrusu Latin Amerika’da gerilla hareketleri ile ilgili begesel çalışması yapmak, uyuşturucu dünyasını resmetmeye çalışmaktan daha kolaydır. Çünkü uyuşturucu kartellerinin pek kuralı ve ilkesi olduğu söylenemez.

NARCO CULTURE IN THE US.

Belgeselde Shaul Schwarz, sıklıkla El Paso, ABD – Ciudad Juarez, Meksika sınırı civarında çalışmış ve bu iki şehir arasındaki farkın altını kalın kalın çizmiş. Juarez’in dev bir gecekondu mahallesini andıran görüntüsüne karşılık, hemen birkaç kilometre ötede yükselen El Paso; gökdelenleri, avm’leri, ticaret merkezleri, banliyöleri ve lüks otomobilli refah düzeyi yüksek sakinleri ile tipik bir Amerikan şehri. Buna karşılık Juarez ise, dünyanın cinayet başkenti!

Juarez, dünyada en çok cinayet işlenen şehir. Yıllık ortalama 40 milyon dolarlık bir ticaret hacmi olmasına rağmen, gelişemeyen ve dünyanın en tehlikeli şehirlerinden biri olarak kabul edilen bir tür savaş bölgesi. Sabah saatlerinde işlerine gitmek için evinden ayrılan sıradan insanların görüntüsü sizleri yanıltmasın; Juarez uyuşturucudan gelen 40 milyon doların patlayan tabancalar ve barut kokusu eşliğinde paylaşıldığı dünyanın en tehlikeli savaş meydanlarından biridir.

Bu bilgiler ışığında Shaul Schwarz’ın kamerasının Juarez’de çok çıplak bir panaroma sunduğunu söyleyebilirim. Yönetmenin bir fotoğrafçı ve görüntü yönetmeni olması, filmi inanılmaz derecede etkileyici kılıyor. Her biri şahane birer fotoğraf karesi olabilecek görüntülerin dizilmesi ile oluşmuş bir belgesel bu. Realist ve elbette biraz da varoluşçu. Özellikle Juarez görüntüleri, ölüme yakın ama mesafeli bir bakış atan, tıpkı cesetler gibi soğuk, yalnız ve hüzünlü.

– Bu kısım spoiler (sürprizbozan) içeriyor. –

Bazen şafak sökerken, bazen gece karanlığında vurulmuş ve bir köşeye atılmış gençlerin ölü bedenleri bulunuyor. Bazıları işkence görmüş ya da yakılmış ve tanınmayacak halde olan bu bedenler için köşe başında ağlayan 4-5 yakından fazlasını bulmak güç. Sonra kamera cesetlerle beraber adli tıp koridorlarına uzanıyor. Yanyana dizilmiş ölüler ve bir kare sonra delik deşik otomobiller. Dükkanlarının önünde biriken kanı fırça ve su ile yıkayan esnaf ve esnafın işinin bitmesini bekleyen çocuk yaşındaki müşteriler. Bir narcocorrido konserinin neşeli ezgileri ve birden çölün ortasında yatan, başından vurulmuş on yaşlarındaki bir çocuğun ayakkabısız cesedi… Bu çıplak anlatım dili, Narco Cultura’nın uzun zamandır izlediğim en iyi belgesel olduğuna karar vermemi sağlıyor. Belki bunda yaklaşık on yıldır Latin Amerika araştırmaları yapmamın ve bu narco cultura gerçeğinden hayli etkilenmemin de etkisi var. Ama hayır, bir kez daha karar veriyorum ki; Narco Cultura amacını gerçekleştirebilen son derece başarılı bir belgesel…

Narco cultura 03

Öte yandan bir de Juarez’de çalışan narkotik polisin hayatına da bir bakış atıyor Schwarz. Her gün cesetler ve uyuşturucu trafiği ile uğraşan polislerin akşam olunca kat kat demir kapılar ve köpkelerle korunan evlerine, ailelerinin yanına dönüşüne tanıklık ediyoruz.

