Kış Uykusu, NBC sinemasının zirvesi ama Türk sinemasının 100. yılının sonlandığı tarih. Yani faynıl fantezi! Yirminci yüzyıl film estetiğinin tarih olduğu yıl.
Her şeyi ile ele alındığında Nuri Bilge Ceylan sinemasını Kış Uykusu ile birlikte sevmeye başlayan biri olarak söyleyebilirim ki bu film bir ustalık eseri.
Filmde seyirci bir hakem misali... Ama eli boş kalan... Kimi dinlese haklılık payından bir nebzede ona sunuyor, konuşan bir filmin dinleyicisi olarak hem inanılmaz keyifle aralara sızıyor, hem de sürekli kafasının karışmasından bir rahatsızlık duyuyor.
“Film Eleştirmeni” olmak isteyen genç blogculara Faustvari öneriler... Eğer uygularsanız ruhunuzu şeytana satmış olacaksınız ama test edildi, çalışıyor!
Beyond the Hills, yetimhanede geçirilen zorlu koşullar sonrası gelişen özel ilişkilerinin ilerleyen zamanlarda yollarının ayrılmasıyla kesik yediği Voichita ile Alina’yı merkezine alıyor.
Şahsım için önemli bir Türk büyüğü ve düşünürü olduğuna inandığım Nuri Bilge Ceylan’ın da söylediği gibi güzel ve yalnız olan ülkemin sinema seyircilerinin çoğunun aksine vizyon takip etmek gibi bir alışkanlığım yoktur. Seyretmediğim her film, yeni bir filmdir benim için… Vizyonda salon
Modern Avrupa art-house sinemasından, ‘Sovyetler-Birliği-sonrası-Doğu-Avrupa’ ve ‘uluslararası göç’ üzerine çok güçlü, cesur ve çok etkili bir film… 2007 Cannes Festivali’nde Altın Palmiye adayı olan film, iki farklı göç hikayesini anlatıyor. Annesini ve bebeğini geride bırakarak, para kazanmak için Ukrayna’dan Avusturya’ya giden genç