blank

Rashomon (1950)

“İnsanlar kötü şeyleri unutmak ve yalan da olsa iyi şeylere inanmak isterler. Böylesi daha zahmetsizdir.” Rashomon, kelime anlamı olarak Japonca da “kale kapısı, hisar kapısı ve ya şehir kapısı anlamına gelmektedir. Hikâyemiz yıkık dökük bir şehrin kapısında başlar. Gök delinmişçesine yağan yağmurdan
24 Mart 2013
blank

Purple Rain (1984)

80’lerin “Altın Çocuğu” Prince’ın başrolde oynadığı Purple Rain, akıllara şarkısıyla kazınmış olsa da film olarak, gözden kaçırılmaması gereken bir dönem kültü
20 Mart 2013
blank

Blancanieves (2012)

Siyah beyaz, sessiz ve masal tadında bir filme, çok sevdiğimiz Flamenko ezgileri de eklenince bana göre tadından yenmez bir iş ortaya çıkmış.
14 Mart 2013
blank

Django Unchained (2012)

“Kır zincirlerini gel ödül avcılığı yapalım seninle Yum gözlerini soluksuz sıkalım göklere…” Vahşi batı yöresi bir halk türküsü Tarantino, Inglourious Basterds’la yeni bir stile kaymış gibiydi. Reservoir Dogs(1992), Pulp Fiction(1994)  gibi ilk dönem filmlerinden aşina olduğumuz, komediyi yükselterek filmlerin kanlı yüzünü yumuşatan
10 Mart 2013
blank

Faust (2011)

Sokurov imzalı Faust, Alman yazar Goethe’nin yine aynı adı taşıyan kitabından uyarlanan ve çoğumuzun aşina olduğu bir hikayeyi anlatıyor.
10 Mart 2013
blank

The Master (2012)

Başkaldırıyorum, Öyleyse Varım! Günümüzde müzik bir filmin güçlü ve yadsınamaz kanatlarından biri olarak addediliyor ancak filmlerini müzikten bağımsız ve arınmış olarak çeken yönetmenler de mevcut. Michael Haneke’nin bugüne dek herhangi bir yapımında müziğe yer vermemesi ve müziğin sahnedeki yetersizliği kapatmak için sömürülmesini
27 Şubat 2013
blank

Öteki'den Haber Al