Uyuşturucu kültürünün bir yanı böylesine gerçekken bir yanı da hayli yapay ve sahte. Meksika uyuşturucu kültürünü konu edinen pempe dizi kıvamındaki dizilerin ve filmlerin setlerine uğramayı da ihmal etmemiş Schwarz. Masanın üstündeki üç kilo kokaine kafasını batırmış olan bir kartel lideri görüyoruz. Sonra her nasılsa kapıda olması gereken onlarca korumayı atlatmış tek bir özel birlik polisi tarafından vuruluyor. Setin önünde oyunculardan imza almak için bekleyen lise öğrencileri var.

Belgeselin ABD’de Bukanas de Culiácan grubunun solisti çevresinde Narcocorrido konserlerini ve narco corrido yaşam şeklini yansıttığı bölümler ise tersine bir o kadar canlı. Şarkılar, dans eden ve şarkılara eşlik eden kadınlar, parlak çizmeler ve abartılı işlemeleri ile eski Mariachi kılıklarının hip-hop kırması olan şarkıcı ceketleri, turne kamyonetlerinde tüttürülen cigaralar ve bu kültür uğruna ölenlerin kutsandığı konserlere yaklaşıyoruz. Belki de bir anlamda cesetler üstünde yükselen yeni bir yaşam biçimi bu.

– Spoiler (sürprizbozan) içeren kısmın sonu. –

ABD’deki uyuşturucu şarkıları narco corridos ile oluşan kültür, Meksika’da yaşananları sömürüyor demek tam olarak doğru sayılmaz. Zira ABD’nin güneyinde yaşayan pek çok Meksikalı ailelerde uyuşturucu savaşlarına kurban gitmiş akraba ve tanıdıklar olabilir. Başka bir deyişle olanları sömüremeyecek kadar yaşananların içinden şarkılardır bunlar. Hatta söyleyenler, bu mala vida’ya hayrandır. Ancak yine de bu organik bağdan, ölüp gidenlere kıyasla daha çok beslendikleri söylenebilir… Los Angeles müzik piyasasında Meksikalıların uyuşturucu çetelerinin ve suçluların hayatını anlattığı “mala vida” (kötü hayat/kanunsuz hayat) göndermeli narcocorrido şarkıları, bir anlamda ABD’deki Meksikalıların şov dünyasındaki en önemli geçim kaynağı olma yolunda ilerliyor.

Narco cultura 04

Los Angeles’ta ve özellikle ABD’nin güneyinde Meksikalılara karşı “yerli” ABD’liler tarafından uygulanan ayrımcılık, Meksika göçmenlerinin kendi aralarında yaşamalarına, çeteleşmelerine (illa silahlı çeteler olarak anlaşılmasın) ve yaşadıkları yerlerin de birer Meksika gettosuna dönüşmesine neden oluyor. Şehrin banliyölerinde yaşayıp Narcocorridos söyleyen pek çok grup var ve görünüşe göre sayıları da artıyor. Buna bağlı olarak Bukanas de Culiácan solistinin de söylediği gibi, daha birkaç yıl öncesine kadar narcocorridos çalan çok az kulüp varken, şimdi sayıları yüzlerle ifade ediliyor. Bu da narco corrido şarkıcılarının daha çok ünlenmesine ve zenginleşmesine olanak sağlıyor. Gelecek dönemlerde bu şarkıcıların ve grupların sayısı da artacak gibi duruyor.

Narco Cultura, Meksika uyuşturucu dünyasının ürettiği uyuşturucu kültürünün her türlü bileşenine bakış atmış, bir yanıyla da önemli bir gazetecilik çalışması. Sokakta vurulan kartel üyelerinden sadece Juarez’de yaşadığı için öldürülen çocuklara, öldürülenlerin şarkılarını söyleyen narcocorrido şarkıcılarından polislere, Meksikalıların çalıştığı ve narcocorrido şarkıcılarının giydiği kıyafetleri diken tekstil atölyelerinden benzer kıyafetleri satın alıp kulüplerde konserlere giden gençlere ve bu sistemden para kazanan plak şirketlerine kadar her noktaya değiniyor.

Narco Cultura (2013) fragman. Tıkla, izle!

