Warcraft kimi sıkıntılarına rağmen fantastik severler için kaçırılmaması gereken bir macera, devam filmleri için de sıkıcı olmayan bir başlangıç hikayesi sunuyor. Görsel efektler göz kamaştırıcı ve finaldeki savaş hem duygusal hem de görsel anlamda etkileyici.
Marvel’in X-Men evreninde kaybolup gidenler için yeni ve en azından yarattığı beklentiler itibariyle heyecan verici bir macera var sırada: X-Men: Apocalypse...
Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı, hepi topu 13 süper kahramanın karıştığı bir macera. Bu haliyle de iç savaştan çok bir mahalle kavgasını andırıyor.
Karşımızda, tüm zamanların en iyi, en yaratıcı, en sıra dışı, en kışkırtıcı ve benzersiz Kült Film’lerinden biri var. David Lynch’in ilk muhteşem eseri ve ilk başyapıtı “Eraserhead”
Jigoku (The Sinners of Hell, 1960) sinema tarihinde çığır açan, birinci sınıf bir meydan okuma. Evet, hikayesi biraz karmaşık ve özellikle son yarım saatinin hazmı güç, her mideye her bünyeye uygun değil.
Batman V Superman, felsefi sosuyla lezzetlenen oyalayıcı ve gösterişli bir çizgi roman uyarlaması… Her yaştan seyirci için ve bu kez kadınlar için dahi lezzetli bir izleme deneyimi vadediyor
The Phantom Menace ve Attack of the Clones’u toplayın, hatta çarpın, bir Force Awakens etmez. Ama uğruna koskoca genişletilmiş evreni feda ettiğimiz film daha iyi olmalıydı.
George Lucas olmadan yoluna devam eden macera, serinin en güçlü taraflarını tek bir filmde toplamayı başarıyor ve izleyenlere “bu %100 Star Wars” dedirtiyor.
Şahane Misafir konusundan anlayacağınız üzere naif bir duygusallığa sahip alacakaranlık hikayelerinden biri... Aslına bakarsanız fena bir film sayılmaz.
Alien serisi, Terminator, Robocop, Assault on Precinct 13 ve Hardware gibi filmlerden aldığı referanslarla vücut bulan Death Machine ilginç bir ilk film.