Aykırı Oyuncu Aydemir Akbaş ile Sohbet
Aydemir Akbaş. Ailesi onun Mülkiye’ye gidip diplomat olmasını istemiş. O ise derslerden kaçmak için tiyatroyla ilgilenmiş.
alt kültür sinema yayını
Snip (2008)
2008 yılındaki Fantastic Fest’in en etkileyici yapımlarından biri olan Snip gerçekten şok edici sahnelere sahip.
Rambling Rose (1991)
Martha Coolidge’in yönetmenliğini yaptığı Rambling Rose, yönetmenin genelde ele aldığı kadın odaklı filmlerden biri.
Kutluğ Ataman’dan Karanlık Sular (1993)
Çok deneysel bir "ilk film" olan Karanlık Sular, Kutluğ Ataman'ın yönetmen olarak kendi sesini arayıp bulduğu bir film.
Her Şey Bir Kabusla Başladı: The Terminator
The Terminator filmlerinin farklılığı, temelinin bir kıyamet hikâyesi oluşu ama bu kıyametin öncesinde geçen olayları aktarmasıdır.
Porno’dan Mugler’a: Traci Lords…
Porno'dan Mugler’a: Traci Lords… Demir işçisi babasını terkederek daha 16 yaşında sahte kimlikle girdiği porno marotonundan, ensesindeki FBI nefesiyle Avrupa’ya kaçış.
Bad Biology (2008)
Bad Biology, yönetmen Frank Henenlotter'ın eski tatları bize yeniden yaşattığı için izlenmesi gereken eğlenceli bir filmi.
Hard (1998)
“Long is the way and hard, that out of Hell leads up the light.” John Milton – Paradise Lost Hard, izlemesi zaman zaman zor olan sahneler içeren genel olarak bir cinayet filmi. İçinde bolca kan ve gore sahnelerin olduğu, grafik şiddet unsurları
Moon Child (2003)
Moon Child, Uzakdoğu sinemasına ve vampir filmlerine karşı duruşunuz ne olursa olsun, şans vermeniz gereken filmlerden biri.
Death Bed: The Bed That Eats (1977)
En az, örneğin bir Carnival Of Souls kadar “özel” bir üne sahip olması gereken Death Bed, iki arada kalmışları keşfetmekten korkmayanlar için iyi bir seçenek.
Bambola (1996)
Bambola, yönetmen Bigas Luna’nın filmografisindeki erotizm dozu en yüksek film. Birçok kişi içinse Bigas Luna’nın en çöp işi.
Satanik (1968)
Satanik, isminin çağrıştırdığı gibi içinde şeytan olan bir korku filmi değil. Mario Bava’nın Diabolik filmi gibi bir çizgi roman uyarlaması.
The Cannonball Run Serisi
The Cannonball Run (1981), seksenlerin sonunda TRT’de Pazar sabahlarının vazgeçilmez filmlerinden biriydi.
Tanrı Onu Kavga Etmesi için Yaratmış!
Tanrı onu kavga etmesi için yaratmış! Sinema tutkunlarının hayatını kaydırmış Yeşilçam ustalarından biridir Kunt Tulgar.
Jonathan Harker Olmak…
Jonathan Harker olmak… Bir düşe benzemese de yüzün, beni almana izin verirdim. Hayır, hiç vampir görmemiştim.
“Kuzuların Sessizliği” ve “Sapık”ta Gender Dehşeti
Altın çağını yaşamakta olan korku filmleri ile cinsiyet ve gender sorunsalları arasındaki ilişkiyi en iyi görebileceğimiz film o müthiş “Psycho-Sapık”tır. Bu filmde Norman Bates, kadınsılık korkusu ile mücadele ederken hem o kılığa bürünür hem de onu yok eder. Filmin sonunda, bir psikiyatrisi
Uzak İhtimal (2009)
Uzak İhtimal, ilk bakışta birbirinden çok uzak gibi gözüken üç karakterin hikayesini anlatırken aslında bu kişilerin birbirine ne kadar da yakın olduğunu gösteriyor
Dans Dans Dans: Beat Street (1984)
Flashdance ve Footloose gibi dans ve müziğin harmanlandığı filmlerin popüler olduğu dönemde çekilen Beat Street, Break Dance, Hip-Hop kültürü ve onun alt türlerini anlatıyor.
Viridiana (1961)
Viridiana, dini inançların, insani erdemlerin sınanmasını anlatan en iyi, en özgün yapımlardan birisi. Tabi bunda hiç kuşkusuz ünlü yönetmen Luis Bunuel’in anlatımı da en büyük etken… Banuel, İspanya iç savaşından beri ayrı olduğu ülkesinden 1960 yılında film yapmak üzere ülkesine davet edilir.
Cementerio Del Terror (1985)
Cementerio Del Terror, Meksika korku sinemasının iyi ünlü bir klasiği değil. Ama en eğlenceli örneklerinden biri.