Uyuşturucu kütürü gibi sosyolojik bir vakanın çok katmanlı bir mesele ve birbirine dayanan domino taşları gibi bağlı olduğunu,Narco Cultura’da adeta tek bir resimde görüyoruz. Uyuşturucu dünyası ne sadece ürkütücü silahlı adamlardan, ne imalathanelerden, ne de üretileni kullanan maço adamlardan ya da ABD’li kolej çocuklarından ibaret… Schwarz’ın Narco Cultura’sı uyuşturucu dünyasını organik bağlarıyla ortaya koyuyor. Dolayısıyla uyuşturucu meselesi ABD destekli war on drugs politikası gereğince yapıldığı gibi; bir şekilde bu dünyaya dahil olmuş genç insanları öldürmekle çözümlenebilecek bir olay değil. Narco Cultura neden öyle olmadığını anlamak bakımından değerli bir çalışma…

EL “CHAPO” GUZMAN

Belgeselde adını sıkça duyduğumuz El Chapo Guzmán, Culiacan merkezli Sinaloa Kartelinin lideri ve dünyanın en zengin suçlusudur. Belgesel çekilirken henüz yakalanmamış olan Chapo, geçtiğimiz ay yakalandı ve Chapo’nun yakalanmasından sonra özellikle Culiacan bir dizi olaya sahne oldu.

EL CHAPO GUZMAN arrest

Chapo’nun karteli yaklaşık iki yıl süren bir savaşla Orta Batı Meksika’dan Kuzey Meksika’daki El Paso Amerika sınırı Juarez’i ele geçirmek için şiddetli bir savaş verdi. Çünkü tek başına ABD’nin uyuşturucu ihtiyacının yüzde 25’ini karşılayan ve dünyanın en organize suç örgütlerinden biri olarak kabul edilen kartel için sınırı almak önemliydi. Bu savaş boyunca binlerce çete üyesi hayatını kaybetti. Burada yaşları büyük ölçüde 16-17 ile 25-30 arası değişen gençlerden bahsediyoruz.

Chapo, Juarez’i ele geçirmek için verdiği mücadele sırasında geçtiğimiz aylarda Şubat 2014’te yakalandı. ABD’nin en çok arananlar listesinde de yer alan ve başına çeşitli ödüller konmuş azılı katil, uyuşturucu üreticisi ve korkutucu bir suçlu olan Chapo yakalandıktan sonra Meksika’nın çeşitli yerlerinde Chapo’nun serbest bırakılmasını isteyen binlerce Meksikalı çeşitli eylem ve yürüyüşler yaptılar. Ellerindeki Chapo resimleri dikkat çekiyordu ve çoğusu kartelle ilişkisi olmayan insanlardı.

Bizim buralarda anlamamızın hayli zor olduğu bu durum aslında kısaca şöyle açıklanabilir; Chapo zaman zaman yoksul halka yardım ediyordu ve özellikle devlet ile sorun yaşayanları uygun görürse himayesine alabiliyordu. Öte yandan bir kahraman olarak algılandığı da söylenebilir.

El Chapo’nun yakalanması Sinaloa karteline hiçbir darbe vurmadı. Chapo’nun yerine derhal yeni bir “CEO” getirildi ve üretim aynı hızıyla sürüyor. ABD ile olan ticaret de öyle…

blank

Ezgi Aksoy

Sinema yolculuğu 80’li yıllar korku filmleriyle başladı. Ucuz filmlerle büyüdü. Sinema, yazından sonraki en büyük tutkusudur. Şuan LeMan, yeniHarman ve Bayan Yanı’nda araştırma dosyaları ve populer kült yazıları yazmakta ve medeniyet üzerine kafa yormaktadır.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Yunan Sineması’ndan 2 Taze Örnek: Miss Violence ve The Enemy Within 2 – Miss Violence 005

Yunan Sineması’ndan 2 Taze Örnek: Miss Violence ve The Enemy Within

Yunan Sineması, gittikçe daralan bütçeler ile çalışmak zorunda kalmasına rağmen,
B-olitik Sinema: Alien Nation (1989-1990) 3 – aliennation

B-olitik Sinema: Alien Nation (1989-1990)

[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””] Tematik Film İncelemeleri: Öteki Filmlerin