Mahakaal: The Monster (1993) 1 – Mahakaal orta

Mahakaal: The Monster (1993)

10 Ocak 2013

Bollywood Usulü Freddy Krueger

Mahakaal posterEğer bir ülke sineması yılda yüzlerce film üretip, bu filmlerle de milyonlarca izleyiciyi salonlara çekmeyi başarabiliyorsa; işin ardında özenliliği tartışmalı da olsa “üretkenlik” olduğunu kabul edebiliriz. Lakin Hindistan Sineması’nın, önemli bir kaynak olarak gördüğü Hollywood’dan apardığı işlerin sayısını da düşünecek olursak, bu gün ulaştıkları izleyici rakamlarını da yadırgamamak gerekir.

Öteki Sinema için yazan: Fatih Yürür

Mahakaal, en basit tabir ile Elm Sokağı’nda Kabus’un Bollywood’a uyarlanmış versiyonu. Tamam, kabul etmek gerekirse bu, biraz iyimser bir tabir olabilir. Çünkü Mahakaal’ın “uyarlama” kısmı ne kadar doğru olsa da, belli başlı sahnelerin kurgusunun bire bir orijinal filmden “aparıldığını” da göz ardı etmemek gerekir. Elbette karşımızdaki ripoff örneği, Bollywood ritüellerinden de kesinlikle taviz vermeyen bir yapım.

Ramsay Kardeşler’in ellerinde şekillenen (ya da kurcalanan) bu Hint usulü Elm Sokağı Kabusu çeşitlemesi, işin içine Bollywood sosu eklendiği zaman ister istemez parodi kulvarına yaklaşıyor. Elbette ki filmde 80’lerin slasher filmlerinde kendini zaman zaman hissettiren nüktedanlık yok. 90’ların ortasından itibaren mantar gibi türemeye başlayan teen-slasherların mizahi çözümlemelerinin arifesinde çekilmiş olan filmin mizah kotasını, cıvık Bollywood esprileri ve adet olduğu üzere iki sahne arasına bodoslama eklenmiş alakasız dans koreografileri oluşturuyor.

Bu bağlamda filmi “fazlasıyla serbest” bir Elm Sokağı Parodisi olarak değerlendirmek hiç de yanlış değil. Ama tanım olarak da fazlasıyla yetersiz. Her ne kadar Shakaal karakteri bir Freddy Krueger varyasyonu olsa da, filmin etkilenim noktaları Elm Sokağı Serileri ile sınırlı değil. Evil Dead’in yanı sıra Uzakdoğu sinemasına da sözüm ona “gönderme”lerde bulunan film; bir süre sonra tam anlamıyla çorbaya dönüşüyor. İşin içine bir de “kara büyü” girince, varın bu karnavalın boyutlarını siz düşünün!

Mahakaal orta

Hele ki ortada Micheal Jackson tripleri ile dolanan Canteen adında bir karakter var ki, seyircinin film ile imtihanı için filme kasten yerleştirilmiş gibi duruyor. Üstelik Canteen ile bozulan sinirleriniz henüz yatışmamışken bir de devreye ondan geri kalmayan biraderleri giriyor. Sadece komedyen Johnny Lever’ın bu roldeki performansı değil, filme yayılan bütün oyunculuklar ve teknik absürtlükler, eşle dostla izlenecek bir makara seansı ile sinir krizinizi nüksettirecek bir tercih arasında gidip gelmesini sağlıyor filmin. Misal; gündüz gözü, ışıl ışıl bir havada ormanın açıklık kısmında el feneri kullanmak, yapımcılar tarafından filme yerleştirilmiş bir şaka mı yoksa ambiyansı tamamlamak adına sahneye sokuşturulmuş bir güdüklük mü emin olabilmek pek mümkün değil!

Filmde garip bir Batman ve Robin dayanışmasına şahit olmak da mümkün. Filmdeki tacizci karakterler, geçtiğimiz günlerde, gazetelerde karşımıza çıkan “Hindistan’daki Tecavüz Oranlarının, Dünya Birincisi(!)” spotuna sahip haberi doğrular nitelikte. Neyse ki, filmdeki kadınların en dar zamanlarında imdatlarına yetişen birileri çıkıyor! Genellikle nereden çıktığı belli olmayan karakterlerimizin dövüş yetenekleri sayesinde, Shakaal’da dahil olmak üzere filmdeki bütün karakterler köteğe doyuyorlar!

Freddy’nin Hindistan şubesi olan Shakaal ise fazlasıyla garip bir görsel tasarıma sahip. Freddy’den ziyade Stand’in Randall Flagg karakterini ve biraz da Jeepers Creepers’ın The Creeper’ını andırdığını söylemek daha yerinde olur. Açıkçası kostümünün de Freddy’ninkine kıyasla fazla sönük kaldığını söyleyebiliriz. Tabi Shakaal’ın çok fazla zaafı var! Meşale ile kafasına vurula vurula tabuta tıkılmak ya da filmin cengaver dövüşçü karakterleri tarafından köteklenmek gibi…

Bütün bunlarla birlikte Mahakaal, 2 saat 12 dakika gibi, kendi janrı için astronomik sayılacak bir süreye sahip. Birkaç orijinal(!) sahne barındırsa da, kendini sürekli tekrar ettiği için, finale doğru cıvatalarınız gevşemeye başlıyor. O sebeple tek dozda tüketmek yerine, gün aşırı ve azar azar alınıp rahat rahat sindirilmesi gerekebilir…

blank

Fatih Yürür

İlk sinema deneyimi, bir Stephen King uyarlaması olan “Geri Döndüler” olmuştur. Yazmaya başladığı dönem ise aslen lise yıllarıdır. Saçma sapan korku hikayeleri kaleme almaktadır ve asıl amacı bir gün bunları görselleştirebilmektir. Çeşitli platformlarda oyun incelemeleri ve film eleştirileri yazar. Yaratmış olduğu RüyadaM adında bir animasyon ve çizgi hikaye karakteri bulunmaktadır.

1 Comment

  1. Ben fragman sandım filmin tamamı çıktı, kabus mübarek.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

Odishon / Audition (1999) 2 – audition

Odishon / Audition (1999)

Japon korku sineması dendiğinde Miike'ye ayrı bir yer açmalı. Başyapıtlarından
Kült Filmler Zamanı: Onibaba (1964) 3 – Onibaba 5

Kült Filmler Zamanı: Onibaba (1964)

Onibaba, üzerinden geçen onlarca yıla rağmen ilk günkü etkisinden bir