Televizyonda kanal zaplamak çölde dolanmak gibi, bön bön bakışmalı diziler ve izdivaç programlarından ibaret uçsuz bucaksız kum tepelerinden başka bir şey yok! Neyse ki her çölde bir vaha bulunur, bize de denk geldi. Adı Efsane’yi yayınlayan Kanal D’nin internet TV’si olan BluTV, Cuma günü yeni bir diziye başladı: Masum.

blank

Masum’un ilk dört bölümünü, hakkını vererek izlemek adına, projeksiyonda bir duvar boyunda ekran yaratarak seyrettim. İyi ki de öyle yapmışım çünkü dizide ciddi anlamda sinema duygusu var. Olsun zaten çünkü Masum’un yönetmeni Seren Yüce, 2010 yılında Çoğunluk filmi ile Altın Portakal kazanan, geçtiğimiz yıl çektiği Rüzgarda Salınan Nilüfer ile de gönlümüzü alan yetenekli genç bir sinemacı…

Açıkçası Seren Yüce‘nin böyle iddialı bir projenin altından kalkacağı konusunda bazı endişelerim vardı, tarzı değil gibi geliyordu, “keşke Ümit Ünal çekseydi” diye düşünüyordum. Seren Yüce’den çok oyuncu kadrosuna ve Berkun Oya’nın kalemine güveniyordum ama izledikten sonra içimde Manavgat şelalesi çağladı. Seren Yüce ve tüm orkestra fevkalade bir iş çıkarmış. Havaya sıkılmış tek bir mermi bile yok!

blank

Nedir bu diziyi bu kadar özel yapan şeyler? Hemen saymaya başlayayım. Uzun zamandır bir sinema filminde bile bu kadar güçlü oyuncular bir araya gelmedi. Masum’un hikayesi, Türk dizi senaristlerinin ezberden yazdığı türden bir şey değil, saçma sapan aşk üçgenleri içermiyor. Dizinin süresi ideal, soundtrack şahane. Sansür de yok, küfürlü günahlı bir dizi…

Oyuncular sırayla ekranda (perdede) gözükürken bile içimin yağları eridi. Selda Bağcan’lı jenerik müziği, biplenmeyen küfürler, tokuşturulan bira bardakları, içilen sigaralar, bön bön birbirine bakmak yerine gerçekten karakteri yaşayan oyuncular. Hiç sarkmayan tempo…

TV’de özlediğimiz ama izleyemeyeceğimiz her şey. Masum yabancı benzerlerinden zerre aşağıda olmayan üstün bir iş. Bir eleştirmen olarak yazıyorum, uzun yıllardır izlediğim en “harbi” şey. Bir ilk olması sebebiyle de herkes kendini adamış gibi görünüyor. Ve şunu da mutlaka yazmak gerek; ben yerli sinema ve TV sektöründe çok uzun yıllardır bu kadar başarılı bir cast’a denk gelmedim. Oyuncu seçimleri kimin fikriyse alnından öpüyorum. Haluk Bilginer, Nur Sürer, Ali Atay, Okan Yalabık, Serkan Keskin, Tülin Özen ve Bartu Küçükçağlayan… Hepsi harika oynuyor, izleyeni mest ediyorlar. Dizinin küçük oyuncusu Merve Ateş’i de unutmamak lazım, o da gerçek bir yetenek.

blank

Şimdiden yazıyorum; Masum bir TV efsanesi olacak ve oldu bile. BluTV’nin Behzat Ç’yi çekeceği falan konuşuluyordu ama bence böylesi çok daha hayırlı oldu. Şu iklimde Behzat Ç çekmek/yayınlamak zor iş. Henüz bir deney olan internet TV olayını da sıkıntıya sokar. BluTV’nin böyle taze bir yapımla yükselmesi çok daha akıllıca.

Behzat Ç’nin rafa kalktığını Erdal Beşikçioğlu’nun Adı Efsane’ye başlamasından da anlayabilirsiniz. ilk bölüm finalini izlediniz mi? Tam 40 saniye herkes birbirine boş boş baktı, alta da döşemişler bolca yaylı içeren tema müziğini… Yıldızlar Şahidim’de de Mesut Akusta ve Canan Ergüder’i harcamışlar. Behzat Ç’nin amiriyle savcısı şimdi ergen dizilerinde can çekişiyor. Yapacak bir şey yok, dedik ya TV artık çöl!

blank

BluTV’nin aylık üyelik ücreti 10 TL, bence bu çabayı desteklemek için bile üye olunabilir. Türk dizi sektörü ergen aşklarına mahkum değil. Yakınlarda bir istatistik yayınlandı. TV’de en çok gıda, kozmetik ve temizlik malzemesi reklamı izliyormuşuz. Kanalların ev kadınlarını hedefleyen yayınlar yapması tesadüf değil ama dedim ya; her çölde bir vaha bulunur. Evet, televizyonu dolma saran teyzeler klanının elinden alamayacağız belli ki ama internet bizim!

