Casino Royale (2006) yeni bir James Bond’la bizi tanıştıran en iyi “giriş filmi” olabilir. Açılışından finaline dek makine gibi tıkır tıkır işleyen bir film ve ilk bakışta fark edilemeyecek kadar çok nüansla örülü.
Stagecoach filminde yedi yolcusuyla birlikte yola çıkan ve Kızılderililerin “isyan” etmesiyle birlikte savaşın ortasında kalan posta arabasının, yoluna devam edip etmemesi için yolcular oylama yapar.
Eylül Fırtınası, oldukça bıçak sırtı bir hikâyeyi merkezine almasına rağmen asla ajite etmeyen, başından sonuna kadar naif yapısını korumayı başaran bir film...
Nesli Çölgeçen, Selamsız Bandosu filminde, 1931 yılında Atatürk’ü karşılamak üzere üyeleri Akşehir esnafından oluşan Akşehir Esnaf Bandosunun hikayesinden yola çıkar.
Timur Bekmambetov’un hangi saiklerle yeniden çektiğini anlamakta zorlandığımız Ben-Hur son yılların en ciddiye alınmayacak yeniden çevrimlerinden biri maalesef.