Pig (1998) 1 – pig 1998 09

Pig (1998)

9 Nisan 2014

pig 1998 posterÖncelikle belirteyim, bu filmi sevmiyorum ama üzerine iki kelime laf edilmesi şart. Sonuçta yeryüzünde böyle bir film yapılmış ve muhakkak ilgilenecek birileri kıyıda köşede mevcuttur.

Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz

1998 yapımı Pig, Nico B. İsimli Hollandalı sinemacının oldukça garip bir çalışması. Psikolojik korku türüne girebilecek filmimiz yirmi üç dakikalık, siyah beyaz ve oldukça deneysel bir iş. Daha doğrusu bir şeylerin “denendiği” kesin ama ne ölçüde başarı sağlanmış, tartışılır. Pig’de isimsiz bir katilin kaçırdığı kurbanına yaptığı işkenceleri ve aralarındaki sado-mazo ilişkinin yansımalarını yirmi üç upuzun dakika boyunca, kan şekerimizin düşmemesi için dua ede ede seyrediyoruz. Rahatsız edicilik konusunda itinalı bir yaklaşımı olan film, aslında ekranda yansıttıklarından ziyade kamera arkası hikayeleri ile akılda kalacak cinsten bir geçmişe sahip. En azından uzun vadede bende böyle olacağını biliyorum.

Peki nedir Pig’in kamera arkası hikayeleri? Öncelikle ikinci yönetmen ve başrol oyuncusunun ismine odaklanalım: Rozz Williams. Asıl adı Roger Alan Painter olan Rozz Williams müzik dünyasında Christian Death, Shadow Project ve Premature Ejaculation ile tanınmış biri, deathrock alttürünün de yaratıcılarından sayılmakta. 1998 yılında Pig filminin ekibinde yer alan Williams, filmin tamamlanmasından kısa bir süre sonra kendini asarak intihar ediyor. Pig, genç goth ilahının ilk ciddi sinema denemesi. Bir diğer filmi (ve Pig’in de devamı olan) 1334 ise Rozz’un ölümünden on dört sene sonra seyirciyle buluşuyor.

Ancak pek tabii Rozz Williams intihar eden ilk müzisyen değil, Pig’in de tek olayı oyuncusunun filmin tamamlanmasından sonraki ani intiharı değil. Aykırı bir zihne sahip Williams ve projenin esas ismi Nico B., filmlerinde rahatsız ediciliği ve gerçekçiliği yüksek tutma derdinde olduklarından, “kurban” rolünü herkesin kaldıramayacağı cinsten tasarlıyorlar (ayrıntılar aşağıda). Uzun süren bir casting periyodunun ardından ikili, James Hollan isimli genç bir aktörü buluyor. Hollan Rozz Williams’ın büyük bir hayranı olduğu için Pig’in çekimleri sırasında Williams’a vücudunu teslim etmekte sakınca görmüyor. Nico B.’nin yıllar sonraki bir röportajda açıkladığı üzere James Hollan “kendisini öldürmedikleri sürece vücuduna istenildiği gibi zarar verilmesine gönüllü” oluyor (1).

pig 1998 09

Bu noktadan sonra Rozz Williams  Hollan’dan aldığı emanete neler mi yapıyor? Hollan’ın göğsüne jiletle PIG yazmak, iğneyle meme uçlarını delmek ve şırınga ile damardan kan alıp Hollan’ın üzerine fışkırtmak akla gelen ilk örneklerden (Bu arada aynı röportajda belirtildiği üzere Williams birkaç kere damarı şaşırıp Hollan’ın kolunu da delik deşik ediyor) Ortada bi anlamda tersten bir A Serbian Film vakası dönmekte anlayacağınız. Bu cümlemden öürü kafanızda film hakkında çok beklenti kurmayın, Pig şiddette uçlara oynamayı hedefleyen bir film değil. Gene de seyir sürecinde sağlam mideye ihtiyaç var, orası kesin.

İşin sansasyonel kısmından ötürü muhakkak merak edip seyredenler olacak ama Pig hakkında gerçekten pek beklentiniz olmasın. Bu cümleyi bir anaakım seyircisi olarak değil, deneysel çalışmalara nasıl bakması gerektiğini az da olsa bilen biri olarak kuruyorum. Seyri zaten çok kolay olmayan film, aynı zamanda anlamı muğlak mesajlarla da seyirciyi karanlık bir bulmacanın içine çekmeye çalışıyor ama açıkçası çok da cezbedildiğimi söyleyemeyeceğim. Belli ki film oynarken ekranda bir mitoloji dönüyor, ama bu belki de sadece Nico B. ve Rozz Williams’ın aşina olduğu, fazlasıyla muğlak bir mitoloji. İkilinin bana ne sunduğunu çözmeyi inanın hiç istemedim ve  ileride zor bir anlatı sınavına gireceksem bunun Nico B.’nin başka filmleriyle olmasını istemem.

pig 1998 05

Özet şudur ki, yazının başında da belirttiğim üzere dünyada böyle bir film yapılmış ve birilerinin bunun hakkında kouşması gerekiyordu. Pig’i seyrettiğim için pişman değilim, ama yirmi üç dakikanın üstünde bir iş olsaydı pişman olabilirdim. Aşırı deneysel ve tedirginlik verici bir film istiyorsanız Pig’e en yakın tarzda bir iş olarak E. Elias Merhige’nin 1990 yapımı filmi Begotten’ı deneyebilirsiniz. Hiç kolay bir film olmamasına rağmen, Begotten her ne hikmetse insana tüm o 73 dakikasını baştan sona seyrettirmeyi bilmektedir. Aklınızda bulunsun.

Pig (1998) klip. Tıkla, izle!

pig 1998 03

Mühim not: Pig’in yönetmeni Nico B.’nin yaptığı filmlerden biri de fetiş modelciliğin en ünlü isimlerinden Bettie Page’in hayatını anlatan Bettie Pagie: Dark Angel imiş.

(1)    http://www.soiledsinema.com/2008/04/interview-with-nico-b.html?zx=9d16df00aa8b18f9

blank

Misafir Koltuğu

Öteki Sinema ekibine henüz katılmamış ya da başka sitelerde yazan dostlarımız her fırsatta harika yazılarla sitemize destek veriyor. Size de okuması ve paylaşması kalıyor...

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Rüyagezer'in Günlüğü (2011) 2 – Rüyagezerin Günlüğü 2011

Rüyagezer’in Günlüğü (2011)

Rüyagezer'in Günlüğü, çekimleri 2010’da başlayıp 2011’de nihayet bulan Pazuzu öykülerinden
İnsanlaşan Makinenin Fedakarlığı: I'm Here (2010) 3 – page2

İnsanlaşan Makinenin Fedakarlığı: I’m Here (2010)

İstanbul Modern Sinema’da gösterim şansı elde eden I'm Here, aynı