Not: “dolma saran teyzeler” benzetmemle ilgili olarak bir dostum uyardı; dolma sarılmaz, doldurulurmuş, sarılan şeye sarma denirmiş. Haklı, hiç yemek yapanla, yiyen bir olur mu?

blank

Murat Tolga Şen

Murat Tolga Şen, sinema eleştirmeni, senarist ve oyuncudur. Öteki Sinema'nın kurucusudur ve OFCS (Online Film Critics Society) üyesidir. 2012-2023 yılları arasında Medyaradar sitesinde TV sektörüne dair eleştiriler kaleme almış, 2014-2016 sezonunda Okan Bayülgen’in Dada Dandinista adlı programının yazı grubunu yönetmiştir. Ayrıca 2017-2019 yılları arasında Antalya Sinema Derneği’nin danışmanlığını yapmış ve 2014-2023 yılları arasında Eğlenceli Cinayetler Kumpanyası’nda oyunculuk yapmıştır. Şen, "Bir Notanın Hikayesi" adlı belgeselin senaryo yazarı ve "Bir İz - Madımak" belgeselinin danışmanıdır. Yazılarına Beyazperde ve Öteki Sinema'da devam etmektedir.

5 Comments

  1. Baştan sona keyifle okudum teşekkürler murat tolga şen.

  2. Yazılarınızı bi kaç aydır takip ediyorum. Ülkemdeki sinema sektörünün halini objektif bir şekilde eleştirmenize hak veriyorum ancak blu tv ve masum dizini bu kadar çok övmeniz ve sayfanıza taşımanızın objektifliğinize zarar vereceği düşüncesindeyim. Ticari kaygı içerisinde olabilirsiniz ancak benim gibi düşünen bi kaç bin kişi olursa yazılarınız daha bir ön yargıyla okunacak ve sonunda sitenizin izlenme oranları düşecektir. Saygılarımla. (Facebook’ta yorum yazma kısmında sizin paylaşımlarınıza yorum yazamıyorum. Buradan yazmamın sebebi bu.)

  3. Tolga, öncelikle “ticari kaygı içinde olabilirsiniz” diyerek hemen özür dilemeni gerektirecek bir şey yazmışsın. Nasıl bir ticari kaygıyı kastettiğini de anladım ve bir yapımı övdüğümüz vakit bazı okurlardan gelen “para aldın” imasına artık alıştık. Masum’u izledin mi bilmiyorum ama bu yazıdan fazlasını hak ediyor. İyi ve heyecan verici bir iş, överken izin mi alacağız? Birkaç aydır yazılarımı takip ediyorsun ya Allah rızası için de bir kere iyi yorum bırakanlardan olun. Gelmişsin buraya, ticari kaygı bık bık! Kardeşim yok, bu işte para yok! Sırf bunun yazısını bile yazdım, bu ne çirkin bir itham yahu? Bu yazının Medyaradar’da yayınlanan versiyonunda bir başka Doğan Medya yapımı olan (BluTV Doğan Medya’ya ait) Adı Efsane’yi yerden yere vurduğumu göreceksin. BluTV ya da dizi ile hiçbir bağım yok. Parasını ödeyip aldığım bir hizmet. Bir keresinde uçakla Antalya TV Ödülleri’ne giderken Ali Atay’ın elindeki Uykusuz’u isteyip okuduktan sonra geri vermiştim. Ekiple de ilişkim bu kadar işte :)

  4. Bence yazi kisa….3, 5 sayfa olsaydi yine ayni aclikla okurdum. Ilk iki bolumu izledim, sinema filmi izliyorum sandim. Bu yaziyi okuduktan sonra anladim nedenini. Yazi icin tesekkurler…”tolga” icin ise ozur dilerim (onun adina). Alistim zaten baskalarinin adina utanc duymaya; ozur dilemek koymuyor. Neyse dizi belli ki basarili sizin de basarilarinizin (ne oluyorsa artik sizin basariniz??? :) ) devamini ve “tolga” gibilerinin kokunun kurumasini dilerim.

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

Agatha Christie Uyarlaması Why Didn’t They Ask Evans? BluTV’de

Agatha Christie’nin 1934 tarihli ikonik romanından uyarlanan Why Didn’t They
blank

House of the Dragon ve Targaryen Hanedanı Soyağacı

Game of Thrones evreninde bizi iki yüz yıl öncesine götüren