Misafir KoltuğuŞeytan, önce cennetten kovuldu, sonra Cehennem’e mahkum edildi. Sonra Cehennemden sıkıldı ve tatile çıkmaya karar verdi, dünyamıza geldi. Peki sonra neler oldu? Oldukça eğlenceli başlayan pilot bölümüyle Lucifer nihayet seyirci ile buluştu.
Başrollerinde Tom Ellis ve Lauren German’ın yer aldığı fantastik dizi Lucifer nihayet seyirci ile buluştu. İlk bölümü geçtiğimiz günlerde yayınlanan dizinin pilot bölümü çok iddialı olmasa da oldukça keyifli başladı.
Dizi, jenerikte de belirtildiği gibi Şeytan yani Lucifer’ın cehennemi bırakarak tatile çıkmasını yani dünyamıza gelmesi ile başlıyor. Tatil dense de aslında Lucifer’in temelli kalma niyetinde olduğu da anlaşılıyor. İlk bölümde sanılanın aksine iyi huylu denilebilecek Lucifer’ın şöhret basamaklarını tırmanmak için pek çok kişiye yardım ettiğini (ancak ruhuna karşılık olduğu da ufaktan belirtiliyor) görüyoruz. Ünlü olmak için yardım ettiği ünlülerden birisinin öldürülmesi ile bunu kişisel bir problem haline getiren Lucifer katili bulmak için harekete geçiyor. Elbette güzeller güzeli dedektif Chloe Dancer ile birlikte.
Pilot bölüm olarak hikayesi biraz zayıf kalmış olsa da dizinin derdinin eğlendirmek olduğunu düşündüğümüzde çok da göze batmıyor. Nihayetinde bu dizi ne Supernatural ne de American Horror Story gibi kendisini ciddiye alan korku öğelerine yaslanmıyor.
Filmde Lucifer’ın geldiği yer Hollywood. Yani ünlülerle haşır neşir. Bu sayede dizi Hollywood’un ve dahası dizi/film/müzik endüstrisinin iki yüzlülüğünden de keyifli espriler ortaya çıkarıyor. Akıllara gelecek ilk şeylerden birisi “Cinayeti çözmek için neden dedektifliğe soyunuyor bu Şeytan değil mi yahu, hemen bilir” olabilir. Ancak dizide işler öyle gelişmiyor. Lucifer’ın bir takım güçleri var ama en azından şimdilik oldukça naif ve abartısız olarak yansıtılıyor. En derin tutkuları, kişinin aklının derinlerindeki günah arzularını ya da kişinin aklındaki gerçek düşünceleri söyletme gibi özelliği olsa da tam manasıyla hemen her şeye hakim, her şeyi yapabilen ve aklımızdaki Şeytan imgesi gibi bir model değil. Zaten keyifli kısmı da burada. Yani ufak numaraları olsa da normal bir insan formatında. Esprili, cana yakın ve sempatik.
Lucifer’ın akıl oyunlarının işe yaramadığı tek isim cinayet soruşturmasını yürüten Chloe Dancer. Güzel ve alımlı dedektif Chloe istemeyerek de olsa katili bulmak için Lucifer’la iş birliği yapıyor. Birlikte cinayeti çözmek için harekete geçen bu tuhaf ikilinin diyalogları, birbirlerine takılmaları ve esprileri yerli yerinde ve keyifli yazılmış. Yukarıda da belirttiğim gibi kahkahalara boğulmayacak ama oldukça keyifli zaman geçireceksiniz.
Cast seçimi çok başarılı. Tom Ellis, ukala, kibirli ama bir o kadar esprili Lucifer rolünde çok iyi iş çıkarıyor. Bu rol için gerçekten tam adamını bulduklarını söyleyebilirim. Güzelliği ve hazır cevaplılığı ile dikkat çeken, cinayet soruşturmasını yürüten dedekif Chloe Dancer’i canlandıran, daha çok dizilerden tanıdığımız parlayan yıldız Lauren German da rol için biçilmiş kaftan. Dizide Lucifer’ı cehenneme geri götürmek isteyen Amenadiel adlı meleği canlandıran D.B. Woodside belki de dizinin en ciddi tarafı. Ancak dengeyi çok güzel sağlayan bir etken. Böylelikle dizi gizemini de korumayı başarıyor. Amenadiel’in ileride Lucifer’ın başını daha da çok ağrıtacağını anlayabiliyoruz.
Kısacası Lucifer oyuncu seçimi ve hikayesi ile keyifli bir yapım. Şu sıralar eğlenceli bir seyirlik arayan ve hangi diziye başlasam diye düşünenler için güzel bir alternatif.
Egemen Tokatlıoğlu