Bir süredir “ne seyretsem övüyorum, acaba ben bu sinema olayını yanlış mı anlıyorum” sorusu kafamı kurcalıyordu. Bir şeylerin de kötü olması gerekir değil mi? Geçenlerde seyrettiğim Kick-Ass 2 sayesinde kendimden şüphe etmeme gerek kalmadı. Sevmemek bir yere kadar ama Kick Ass’in devam filminin bende böyle bir hayal kırıklığı yaratacağını asla tahmin edemezdim.
Kick-Ass ile ilgili ayrıntılı bir eleştiriyi zamanında yazmıştım. Hikayemiz ilk Kick-Ass’in kaldığı yerden aynen devam ediyor. Dave (Kick-Ass) ve Mindy (Hit-Girl), D’amico’nun çetesini tarumar etmiş, bu sayede sokaklarda suçla savaşan “gerçek süperkahramanlar” ekolünün öncüsü olmuşlardır. Geceleri suçla savaşan ikilimiz, gündüzleri ise ergen hayatlarına uyum sağlamaya çabalamaktadırlar. Dave, geliştirdiği tapılası karın kaslarına rağmen okulun en ezik çocuğu olmayı gene başarmış, Mindy de hafif asosyal bir genç kız olmuştur. Bunun yanında geçen filmin Red Mist’i Chris, babasının intikamını almaya karar vermiş ve Mother Fucker ismiyle süper kötülüğe el atmıştır. Filmimiz büyük oranda Mother Fucker ile şehrin kostümlü kahramanları arasındaki savaşı konu alır. Daha doğrusu bu iddiayla biraz aksiyon biraz gençlik komedisi gibi bir şeyler pişirip önümüze sunar ve biz seyircilere bir buçuk saatlik bir kabir azabı bahşeder.
Kick-Ass 2’ye iyi bir uyarlama olmadığı için kızmıyorum. İlk Kick-Ass filmi orijinal seriye ne kadar sadıksa bu ikincisi de o kadar sadık. Mark Millar’ın orijinal serisi, süperkahraman olmaya heveslenen Dave’i bazen gerçek dünyaya dönmeye çağıran bazense Hit-Girl gibi bir karakterle bu gerçeklik çağrısını kendi kendine infilak ettiren ilginç bir hikaye idi. İkinci seri (ve ara hikaye sayabileceğimiz Hit-Girl serisi), kostümlü kahramanlığı sorgulama olayını kesip sürükleyici bir macera sunmayı hedefliyor, bunu da iyi başarıyordu. Tabii bu başarının arkasında ise serinin baharatı sayacağım, okuru sayfa çevirmeye ürküten bir şiddet ve psikopatlık güzellemesinin olduğunu söylemek gerek. Kick-Ass filmleri ise serinin şiddetinden bir tutam, kostümlerinden bolca tutam alıp kendi romantik komedisini yapma derdinde çalışmalar. İlk film her şeye rağmen fena bir iş çıkarmamıştı ama o tek sefer tutacak bir şeydi, aynı formülle ikinci filmi yapmak sadece zorlama oluyor.
Şimdi içimdeki Kick-Ass fanını susturup filmin neden bir film olarak beğenmediğimi açıklamaya çalışacağım (yoksa seride halen on iki yaşında olan Hit-Girl’ü Dave’e sevdalı bir on beşlik yapmaları bile ağlamam için yeterli). Kick-Ass 2’de merak uyandıran tek bir karakter yok. İlk filmin cazibesi nereden çıktığını anlamadığımız Hit-Girl’ün üzerinden yürüyordu ve onu tanımaya çalışmak bile başlı başına bir deneyimdi. Şimdi ise zaten ilk filmin başat gizem öğesi çözülmüş durumda, Hit-Girl’ün bizde karakter bazında yarattığı hiçbir enteresanlık yok. Hele bu ölüm makinesini lisede gösterişli kızların arasına atmak sadece filmi vasat bir durum komedisi olmaya sürüklüyor.
Karakterler gizemli ya da derinlikli olmayınca filmin ortalarında Jim Carrey’in canlandırdığı Colonel Stars’ın başına gelenler de bizi çok heyecanlandırmıyor. Aynı ilk filmde Big Daddy’nin ölümü sırasında yaratılmak istenen duygusal yoğunluğa çabalanmış, müzikler şaha kalkmış ama ne yazık ki olmuyor. İlerleyen kısımlarda Dave’in babasının başına gelenler de şaşılası bir senarist toyluğuyla resmen unutuluyor. İsteyen spoiler diyebilir ama babasının hapishanede belindeki kemer ile boğularak öldürüldüğünü cep telefonuna gelen resimle öğrenen bir genç halen gençlik dizilerinden fırlama bir tavırla etrafta dolaşmaz. Dolaşırsa da aklıselim hiçbir seyirci bu hikayeye inanmaz. Kimseden çizgiromanda aşama aşama gelişen karamsarlığı ekrana taşımasını beklemiyorum ama bana ilkokul piyesi kalitesinden de öte bir şeyler sunun, değil mi?
Filmin bana yaptığı tek hoş sürpriz John Leguizamo’ya ufak bir rol verilmesi idi. Onu da gene hikayeye çok hizmet etmeyen bir infaz sahnesiyle kısa tutmayı başardılar.
İşin acı tarafı Kick-Ass 2, çizgiromanda geçen bazı konulara değinmeden geçip gidebilecekken inatla çizgiromanın hayranlarının zorluyor. Colonel’in köpeği ya da Mother Fucker’ın düzenlediği toplu tecavüz, kimsenin talebi yokken masaya yatırılıyor, sonra da film kendince bir otosansür yaratıp konuyu kapatıyor. Seriyi okuyanlar nasıl bir basiretsizlik örneğinin ekranda vuku bulduğunu anlayacaklardır. Biz hayranların gerçekten böyle bir talebi yok. Eğer kitabın aşırı vahşi kısımlarını gösterecekseniz gösterin, göstermeyecekseniz de hiç açmayın o konuyu.
