2015, Türk sinemasının rekorlar yılı oldu. Benim çocukluğum-gençliğim yılda ancak 15-20 filmin çekildiği zamanlara denk gelir, o yüzden bu yıl vizyona giren 134 film gerçekten şaşkınlık verici bir rakam… Bu sayının çoğunu “hap yapıp para kapmak” derdinde olan ucuz ve özensiz gişe filmleri oluşturuyor ve bu filmlerin çoğu batıyor olsa da Türk sineması açısından oldukça ilginç bir yıl geçirdiğimizi yazabilirim.

Yılın başka rekorları da var, bu yıl 22 adet korku-gerilim filmi çekildi ve gösterildi. Geçtiğimiz yıl bu sayı 10’du. Ayrıca kıymetli oyuncu Fırat Tanış bu yıl gösterilen 7 filmde rol alarak bir tür oyunculuk rekoru kırmış oldu. O da geçtiğimiz yıl 2 filmde gözükmüştü.

Her yıl yaptığım “yılın en kötü filmleri” listemi bu yıl da yapmadan duramazdım ve de durmadım. Aslında “2015’in en iyi 15 yerli filmi” listesi yapmak için oturdum bilgisayarın başına ama o kadar iyi film çıkmadı!

Şimdi gelelim yılın gerçekten kötü filmlerine… Herhangi bir sıralama yapmadan diziyorum, tamamı bu yıl gişeye çıkan filmler… Bu listedekilerden daha kötü filmler olduğuna da eminim. Bu benim izleyebildiklerimden çıkan listedir.

blankÇılgın Dersane: Ada – Bu seri bitmedi gitti, prodüksiyon olarak zaten zayıf başlamıştı, hepten tuhaflaştı. Zorlama espriler, koca koca adamların dersane öğrencisiymiş gibi yapıp ergen esprileriyle kendilerinden geçmeleri vs. Recep İvedik’in ada formülü bu seride tutmadı. Film, Survivor Hilmicem’in sinema kariyerini başlamadan bitirdi.

Ezan – İslami korku filmleri tutuyor diye eline kamerayı geçirenin film çekmeye çalışmaması gerekiyor. İflah olmaz cin korkusu sevenleri bile salondan kaçırtacak kadar kötü.

Mustang – Ödül hesaplı, art niyetli bir iş… Yurtdışında övgülere boğuluyor ancak herhangi bir yönetmenlik başarısı içermediği gibi çekenlerin ülke gerçekleri hakkında hiçbir fikri yok ya da var ama böylesi işlerine geliyor. Türk yönetmen, Türk oyuncular ama aşırı oryantalist bir bakış açısı… Uzun zamandır izlediğim en samimiyetsiz film!

Madımak: Carina’nın Günlüğü – Müsamere tadında bir film… Bütçe sorunları var, bunu anlıyorum ama bu kadar amatör bir hevesin uzun metraja dönüşerek seyirci karşısına çıkması olmaz. Madımak faciasını anlamak için Soner Yalçın’ın Menekşe’den Önce’si hala en iyi seçenek.

Fatih’in Fedaisi: Kara Murat – Kara Murat yeşil perdenin fedaisi olarak da hatırlanabilir. Gladiator filminden ‘esinlenilmiş’ dövüş sekanslarıyla dolu, olmamış-olamamış bir film!

Güvercin Uçuverdi – Izdırap verici bir gişe komedisi, yazarken bile fenalık geliyor.

blankKod Adı K.O.Z. – Kör parmağım gözüne bir propaganda sineması örneği… Gişede de hüsran yaşayan bu filmi kimse sevmedi.

Çekmeköy Underground – Türkiye’deki hip hop kültürü hakkında gerçekten fikri olmayan bir ekibin elinden çıkma arabesk tarafı daha ağır basan bir film, yarısından sonra Gerçek Kesit’e dönüşüyor. Oyunculuklar da, bir ikisi dışında, yerlerde sürünüyor.

Nefesim Kesilene Kadar – Bazı eleştirmenler filmi gömmemek için cümle kurmakta zorlanmadılar ama festival sinemasının en kabız örneklerinden biri olarak ızdırap verici bir seyir deneyimiydi.

Diktatör Adolf Hitler’in Hayatının Esrarengiz Yönleri – Yıllar önce Homoti’yi çeken Müjdat Gezen’in neden film çekmemesi gerektiğinin 2015 yılındaki ispatı. Müjdat Hoca’yı çok severiz ama bu da neydi böyle?

Can Tertip – Askerlik filmlerinin en kötüsü… Ümit Erdim filmografisinde adı anılmasa daha iyi olur bir halka! Filmin gösterim zamanlaması da kötüydü.

İyi Biri – İyi yazılmış ama kötü çekilmiş bir film. Fazla duygusal… Filmde Cengiz Bozkurt dışında oynayabilen biri yoktu, o da çok abartılıydı. “Kara gızzz” diye bağırışını hala unutamadım!

Mavi Gece – Komik olsun diye herkesin abartıyla oynadığı, tam da bu yüzden hiç komik olamamış bir film…

Firak – Mangal kömürü nasıl yapılır belgeseli ile Gerçek Kesit bir arada… Biz bunu Adana’da, festivalde izledik, orada bile dayanamadık.

Cin Kuyusu – Bu da yine ucuza çıkmış İslami korku filmlerinden. Ben ki Hasan Karacağ sinemasından bile hazzetmeyen biriyim ama bu filmleri gördükçe ona “Yes Master” diyesim geliyor.

İşte böyle… Sonraki zamanlarda bu filmleri yapanların bazılarıyla karşılaşacağız ve bana sitem edecekler mutlaka ama eleştirmen seyircinin gözü kulağıdır. Tüm ahbaplıklarımı bir kenara koyup çürük yumurtaları işaretlemem gerekiyor, kendimi durduramıyorum çünkü “sinemaya gitmek” öyle eskisi gibi değil, oldukça pahalı bir aktivite artık. Bir film biletinin 30 TL olduğu 2015 yılında çok film değil, iyi film izlemek istiyoruz. Olay bu kadar basit…

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

2 Comments Bir yanıt yazın

  1. Sinema biletleri Antalya da 8 lira . Daha doğrusu 8- 9 tane sinema var 4-5 tanesi 8 lira diğerleri 13 lira filan . Allahdan başka sinema biletleri 6 tl .Başka yerlerde 13 lira filanmış. En iyisi Antalya ya taşının : ) İyi günler.

  2. Ayrıca Mustang çok çok kötüydü. Daha da kötüsü bu gidişle Oscar’ı alacak galiba………….

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Spaghetti Westernler

Spaghetti Westernler, Batının romantik görüntüsünü sunmakla beraber, o döneme ait
blank

Cadılar Bayramı’na Özel 10 Süper Cadı Filmi

Öteki Sinema yazarı Semra Doll, yoğun istek üzerine "Cadılar Bayramı’nda