Sıradışı, çok şık ve çok zarif bir vampir filmi olan Daughters of Darkness’ın (1971) Daughtersofdarknessjpg-1Giovanni Scagnamillo’nun ”gelmiş geçmiş en iyi 10 vampir filmi” listesinde yer almamasına çok şaşırdığımı söylemeliyim. Bir Fransız, Belçika ve Alman ortak yapımı olan film, tam bir 70’ler Avrupa art-house sineması örneği. Sinematografi olarak Daughters of Darkness gerçekten harika. Bu kadar güzel kadrajlar, ışık, renkler, mekanlar, dekorlar, içinde bolca çıplaklık ve son derece baştan çıkarıcı sahneler olunca ortaya çok nadir rastlanan cinsten bir sinema tecrübesi çıkıyor.

Daughters of Darkness, incelikli ve çözümü zor bir film. Bir filmden çok bir sanat eseri diye tanımlayabilceğimiz filmlerden. Özellikle de erotik vampir janrası gibi janrada bir dolu ”çöp” filmin yanında son derece öne çıkıyor. Bir vampir filminden beklenen sivri dişler veya kovalar dolusu kan yok bu filmde. Ve oldukça da ağır bir temposu var. Ancak ağır temposuna rağmen film o kadar ahenkli ve enteresan bir şekilde gelişiyor ki büyülenmemek elde değil. Sadece sinematografisi değil, konu olarak da, vampir filmi mi değil mi belirsiz gizemli bir çizgi de ilerliyor film. Görüntüler ve görsel betimlemelere dayanan film, 1970’ler Orta Avrupası’nın yalnız ama lüks otellerinde, bu görsel betimlemelerle çok farklı bir gotik hava yakalıyor.

Hikaye çok ama çok güzel 3 kadın ve oldukça karizmatik bir genç adamın arasında geçiyor. Karakterler arasındaki ilişki, cinsel çekim ve şiddet son derece belirsiz ama her an çok güçlü ve çok seksi. Aslında hikaye Sheridan Le Fanu‘nun, 1872 yılında yazmış olduğu gotik romanı ”Carmilla”nın bir uyarlaması. Bram Stocker’ın Dracula’sından da eski olan bu vampir hikayesi beyazperdeye defalarca uyarlanmış. Bu uyarlamaların en güzeli de şüphesiz Daughters of Darkness. Duayen sinema eleştirmeni Roger Ebert’ın ”Yetişkinler için çok şık bir vampir filmi” diye tanımladığı Daughters of Darkness, Belçika sinemasının korku sinemasına en büyük armağanı (Man Bites Dog (1992), Calvaire (2004) ve Vinyan‘ı (2009) da unutmadan…)

cats

Oyunculuk olarak da Daughters of Darkness bir erotik vampir filminden beklenmeyecek kadar iyi bir kadroya sahip. Sadece çok güzel değil, oldukça da iyi oyuncular hepsi. Kontes Bathory rolünde Delphine Seyrig çok etkileyici. BAFTA ödüllü oyuncu, ilerlemiş yaşına rağmen 1970’lerin başındaki tanrıçalardan biri. Başroldeki genç ve güzel kurban Danielle Quimet, ilk tecrübelerinden biri olmasına rağmen son derece inanandırıcı ve sürüklerici. Zamanında Playboy ve Lui gibi dergilerin hayran olunan fetiş modeli Andrea Rau ise Kontes Bathory’nin himayesi rolünde.

Filmin yönetmeni Harry Kümel, zamanında filmi yardım almadan sadece kendi toparladıkları bir bütçeyle nasıl çektiklerini anlatırken şöyle diyor: ”Sponsorsuz, kişisel bütçeyle çekilmiş filmler her zaman daha güzel filmlerdir”. Ben de bu fikre çok katılanlardanım. özellikle de böyle bir film için. Sanat filmi olmakla sömürü filmi olma arasındaki ince çizgiyi çok başarıyla tutturmuş olan Daughters of Darkness’ı içtenlikle tavsiye ediyorum.

blank

Can Evrenol

University of Kent’ten “Sanat Tarihi” ve “Film Theory”mezunu. Bahçeşehir Üniversitesi’nde seçmeli sinema dersi vermekte. MEHTAP ve OMEGA VATAN isminde iki kısa romanı var. Yeni sinema filmi SAYARA (2024) çok yakında!

3 Comments

  1. denize teget korkunc suratli bir ucusun coskusunu ve huzurunu,uysallastikca daha etkileyici kilan,ruyalarin uyanincaya degin suren beklenmedik ayrinti zenginligini etrafa
    comertce yayan,kalp liflerinde bir romantizmini
    yakalamak istercesine sarsan,ve ezgiyi sevgi sanrilari yaratmak icin bilincle,bilincsizlik perdesini yirtmayacak dozda veren sehvetin gidasi…dussel,davetkar,berrak ve cok carpici bir damak tadi..

    saygilar,

Bir yanıt yazın

Your email address will not be published.

blank

Öteki'den Haber Al

Buna da Bir Bak!

blank

The Bird with the Crystal Plumage (1970)

The Bird with The Crystal Plumage filmini özgün bir eser

Vinyan (2008)

Vinyan, neredeyse tamamı açık mekanlarda ve de cangılın derinliklerinde geçmesine