Zombi filmi sever misiniz? ABD dolaylarından önümüze düşse de buram buram İngiliz mizahı kokan The Battery, türün meraklılarının mutlaka eşlik etmesi gereken bir deneyim!
Six-String Samurai, bozkırda yeşeren yırtık pırtık ve geveze bir rock’n roll mitolojisidir. Aradan geçen yıllara rağmen, absürt mizahının etkisini yitirmemiş olması da cabası!
Dünya, başka bir canlı türü tarafından istila edilir ve bu uzaylı kesim insanların bedenlerini ele geçirerek insanlığın sonunun gelmesine sebebiyet verecek bir durum oluşturur.
The Divide, devamlı farklı gruplara bölünen, bölündükçe diğer grubu yok etmeye şartlanan ve nihayetinde kontrolden çıkan insanlığın umutsuz geleceğine yakılmış bir ağıt.
Detroit’te olağan bir gece sürerken ani bir elektrik kesintisi ile bütün şehir karanlığa gömülür. Karanlığın içinde kalan herkes bir anda buharlaşmışcasına arkalarında giysi ve takılarını bırakarak yok olur
Çok da uzak olmayan bir gelecekte, büyük depremlerle başlayan felaketler iklimi değiştirmiş, Güneş kalın gri bulutların ardında görünmez olmuş, buna bağlı olarak bitki ve bitkileri yiyerek beslenen hayvanların sonu gelmiştir. İnsanlığın tükenişi ise yavaş ve ızdıraplı bir can çekişme şeklinde olmakta, sona
Dabbe 2 korkutmuyor ancak bir seyirci olarak sinirlerinizi bozuyor, nefretinizi kazanıyor. Dabbe gibi eğlenceli bir yapısı, bir sebep sonuç ilişkisi yok.
James Cameron’un fantezi dünyasına seyahat… Yılın en çok beklenen filmi Avatar’a sonunda kavuştuk. Hem de ne kavuşma. Daha şimdiden kendi fanlarını yarattı bile. Peki şu görsellik büyüsünden bir an için kurtulup filmi incelemeye kalkarsak? Ortada acaba Cameron’un klasikleşen Alien’ı ya da Terminator’ü
Mad Max‘den sonra en sevdiğim distopik aksiyon filmlerinden biri olan 1981 tarihli Escape from New York / New York’tan Kaçış‘ı tanıtmak istiyorum sizlere. Gerçi kült mertebesine ulaşmış bu şahane seyirliği duymamış bir öteki sinemasever var mıdır bilmiyorum. Varsa da hemen titreyip en yakın