Karakterler ve senaryonun yavanlığını toparlayacak tek şey aksiyon sahneleri olabilir. Ne yazık ki Kick-Ass 2 bu konuda da sınıfta kalıyor. Koreografiler başarısız ve hantal. Sadece filmin sonlarına doğru gerçekleşen mezarlık çıkışı dövüşü biraz işleri toparlıyor. İlk filmde Hit-Girl’ün mafya ile çatıştığı son sahneyi ağlayarak arayacaksınız. O filmde hasmıyla kedi fare oyunu oynayan sinsi Hit-Girl dövüşleri Kick-Ass 2’de yok ne yazık ki. Amerika’da filmin vahşet tonunun temel tartışma konusu olmasını ise inanın anlayamadım. Ben sonlara kadar PG-13 bir aksiyon seyrettiğime gayet emindim (son dövüş sayesinde filmde şiddet olduğunu “hatırlamış” oldum). Herhangi bir Michael Bay filminde daha yüksek dozda vahşetle karşı karşıya olduğumuza eminim.
Kick-Ass 2’nin trajedisi, çok sağlam bir grindhouse sineması olabilecek bir malzemenin günü kurtarmalık bir gençlik aksiyonu olarak kalmakla yetinmesi. Bu filme verilecek zamanı orijinal çizgiromana verirseniz çok daha karlı çıkarsınız. Ancak ille de film seyredeceğim diyorsanız hakkınızı 2010 yılında James Gunn’ın çektiği, gişede batan ve Kick-Ass’e benzerliğinden ötürü sert eleştiriler alan ancak bu filmden çok ama çok daha iyi olan Super’den yana kullanın. Şüphesiz Kick-Ass 2’den daha iyi bir seçim olacaktır.
Öteki Sinema için yazan: Yigilante Kocagöz
Bugüne kadar gördüğüm en kötü eleştiri yazılarından biri.
Daha sayfalarca yazabileceğinizi belirtmişsiniz. Sanırım size ”bu film berbat” dedirten önemli birçok şey o sayfalarda kalmış. :)
selam. bugüne kadar gördüğünüz en kötü yazılardan olmadığına eminim. filmi beğendiyseniz yazı tabii sempatik gelmeyecektir. Senaryo ve karakterler size olmuş geliyorsa saygı duyarım. Ha tabii kostümler güzel filmde o işi güzel kotarmışlar hakkını vermem gerek.
kick ass 2, düşük bütçeli bir ilk film olsaydı yaklaşımım farklı olurdu ama burda tüm çaba ilk filmin popülaritesini ve Chole Moretz’in yeni yeni kendini gösteren seksapelitesini sömürmek üzere kurulmuş. “Potemkin zırhlısı mı seyrediyorsun, hollywood popcornu bu!” diyebilirsiniz ama bu kadar da bariz beni keklemek isteyen bir filme gözüme batan ucuz numaraları karşısında “işini iyi yapıyorsun” diyemem.
özet: senaryo zayıf, karakterler sığ, aksiyon hantal, para tuzağı bir samimiyetsizlik var + (bonus) orijinal eserle karakter isimleri dışında uyum yok,hayran kitlesini ciddiye almayan bir film
4/10
Yorumunuzu çok komik buldum. :D
”Senaryo zayıf” için; Bu serinin devam filminden nasıl bir senaryo bekliyordunuz? Daha ilk filmin sonundan serinin 2. filminin böyle olacağını anlayamadınız mı? Yinede üzerine bir şeyler koyup çıkmışlar.
”Karakterler sığ” için; İlk filmden baş karakterlerimiz de nasıl bir değişim bekliyordunuz çok merak ediyorum? Karakterlerin çok üstün özellikleri olması zaten filmin konusuna aykırı. Ayrıca karakterler üzerinden yapılan espriler vs. düşünülünce de gene gayet başarılı.
”Chole Moretz’in yeni yeni kendini gösteren seksapelitesini sömürmek üzere kurulmuş” bu cümlenizde filmi cidden hangi gözle izlediğini çok merak ediyorum. Filmin sonundaki bir öpücük sahnesinden tahrik falan mı oluyorsunuz? He unutmadan bir sahne daha vardı şimdi onu hiç demeyin bana. :D
”Aksiyon hantal” bu cümleyinize ufak da olsa katılmamak elde değil fakat çokta abartılmamalı. Abartılara mı çok takıldınız? İyi ama içinde komedi içeren bir aksiyon filminde abartılar olması çok çok normaldir?
”Para tuzağı samimiyetsizlik” buna yorum bile yapmaya gerek yok. :D :D
Saygılar. Mümkünse 2 kere düşünüp yazın arkadaşlar. İnsanları yanlış yönlendirmeyin.
tekrar merhaba. dedikleriniz ışığında yazının “nefret tonunu” hafifletmeye karar verdim. kötü bir film ama demek ki seyirciyi memnun edecek kadar işini kotarıyor, seyrettiğim en kötü çizgiroman uyarlaması olduğunu da söyleyemem yalan olur. tartışmayı uzatmaya gerek duymuyorum. buna ek olarak, bir ara kick ass serisini okursanız sevinirim.
Ben sadece eleştirilerini cümle cümle inceledim bunda nefret asla yoktur.
Ben de çok aman aman beğenmedim ama fazla abartılmamasından yanayım.
Seriyi okumaya çalışırım fakat benim için bir şey değiştirmeyecektir.