Korku sineması artık konfeksiyon atölyesi gibi çalışıyor. Her yıl onlarca film izliyoruz; aynı uğursuz konaklar, aynı musallat cinler, aynı maskeli manyaklar... Ama Weapons başka bir kumaştan!
Neve karakterini oynayan Missy Keating, harika! Omen'den bu yana izlediğim en tedirgin edici ifadeye sahip, hikayeyi sürükleyen de o ancak yine yazmadan edemeyeceğim; o final nedir, nedendir Allah aşkına!
İyi bir gerilim seyretmek isteyen ve “korku sineması takipçisiyim” diyen herkesin seyretmesi gereken bir film Session 9. Sınırlı bütçe ve küçük bir ekip ile korku filmi çekme hayaline sahip amatör yönetmenler bu filmden mühim dersler çıkarabilirler.
Oldukça uçuk konulu bir filmde Scream serisinde yıllardır anlatılan onca klişeyi, bir arada görüp de sıkıntıdan ırak, keyifli bir doksan dakika geçirmek istiyorsanız Shark Night izleyin.
Adından da anlaşılacağı üzere Cube Zero bir devam filmi değil, bir prequel. Bu sefer ilk filmden belirsiz bir zaman öncesine, dev küp projesinin muhtemelen ilk zamanlarına gidiyoruz.
Animatronik robotlar, tüfek üzerine takılmış fenerlerin kameranın önünden geçerken yarattığı o göz alıcı etki ve Endoskeleton’dan esinlenilmiş şeytani kırmızı gözler...
90’lı yıllar Avrupa’nın doğusu açısından oldukça sancılı zamanlardı. Sırp-Bosna savaşının acı bilançosu insanlık tarihinin kara lekelerinden birisi olmuştu.
Çok rahatsız edici ve korku dolu bölümler olmamasına rağmen, eğer değişik bir cin/hayalet korkusu seyretmek istiyorsanız size Lovely Molly tavsiye edebiliriz.